Genç bir asilzade ve bir insan kız, yaklaşmakta olan avcılardan kaçarak siyah bir faytonla dolu dizgin gitmektedir. Birbirine aşık bu iki genç , yıldızlararası bir yolculuğa çıkmak üzere bir zamanların gelişmiş uzay limanına doğru yol almaktadır. Peşlerindeki avcı , kızın yaşlı babasının tuttuğu D'dir. Onun peşinden ise avlarını ele geçirmek için her yola başvuran, zalimlikte bir eşine daha rastlanmamış avcılar olan Marcus Kardeşler gelmektedir. Usta yazar ve Japon korku edebiyatının öncüsü Hideyuki Kikuç

Saatte yirmi kilometre hızla Sınır’ın geniş düzlüklerinin üstünde göklerde süzülen bu şehir, dış dünyayla tüm temasları reddeden , son derece huzurlu bir mobil şehirdi. Şehir halkı Sınır’ın vahşi topraklarında yaşayan insanların maruz kaldığı doğal tehditlerden de açlıktan da etrafta kaynayan canavarlardan da bağımsız bir yaşantı sürüyordu. Fakat, şehir büyük bir tehlikeye maruz kalmıştı. Şehirde bir vampir belirmişti. İşi kabul eden D, buram buram ölüm kokan şehre girdi. Usta yazar ve Japon korku edebiyat

Asilzadenin Öpücüğü'ne maruz kalan Doris, Sınır'daki küçük bir köy olan Ransylva'ya giden yolda bir vampir avcısı aramaktaydı. Sene M.S. 12.090. Uzun zamandır insanlara hükmeden vampirlerin soyları tükenmek üzere olsa da yarattıkları korku insanların ruhunda yer etmişti. Yalnızca en üstün yeteneklere sahip olanlar vampir avcısı olabiliyordu. Doris'in nihayet karşılaştığı D adındaki avcı ise, geniş kenarlı gezgin şapkası takan çok yakışıklı bir adamdı. Vampirlerle savaşta neredeyse efsane haline gelen bu gen