Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, devleti değiştireyim derken faydasız bir kibir onu resmen esir aldı ve yeni köye eski gelenekleri getirmekte tereddüt etmiyor! Nedir bu eski gelenek? Bu kitabın maksadı günümüzü anlatmak değildir. Bilakis geçmişi anlatarak günümüzü algılatmaktır. Kitap okunduğunda geçmişteki tablo ile bugünkü tablonun ne derecede benzeştiği, şiddetin körüklenmesinde ne derecede ortaklaştıkları, PKK ile başa çıkamayınca da bunun öcünün legal siyasetten çıkarılmaya çalışıldığı ve iktidarın

Sanat ve estetiğin karmaşık sorunlarına ışık tutan, aynı zamanda sanatseverin güvenip rehber seçebileceği bu kitap, estetiği tanımlarken, 'estetik' ve 'sanat' ilişkisinin ne olduğunu da kolay ve anlaşılır bir dille okuyucuya sunuyor. Popüler ve entellektüel bir kavram olarak yaşantımızda yaygın bir yer edinen estetik olgusu, geçmişten günümüze varıncaya dek bir çok kesim tarafından da anlaşılması güç, teorik ve pratik değeri bulunmayan bir kavram olarak zihinlere taşındı. Onun yüzüne bu sahte, kaskatı ve ç

Öteki olan nedir? Öteki benin haricindekidir. Ben eğer Türklük ise, Türk kimliğinin dışında kalan herkes devlet nezdinde öteki olarak algılanmıştır. Kürt dinamikleri açısından Ben eğer PKK ise, PKK'nin belirlediği siyasetin dışında kalan her Kürt ona göre öteki kabul edilmiştir. Devlet Kürtleri ötekileştirmeden önce onları resmen yok saydı, tek kimliğe indirgedi. Kendine karşı risk olarak gördüğü Kürt kimliğinin asmilasyona uğratılarak mümkün olduğu kadar nötralize edip görünmez kıldı. PKK ise, bu asimil

Yasal Kürtler günümüzün Anka Kuşunun öyküsüdür. Kürtlerin, devletle kurduğu bir ötekilik ilişkisidir. Okudukça bu öykünün `Zümrüdüanka`ya ne kadar benzediğini görecek, her defasında bir bitiş ve yeniden doğuşa tanık olacaksınız. Yasal Kürtler, karşıtını geliştiren ve yine karşıtı tarafından yakılan çağımızın `Anka`sıdır. Bu bir mitolojik imge değil; Türkiye`nin Kürt imgesidir, fantastik değil gerçeğin öyküsüdür. ... (Arka Kapak`tan)