"Vesikalı gülüşleri aşk sanıyorlar
Alışkanlıkları, rutinleri de...
Kurdelesi boynunda yeminler ediliyor
İki günlük hevesler...
Gerisi maskeli balo...
Aşk sandıkları sahtelik başlıyor
Sen, ey aşk sanılan soytarı!
Giy tacını!
Geç otur tahtına!
Üstünde ezbere iltifatlar
Altında salkım salkım ihtiraslar
Eline bir kâğıt verelim
Oku dur sıran geldikçe repliklerini
Göbeğinden zeytin yedikleri
cariyelere musallat ol!
Beni uzakları yakın eden hasretimle
baş başa bırak
Kapatırım birazdan gözlerimi
Yanar kandilim özle
Agop Efendi bastonuyla akşam yürüyüşünden dönüyorYazdıkları yine koynundaÖlü doğmuş kelimeleriYüzündeki çizgilere yansımışÖlmeye mecbur bırakılmış kalemlerden sadece biri oCesedi mumla yakılmış satırlarıHiç bir zaman yeminli ağızdan örülü kafesten çıkaramamışEn çok okunamayacaklar listesine girmiş çoktan...Hiç bir zaman okuyucuya ulaşamamışo kıymetli yazılar anısına...