Dil ve kültürün yeni nesillere aktarılmasında yazma eserler önemli role sahiptir. Bu eserler, dönemlerinin sosyal hayatını ve bilimsel gelişimini yansıtırlar. Dolayısıyla hemen her bilim dalına dair malzeme barındırırlar. Dil ve edebiyatla ilgili yazmaların transkribe edilip dil hususiyetleri bakımından incelenmesi bir bakıma diğer disiplinlerin de istifadesine hazır hâle getirilmesidir. Bu çalışmaya konu olan ansiklopedik yazma eser de bu açıdan birçok alanın dikkatini çekecek niteliktedir. Metin genel ola

Fark ettiniz mi biraz önce deprem oldu! Evet biraz önce bir yerlerde küçüklü büyüklü birçok deprem oldu. Çünkü yeryüzü, biz her zaman fark etmesek de hep hareket halinde. Ama bazen fazla heyecanlanıyor ve işte o zaman fazlasıyla hissediyor ve kötü sonuçlarıyla karşılaşıyoruz. Depremin kaçınılmaz olduğu bir gerçek. Önce de oldu, şimdi de oluyor ve gelecekte de olacak, bu kesin. Depremi engelleme şansımız yok. Peki depremden zarar görmeme şansımız var mı? Depremde yıkılma-yacak binalar yapmamız mümkün mü? Bu

Türk dilinin tarihî lehçeleri daha çok yazma eserlerin bilimsel açıdan değerlendirilmesiyle açıklığa kavuşturulmaktadır. Bu çalışmada Latince apokrif bir metin olan “Book of Judith”in Türkçeye aktarımı olan “Dastan-ı Cudit” inceleme, metin, gramatikal dizin ve tıpkıbasımıyla ortaya konulmuştur. “Dastan-ı Cudit”, yabancıların Türkçeyi kullanımını örnekleyen 17. yüzyıla ait Türkçe (Dāstāndan-ı Cudit-i Dul Arvād) ve Farsça (Dāstān-ı Cudit-i Bive-zen) çift dilli bir tercüme eserdir. İran’da faaliyet gösteren K

Siz herkesin kuklaya dönüştüğü bir köy gördünüz mü hiç? İşte Dantel ve büyükbabasının yolu böyle bir yere düşüyor. Bu köyde insanlar kuklaya dönüşmüşler. Peki ama ipleri kimin elinde? Dantel ve kıvırcık arkadaşı onları kukla olmaktan kurtarabilecek mi? Tüm cevaplar büyükbabanın Kuklacı kitabında gizli. Özgürlük güzeldir ve herkesin hakkıdır. Yakınköylülerin de...

“Bizimle ilgili çok kitap yazıldı ama bu kadar güzel kemik tadında bir kitabı ilk defa okudum. Biz de arkadaşlarla birlikte insanlarla ilgili bir öykü kitabı çıkarmayı düşünüyoruz.” Karabaş "Ay köpeklerin bu kadar çılgın olduklarını bilmezdim. Çılgın öyküsünü okuyunca onları sevmeye bile başladım. Kara böcük gibi bir şey ama olsun.” Yumak "Köyde yaşayan bir süleymancık olarak şehir hayvanlarının yaşamları hakkında çok şey öğrendim bu kitaptan. Bazen üzüldüm, bazen güldüm hallerine.” Süleymancık "Hah şöyle!

“Bizimle ilgili çok kitap yazıldı ama bu kadar güzel kemik tadında bir kitabı ilk defa okudum. Biz de arkadaşlarla birlikte insanlarla ilgili bir öykü kitabı çıkarmayı düşünüyoruz.” Karabaş "Ay köpeklerin bu kadar çılgın olduklarını bilmezdim. Çılgın öyküsünü okuyunca onları sevmeye bile başladım. Kara böcük gibi bir şey ama olsun.” Yumak "Köyde yaşayan bir süleymancık olarak şehir hayvanlarının yaşamları hakkında çok şey öğrendim bu kitaptan. Bazen üzüldüm, bazen güldüm hallerine.” Süleymancık "Hah şöyle!

Dünyanın her köşesi tüm çocuklarındır.Bir çocuk kapınızı çaldığında sofranıza bir tabak daha koyun ve ona anlatacak umutlu masallarınız olsun.

İyi ve mutlu insanların yaşadığı Dikköy isimli bir köy vardır. Dik bir tepenin katlarına kurulu olduğu için en üst katına ulaşmak oldukça zahmetlidir. Özellikle engelli köylülerin katlar arasında dolaşması çok zordur. Mayka isimli çocuk bu soruna bir çözüm bulur. Marangoz babası ile birlikte Dikköy'e bir asansör yaparlar. Bu asansör ilginç bir enerjiyle çalışır. Köpek enerjisi... Fakat bir süre sonra köye köpekleri sevmeyen Kırmızı bir yabancı gelir. Kırmızı yabancı köpeklerden kurtulmak için asansörü çalış