Fahriye, yediremedi bunu kendine, baba evine döndü. Daha gençti, çok güzeldi. Köy yerinde sahipsiz olmazdı. Ne çare ki hem dertli hem de dul bir kadındı. Büyüklere karşı çıkmak yoktu geleneklerinde. Ova köylerinden birindeki Çerkez Şamil’e uygun görmüşlerdi. Gelenekleri, töreleri birdi. Zanaatı vardı. Zayıftı, güçsüzdü ama iyi bir adamdı. Bir sonbahar günü, ağabeyinin yaptığı
en güzel yaylıya atını koştu Hakkı. Ailecek doluştular, Fahriye’yi alıp geldiler. Başlıksız, düğünsüz. Dul kadına başlık gerekmezdi,
142.5 TL.
150 TL.
Tükendi