Bu yazılarımda okuyucu görecek ki bütün incelemelerimi Stalin’in nasıl yetiştiği üzerinde yoğunlaştırdım. Onun son siyasal yaşamını incelemeye gerek duymadım. Çünkü bunu herkes bilmektedir.Bununla birlikte 1923’ten sonraki siyasal ahlakı hakkındaki eleştirilerimi önemle belirttim.Bu yazılarımdan amacım, okuyuculara böyle siyasal bir kişiliğin nasıl meydana geldiğini, zor ve şiddetle nasıl başa geçtiğini anlatıp tarihte özel bir niteliğe sahip olan bu gerçeği açığa vurmaktır.Bu nedenden dolayı, bu kişiliğin

Leon Troçki, önde gelen bir Bolşevik devrimci ve Marksist teorisyendi. Rus devrimi ve Sovyetler Birliği’nin ilk zamanlarında etkili bir politikacı, Dışişleri Komiseri, Kızıl Ordu’nun kurucusu ve komutanı ve Savaş Komiseri olarak görev yapmıştır.Troçki, Şubat 1917’den Ekim Devrimi’ne kadar Bolşevik Parti içinde ortaya çıkan mücadeleyi analiz ediyor.Troçki, iktidar için doğrudan mücadeleye geçişte devrimci parti için neredeyse kaçınılmaz olarak ortaya çıkan krizi analiz ediyor.Troçki, yalan ve iftira kampanya

“Lenin’e göre esas görev, proletaryanın öncülüğünü defansizm bataklığından sağlam topraklara çıkarmaktı.” Hemen herkesin az çok bildiği bir devrim: Ekim Devrimi. Ve tabii ardından gelişen bir dizi olaylar, dönüşüm içinde olan Rus halkını dinamik bir yapıda değişime uğratırken bu değişimin ana karakterlerinin ve gruplar arası çatışmalar ile görüşmelerin sebepleri ve sonuçları sizi bu devrim konusunda epey aydınlatacak bir potansiyele sahiptir.

Lev Davidoviç Bronştayn, tüm dünyanın bildiği adıyla Troçki. 1905 ve 1917 Petrograd Sovyeti başkanı. Kızıl Ordu kurucusu ve başkomutanı. Dışişleri Halk Komiseri. Devrimin en sert beş yılında Lenin’le birlikte ön saflarda mücadele eden devrimci, siyasetçi, teorisyen… Hayatım, Sovyet Rusya’nın kuruluşundaki “ikinci isim” Troçki’nin, Türkiye’deki sürgün yıllarında kaleme aldığı otobiyografisi. Ancak alışılmış otobiyografilerin dışında, “sürekli devrim” fikrine uygun biçimde, bir mücadele aracı olarak tasarlıyo

Bir yüzyıldan fazladır milliyetçilik akımlarıyla kaynayan Balkanlarda son büyük savaş 1912de Osmanlı Devleti ile Balkan İttifakı arasında patlak verir. Savaşın dolaylı aktörlerinden Rusyadan 1905teki devrim girişiminin ardından Sibiryaya sürülen ve oradan Viyanaya kaçan LevTroçki, muhalif yayın organlarından KievskayaMisl gazetesi adına cepheye gönderilir. 1909dan beri Balkan ülkeleriyle Osmanlı Devletini yakından takip eden Troçki, savaş boyunca harp muhabirliğinin en güzel örnekleri arasında kabul edilen

Lev Troçki'nin konuşmalarından bir derleme olan Ezilmiş, Bastırılmış ve Tükenmiş Avrupa Halklarına Çağrı sözleri ve hareketleri milyonların kaderini belirleyen bir adamın fikirlerini ve siyasi görüşünü anlamak açısından bulunmaz bir hazinedir. Bu konuşmalarda, kâh kapitalist sistemin sonunun geldiğini belirtmiş, kâh Rus Devrimi'nin ardından kitlelere hitap etmiş, kâh sürgün yılları sırasında Stalin'i eleştirmiştir. Barış, sınıf çatışması ve enternasyonalizm gibi birçok konuya değinilen bu on dokuz konuşmada

Bireyi kutsal kılmak için onu çarmıha geren toplumsal düzeni yıkmalıyız. Ve bu sorun, ancak kan ve demirle çözülebilir. Trotskiy Trotskiy'in devrimci Rusya'nın İçsavaşının harareti içinde yazdığı Terörizm ve Komünizm, devrimci diktatörlüğün en etkili savunularındandır. Düşünür Slavoj Zizek bu kitap için yazdığı kışkırtıcı yorumda Trotskiy'in liberal demokrasinin yanılsamalarına yönelttiği saldırının bugün de hayati geçerliliği bulunduğunu savunuyor. -Arka Kapak-