“Hatıralar ne güzel, hatırda kalanları paylaşmanız bir o kadar güzel ve faydalı. Devamını bekliyoruz.” (Y. E. S.) * “Yazılarınızı heyecanla bekliyorum, çok güzel ve samimi.”(L.K.) * “Yıldırım Hoca! Edebi mektup türünde rüştünüzü ispat etmiş bulunuyorsunuz. Hele “Kızıma Son Mektup” sizi zirveye taşıdı. Kaleminize ve gönlünüze sağlık. Sizi yürekten kutluyorum. Tebrikler.” (H. P.) * “Bana okumayı sevdiren, beni yazmaya teşvik eden pek kıymetli hayat kılavuzum, sizinle tanıştıran Rabbime şükrediyorum

Müminler! Sözümü iyi dinleyin, iyi belleyin. Rabbiniz birdir, babanız birdir. Hepiniz Adem'densiniz, Adem ise topraktandır. Hiç kimsenin başkaları üzerinde soy sop üstünlüğü yoktur. Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Beş vakit namazı kılın, orucunuzu tutun, malınızın zekâtını verin. Allah’ı çok zikredin. Rabbinize tevbe edip ondan bağışlanma dileyin. Şüphesiz ki, ben günde yüz kere, Rabbime tevbe ve istiğfar ederim. Kardeş olunuz, birbirinize düş manlık etmeyiniz. Zulümden, hıya¬netten ve cimrilikten

Ceviz, fındık, fıstık, muz gibi kabuklu yemişlere dışarıdan baktığınız zaman kabuğunu görürsünüz. Bu kabuklardan bırakın güzel bir tat almayı, ağzımız dahi acılaşır. Mesela cevizin yeşil kabuğu çok acıdır. Ama ne zaman ki o yemişin kabuğunu kırar da içine girerseniz asıl lezzetini o zaman alırsınız. İslam’a dışarıdan bakan bazı genç arkadaşlar ibadetlerdeki zorlukları görüyorlar. Tabiri caizse “İslam acı!” diyorlar. Biraz sabırlı davranıp o dışarıdan zor gözüken ibadetlerin özüne vâkıf olsalar vazgeçile

Türkiye’nin dört taraftan rüzgâr alan tek ovasıymış Göksun Ovası, işte o ovanın toprağında doğdum ve güneşiyle büyüdüm. Fasulye sularken ovanın fotoğrafı çekilse nokta kadar bile gözükmeyeceğime eminim, ne var ki Güneş herkesi unutmuş sanki yalnız beni yakıyor, yakıyor ne kelime kavuruyor. Hele bir de zaman ramazan ayı ise iftarla buluşmadan ölecek gibi oluyor insan. İyi ki ayaklarım, içemediğim suyun içinde. Bir taraftan tarladaki fasulyeyi sularken diğer taraftan da Kayseri yolu üzerindeki gelip g