Yaşadığın bu coğrafyayı geçme tanı, Üzerinde dalgalanan bayrağını, Zamanın bir saniyesinde dahi Ümitsizliğe kapılmadan kazanılan zaferleri unutma. Nice günler gördü yine de yılmadı, Cesaretin bedende tam vücut bulduğu Ülkemin her köşesinden sesler yükseliyor. Yurdumuzun 100’üncü yılı, sonsuza dek Işığının şarkısını dinlet tüm dünyaya, Lisanı “Türk”, Türk kalacak ilelebet.

Mesela sabah kahvesi gibi ol, bedenleri güne uyandıran, Sesiyle ruhlara dokunan güzel bir melodi kadar naif. Hayat bir müzikse, sen kıvrak bir dans ol. Gülüşünle güneş ol tüm evreni ısıtan. Ama daima içindeki sevgi ışığının yaydığı enerjiyi hissettiren bir kalp ol!

Gülmek, özensiz giyinmek gibidir. Ne üstünüzdeki tişörtün rengi ne de eteğinizin modeli önemli değildir. Tensel uyumu yakalayıp yakalamaması da mühim değil, mühim olan vücutta bıraktığı hafifliktir. Üstünüzdeki pahalı ya da ucuz, ne önemi var? Siz yüreklere dokunan gülümsemenizin paha biçilemez değerine odaklanın. O an ölümle burun buruna gelmiş ya da çok yorgun, üzgün ve çaresiz birine de rastlayabilirsiniz. Bilemezsiniz, yolculuk bu! Fakat ruhunuzla ruhların buluşmasından daha ilham verici, besleyici ve s