Bir annenin gösterebileceği şefkatli bir yüzle yüzüme bakıp: Doğanın getirdiği şu masum karanlıktan sakın korkma Sidar! İlla bir şeyden korkacaksan bu insanların aydınlık diye sergiledikleri karanlık yüzlerinden kork! Hatırlıyor musun? Annem bir seferinde insanlar şu kasalara istiflenen domateslere benzer, ilk önce gözüne temiz ve sağlam gelirler fakat derine indikçe çürük yanlarını gösterirler. demişti.
Kendilerinden sonraki yılları da özlemlerine ipotek etmekle ne kadar aç gözlüydü insan.
Bunu bilakis ondan öğrendim...
Belki de özlemin acıdan beslendiğini bilmeyecek kadar masumdu.
Sevmenin hat safhada olduğu kritik evrede çok bekledim ve anladım ki o hariç herkesin yolu sevmekten
geçiyor.
Gelmedi.
Gelmiyor...
Gelmeyecek!