Bu eserin hareket noktası, Muhbir-i Sâdık’ın "Herkesin kendi görüşüne hayran kaldığını gördüğün vakit, insanları bırak, dünya ve ahiret bakımından sana faydalı olan şeyle meşgul ol!” kutlu buyruğudur. Bu buyruk âciz muhatabına öyle bir sorumluluk yüklemiştir ki, bu çalışmanın yapıldığı 1974-2018 zaman dilimini kesintisiz olarak, tevhide dayalı hayat tarzını anlamaya ve anlatmaya hasretmek gerekmiştir ve başka bir niyet ve gayret hiçbir zaman söz konusu olmamıştır.

Sarp yokuşta yarı yolda kalmamak, mağlup olanlardan olmamak için, hikmeti daha yakından inceleyelim. İnsanoğlunun dünyadaki hayatını da içine alan ahiret yolculuğu, bu kitapta okuyacağınız el-Bahrü’l-Medîd tefsirinde çok güzel hikâye edilmiştir. Hikâyeyi aşağıdaki âyet-i kerimenin tefsirinden okuyalım. "Hani Rabb’in Âdemoğullarından, bellerinden zürriyetlerini alıp, onları kendilerine şahit tutarak, ‘Ben sizin Rabb’iniz değil miyim?’ diye sormuştu. Onlar da ‘Elbette şahit olduk’ dediler. Bunu, Kıyamet günün