Öykü dünyasına yepyeni bir soluk getiren yazar, önceki eserlerinde de Anadolu’nun derinliklerindeki yaşamın ve insan ilişkilerinin izini sürmüştü. “Seydisuyu Çocukları”nda masumiyetin, “Çörek Kağnısı”nda dayanışmanın, “Şıngırdaklı Melahat”ta ise mizahın izinde dolaşan yazar, kendi benzersiz üslubuyla okurlarını büyülemişti.“Öğretmen Odası” ile birlikte, eğitim dünyasında geçen öykülerine bir yenisini ekleyen yazar, öğretmenlik mesleğinin ilk yıllarına odaklanarak samimi bir portre çiziyor. Bu yeni eserinde,

Bu kitap, eğitim sistemini hicvederken aynı zamanda öğrencilerle kurulan bağları, öğretmenlerin içsel çatışmalarını ve her şeye rağmen devam eden öğrenme süreçlerini öykülerle anlatıyor. “Öğretmen Odası”, gülümseten bir dille eğitim sisteminin çelişkilerini ve kurgusal olmayan komediyi bir araya getiriyor.Öğretmenlerin ne kadar kahraman olduğunu hatırlatan bu kitap, eğitim dünyasının ilginç gerçeklerine ayna tutuyor. “Öğretmen Odası”, eğitim sistemini sorgulayan, güldüren ve düşündüren bir eser olarak okurl

Köyün sıcak topraklarında, kasabanın dar sokaklarında yaşayan insanların gündelik yaşamları, duvarların ötesinde sıradanlıkla sarmaşıklar gibi iç içe geçer. “Şıngırdaklı Melahat,” bu sıradan ama büyüleyici hikâyelerin izini sürüyor. Bu öykülerde, her biri kendi gerçekliğinin yaratıcısı olan insanlarla tanışacaksınız. Arka planda, doğanın değişen mevsimleri, köyün sokaklarında dolaşan toz bulutları ve kasabanın sessiz çehresi var. İnsanların yaşamları, bu arka planda çizilen manzaraların etrafında şekilleniy