Boğucu bir ağustos sıcağında, bir tepeden aşağıya doğru inmekteydik. Önümüzde, ta ufkun dumanlı maviliklerine kadar uzanan simsiyah bir yol… Sağ tarafımızda durgunca akan Kızılırmak... Nehrin etrafını saran ağaçların yeşilliği ve serinliği suya aksediyordu. Solumuzda ise sıhhiye birlikleri, yük katarları, irili ufaklı kafileler; develer, katırlar, merkepler, atlar, göz alabildiğine uzayıp giderken akşam güneşi kızıl ufukta yavaşça gözden kayboluyordu.
...
Yollar uzayıp giderken bizden de çok şeyler alıp g
57.8 TL.
68 TL.
Tükendi