Birileri susturmadan ormanın söyleyeceklerine kulak verin! Edebiyatımızın yaşayan çınarlarından Hamdullah Köseoğlu'nun yeni romanı Ormanın Sakladıkları, doğa ve insan ilişkisine duyarlı bir yaklaşım sergileyen sürükleyici bir macera. 9 yaş ve üstündeki kitapseverleri gizemli bir serüvene ortak eden Ormanın Sakladıkları, doğa katliamına kayıtsız kalamayan bir grup çocuğun umut verici birlik ve dayanışma öyküsünü anlatıyor. Düşle gerçeği iç içe geçirerek olağandışı bir dünya yaratan Ormanın Sakladıkları, o

Benim adım çocuk. Yani büyükler öyle sanıyor. Çocuk aşağı, çocuk yukarı... Aslında Ilgın'ım ben. Küçük mü küçük, tatlı mı tatlı bir kuşum var benim. Ninemle dedem, bana benzediği için Yaramaz koydu adını. En çok onlarla zaman geçiriyorum. Annemle babamsa hep çalışıyor. Sabah bir gidiyorlar, akşama kadar yoklar. Zaten Yaramaz'ı da bu yüzden aldılar, bana arkadaşlık yapsın diye. Yaramaz'ı çok seviyorum ama o biraz mutsuz. Kafeste, bir tutsak gibi yaşamaktan çok sıkılıyor, özgürce uçmak istiyor. Bana öyle ded

Senin hiç ağacın oldu mu? Kendin ektiğin, kendin suladığın, ilk yapraklarını sevinçle karşıladığın bir ağacın... Benim oldu. En iyi arkadaşımdı Telli Kavak, hâlâ da öyle. Hep konuşurdum onunla; dertlerimi, öğrendiklerimi, sevdiklerimi anlatırdım. Sert rüzgârlara dayanması, güneşe uzanabilmesi için cesaretlendirirdim onu. O da konuşurdu benimle. Bazen yapraklarını hışırdatarak, bazen de rüzgârda salınarak... Ondan hiç ayrılmayacağımı sanırdım. Sonra öyle bir şey oldu ki sevginin uzağı yakın, engelleri yok e

Gizlerle dolu Yıldız Dağı'na dair bir söylenti dolaşmaktadır: Dağın bilinmeyen bir yerinde bir uçurum saklıdır. Çok uzun zaman önce, savaş sırasında koca bir kent o uçurumdan başka bir yaşam alanına inmiştir. Fakat günün birinde bir yıldırımla dağın bir yanı çökünce, Uçurum Kent'tekiler kayıplara karışmıştır. İki delikanlı, bir küçük kız ve bir köpek, Uçurum Kent'in gizini çözmek üzere nefes kesici bir maceraya atılırlar. Bu maceraya büyümenin, genç olmanın getirdiği sorgulamalar, sancılar ve heyecanlar eşl

Ninesi ve dedesiyle yaşayan Gürcan sabırsız, meraklı, birazcık da dik başlı bir çocuk Dedesiyle zaman geçirmeyi çok seviyor: Birlikte parka gidiyor, kitaplar okuyor, hatta yaramazlıklar bile yapıyorlar. Gün içinde başlarından neler geçiyor neler!s Çocuk ve gençlik edebiyatının usta kalemi Hamdullah Köseoğlundan çocuk dünyasını tüm yalınlığı ve masumiyetiyle aktaran, yürekleri ısıtacak bir öykü

Az Gittim Uz Gittim, şiir tadında iki masaldan oluşuyor. Kitaba adını veren birinci masalda, Memiş’in bey kızına kavuşmak için verdiği savaşım; Barış Koyağı adlı ikinci masalda ise, insanları doğayla barış içinde yaşatma çabası anlatılıyor.

Tam bir resim tutkunu olan küçük Ezgi, bir gün bahçedeki havuçları çalan bir tavşan görür. Çok kızan küçük ressam, onun sevimsiz bir resmini yapar. Ama resimdeki tavşan Ezgi'ye şu soruyu sorduğunda her şey değişir: ?Ben havuçları yaşamak için yiyorum. Oysa insanlar bizi..."

Ninesi ve dedesiyle yaşayan Gürcan sabırsız, meraklı, birazcık da dik başlı bir çocuk Dedesiyle zaman geçirmeyi çok seviyor: Birlikte parka gidiyor, kitaplar okuyor, hatta yaramazlıklar bile yapıyorlar. Gün içinde başlarından neler geçiyor neler! Çocuk ve gençlik edebiyatının usta kalemi Hamdullah Köseoğlundan çocuk dünyasını tüm yalınlığı ve masumiyetiyle aktaran, yürekleri ısıtacak bir öykü

Hayal mi, Gerçek mi? Hayal kurmadan yaşanır mı hiç? Hayallerinizi kovmayın; çünkü onlar gittiler mi siz kalırsınız belki, fakat artık yaşamıyorsunuz demektir. demiş Mark Twain. İyisi mi, siz siz olun hayallerinizden asla vazgeçmeyin. Çünkü eğer hayallerinizi kaybederseniz bir yanınız hep eksik kalır. Ne güzel şeydir hayal kurmak. Üstelik, bir o kadar da zahmetsiz ve keyifli. Bu eşsiz deneyimin tadına bir kere vardınız mı öyle kolay kolay vazgeçemezsiniz. Hayallerinize sımsıkı sarılır, gerçeğe dönüşmele

Gün ışığı dev yapılardan, minarelerden, dal uçlarından çekilip gidiyor. Ortalık gölgelenip serinliyor. Perde perde soluyor kent. Soluklaşıp silikleşiyor. Gün geceye dönüyor. Yapılar kül rengi, ağaçlar kirli sarı, insanlar boz bulanık Sıkıldığı, bunaldığı, daraldığı için düşlere sığınıyor. Yeryüzünü yıkıp yeniden kuruyor. Eksiğini gideriyor, fazlasını atıyor. Kaygıyı, korkuyu dışarıda bırakıyor. Kendisini de katıp yeni bir kent üretiyor.

Çınar Yayınları, Rıfat Ilgaz´ın Türk edebiyatına verdiği emeği, sanatçı kimliğini, özellikle çocuk-edebiyat etkileşimindeki temel sanatsal önceliklerini gelecek kuşaklara tanıtabilmek amacıyla, 2007 yılında Rıfat Ilgaz Çocuk Romanı Yarışması düzenledi. Prof. Dr. Sedat Sever, Doç. Dr. Selahattin Dilidüzgün, Yrd. Doç Dr. Necdet Neydim, Dr. Kemal Ateş ve Zekeriya Kaya´dan oluşan seçici kurul 36 dosyanın katıldığı yarışmada Hamdullah Köseoğlu´nu, Küçük Tay adlı dosyasıyla Başarı Ödülü´ne değer gördü. Küçük

Yazarına direnen öykü olur mu? Bizce tüm öyküler yazarına direniyor. Öykü, yazarın bilincinden süzülüyor ve akıp kağıdın üzerinde somutlaşıyor. Bu süreçte yaratıcı beyin ile yaratılan öykü hep birbirine direnmez mi?

Mavi Irmak´ın coşkun sularında büyüyen, "yemeye, içmeye doyan, ama yüzmeye doyamayan", suyu "yüreklerini ısıtan sevgi, okşayan el" bilen mavi saçlı çocukların dostluk ve başarı öyküsü... (Arka Kapak)