gözlerin oldum içimi aydınlatan sana
göçebeliğin sonu yoktu
baktım ki ellerim bağ bozumu, şarap
bardağı ellerini okşadım sonra
dünle bugün arasında sıkışıp kalan
bir armağandı bıraktığın hüzün
kimdim ben
yok muydu ülkem
su değil de ateşsem
şimdiye kadar niye sönemedim
niye çoğalan külleri içime
zamanın kalleşliğine yüzüme serpmedim
niye
niye
niye…
Mehmet Sadık Kırımlı, uzakların ağzından yazılmış şiirler ile kaybettiğimiz ve unutursak bir daha geri gelmeyecek olanları hatırlatırken Hiçliğin Ötesi'nden soruyor:
"aşk-olsun nasıl bulamazssın beni bu kadar sözcüğün arasında"...