Çagımız insanının vazgeçilmez unsurlarından olan bilim, teknik ve sanat, biri digerinden daha önemli ya da önemsiz degildir. Aksine, her üç alan birbiri arasında iliskiler kuran, birbirini destekleyen ve hatta tamamlayan islevler üstlenirler. Bu özelliklerinden dolayı da insanın üçtemel çalısma alanını olusturan bilim, teknik ve sanat, çagdas egitim sürecinde bir bütünlük içinde yerini almıs; insanın bilissel, duyussal ve devinissel davranıslarının egitimine çok yönlü katkılarda bulunmustur. Elbette ki çesi

Endüstrisi gelişmiş Batı toplumları, okul öncesinden üniversiteye ve meslek hayatına kadar tüm zamanlarında, bireyleri için sanatı bir değer olarak yaşamın önemli bir unsuru hâline getirmişlerdir. Onun içindir ki bilimde, teknikte ilerlemiş ve sanayileşmiş toplumlar aynı zamanda sanatta da ileri düzeydeki toplumlar olmuşlardır. İçinde bulunduğu kültür ve uygarlığın bir ürünü olan insan, kültürün çok önemli, somut ve biricik unsuru olan sanatın varlığına ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaç kimi zaman bir sanatçı olara