Tam Amerikalı, birazcık da Yahudi olan tarihçi Hester Rosenfeld, Nazi dönemindeki `katiller ve korkaklar` kuşağının ağırlığı altında ezilen `sıradan bir Alman` olan Heinrich Falk`un biyografisini yazmak üzere Münih`e gidip de onun metresi olduğunda, Avrupa`da `balçık kadar yoğun` olan tarihin çalımını yemekten kurtulamaz. Hester, Heinrich`in hayat hikâyesinin önemli bir tarihsel belge olabileceğini düşünse de, adamın ailesinin mazisine daldığında, hem âşığının geçmişine dair bir sürü şey gizlediğinden kuşk

Evli bir Manhattan´lı kadın, yerleşip sakini olacağı emin bir diyar ararken On Emir´in yedincisini güle oynaya çiğneyerek, üç erkekle ilişkisini aynı anda sürdürür. Köksüz bir insan gibi bir yataktan öbürüne atlayan bu kadın, saf bir kalp taşıdığını çok iyi bilir, aslında sadece, kalbini nerede kaybetmiş olduğunu arayıp durmaktadır. Kadının birkaç serüvenin içine kattığı esas serüvenini takip ederken asıl gördüğümüz, maskelerimizde açılmış küçük ama sonsuzca derinleşen çatlaklardır. Nitekim okur, roman iler