Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 43 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Ezber, birikmiş sözümüzdür; daha doğrusu birikmiş canlı sözümüzdür, başka anlatımla ölü sözümüzdür: Tıpkı, canlı emek, birikmiş emek (ölü emek)’te olduğu gibi. Yabancılaşmayla birlikte nasıl birikmiş emek (ölü emek), yaratıcısından uzaklaşır, başkasının güdümüne girer, sonra gelip yaratıcısını boğmaya yeltenirse; biriktirdiğimiz söz (ölü söz) de aynı yolu izler. Bizden uzaklaşır, egemen yargı tarafından satın alınır, sonra da gelip boğazımıza sarılır. Yabancılaşmış ezberimizi kırmak, ürettiğimiz saflıkta
270 TL.
Tükendi
İçkinliğin en önemli aracı düşünme değil, yürektir çünkü sezgiyle akrabalığı, düşünme aracı akıl değil, hissetme aracı yürek kurar: Düşünme kafanın gereksinimidir yürek ise görüşün, duyuşun, hissedişin gereksinimidir. Kafanın gereksinimi olan düşünme, sistem ilkesidir görüşün-duyuşun-hissedişin gereksinimi olan yürek ise yaşam ilkesidir.Alevilik gibi içkinci felsefelerde, düşünce eyleme dönüşmelidir ve eylem, düşünen eylem olmalıdır. Tersi durumda, düşünce yok hükmündedir: Böylesi bir son yakalandığında,
280 TL.
Tükendi
Bana göre siyah, sanatın annesidir siyah doğurur, sanat görünüşe taşınır. Bunun için sanatçının siyahı döllemesi gerekir, döllenen siyah, sanatçıyı doğuma hazırlar, doğum sorunsuz gerçekleşirse, sanat sanatçıya, sanatçı siyaha teşekkür eder: İnsan öldüğünde beyaz renk de ölür ve siyaha katılır ölen diriltilirken, beyaz da diriltilir siyah renk ile vedalaşma, beyazın dirilmesinin çırpınışıdır.Işıklı âlemde (görünen-beyaz- âlemde), yani fiziğin diliyle konuşursak Newton mekaniğinin tanımladığı dünyada, her
240 TL.
Tükendi
Güneş Yeryüzü'nün annesidir. Işığı ile emzirir, besler Yeryüzünü. Kendi gecesine kapanma zamanı geldiğinde rüzgârın uğultusu, dalgaların gürültüsüyle uyutur onu. Demek ki Yeryüzü ışığın içindeki ısıdır; görünüşe taşınanlardan daha fazla şeyi içerdiği için ışığın içindeki ısı, sonsuz ruh-sonsuz candır. Sonsuz ruh-sonsuz can kendi zahirine kapandığında Yeryüzü, hisseden doğanın annesi olarak beliriverir: Işığın içindeki ısı cemre donunda Yeryüzü'ne düşer; hava, su ve toprak gebe kalıp ateş alır. 21 Mart'ta do
300 TL.
Tükendi
Aşk, bir ihanettir; ilk aşk, anaya-babaya ihanettir; bu ihanetin ödülü, anadan-babadan özgürleşmektir. Ölümden sonra yaşanan her yeni aşk ise ölen sevgiliye ihanettir; bu ihanetin ödülü, aşkı öldürüp sevgiliden özgürleşmektir. Hâlâ ihanet diye bir şey kol geziyorsa ortalıkta, o; sevgilinin ölümünden sonra hayatta kalmaktır, yani yaşama ihanettir; bu ihanetin ödülü, dolaşan ölü olmaktır.
210 TL.
Tükendi
Şeytan iki biçimde tasarımlanmıştır: Birincisi, tektanrıcı dinlerin, önsüz-sonsuz kötüsüdür; Tann'ya başkaldıran, soyut anlamda kötü ruh ya da bu kötü ruh ile özdeşleşen, somut anlamda kötü insandır; tanrısal öfkenin dışa vurumu olarak, korku kaynağı soyut kişilik ya da dünyasal-bedensel eğilimler biçiminde, varlık kazanan nefistir. İkincisi, insanın gelecek yazgısının habercisidir, tevhit ustasıdır ve öğrenme açlığı çeken, her insanın öğretmenidir, kendi yaratıcısına, yaratmış olduğu aşırı eşitsizliğin yet
200 TL.
Tükendi
Çıplak uyumak yasaklandı, gece entarisi iktidara taşındı; geçmişte duygunun ruhu, arzunun bedeni örselediği bilince-inanca taşınınca, cinsellik ve aşk, duygunun ve arzunun ötesine aktarıldı; çıplak sevişmek hatta çıplak uyumak yasaklandı. Yasaklanır yasaklanmaz, gece entarisi iktidara taşındı: Böylece giyinmenin değil, çıplaklığın sorunları başlamış oldu.
200 TL.
Tükendi
Ufkuma bir güneş doğacak Tıpkı bir mart sabahı gibi Laleler mor sümbüllü çiçekler açacak O zaman gençliğimi yeniden hatırlayacağım Ve sonra Nisan yağmurları başlayacak Renkli kıvılcımlar dökülecek ufuklardan Bir nur doğacak kalbimde Hüzün verici bir güz sabahında Ve ardından sonbahar gazelleri dökülecek Veda türküsü söyleyecek çıplak ağaçlar Nemli gözlerle bakacak bulutlar hep bana Ruhum toprakla dolacak Mutluluğa son haykırışımda
200 TL.
Tükendi
Canımızı ve yaşamımızı nasıl hiçleştireceğimizi, acıdan muaf tutarak hiçleştirdiğimiz canımızın ve yaşamımızın sancılar içinde hiçliğimizden nasıl doğacağını deneyimleyemezsek eğer ölmeden evvel ölüp yaşarken dirilemeyiz. Öldüğümüzde geriye miras olarak bıraktığımız bilincimizi-inancımızı, yeniden acı çeker duruma getirecek bedenler bulunulamazsa eğer dondan dona taşınıp geleceğe atılan bir işaret fişeği olamayız. Canı bedenin, canlılığı yaşamın zincirlerinden kurtardığımızda, inim inim inleyen canlı doğanı
270 TL.
Tükendi
Alevilik, Anadolu doğumlu bâtınî kurtarıcı bilinç-inançtır; bu bilincin-inancın örgütlenmesi anlamında bâtınî felsefe ya da bilgelik, yani eren-evliya öğretisidir. Anlaşılacağı gibi Arapyarımadası doğumlu olmadığı için, İslâm'ın özü de değildir. Doğumundan günümüze Alevi kimliğiyle yaşanmış bir yasaklı tarihi vardır Aleviliğin; bir de geriye dönüş tapımı gereği İslâm'ın içine taşındığında sahiplendiği, kendini özdeşleştirdiği, kutsadığı bir yasaklı tarihi vardır. Bu ikili yasaklı tarih anlaşılmadan, Alevi t
280 TL.
Tükendi
Spinoza'ya göre ikinci tür bilgi, yani akıl, fazlasıyla genel ve fazlasıyla evrenseldir; bu nedenle kişiyi yeterince etkilemez. Etkilemediği için de bizi dönüşüme uğratacak güçten yoksundur. Bütün şeyler zincirlenince, içkinlik/hiçlik düzlemi oluşur: Üçüncü tür bilgiyle içkinlik/hiçlik düzleminin ayrımına varıldığında, kavramsallaştırılamamasına karşın, zincirlenişin hareketiyle hareket edildiğinde, bilindiği bilinir; bilindiği bilinen şey, bu-dünyanın ya da evrenin ikinci tür bilgiyle ulaşılamayan, yani dü
280 TL.
Tükendi
Alevilik, bir eylem kültürüdür- deneyim kültürüdür, sonuca kısır konuşma kültürü değil; eylemini- deneyimini, devriye tasarımına bağlar: Bağlar bağlamaz hava, su, toprak ve ateşin bilincini sırtlar, geçmişe ve geleceğe yolculuğa çıkar ve şimdiyi, anılara ve sırra gebe bırakır. Artık doğumunu beklemek hakkıdır: Doğum gerçekleştiğinde, sonuç görünüşe taşınmış olur; bu nedenle Alevilik aynı zamanda, bir sonuç kültürüdür; eylemini-deneyimini sonuca taşımak için didinir durur. Devriye, düşünen yoldur; Yol’un fel
280 TL.
Tükendi
Güneşten ateş aldı Şahturna; yalnızca kendini değil, düşüncelerini de ısıttı. Isıtarak biçim verdi şiirine-sesine, onlara mekân yarattı; yarattığı mekâna taşındı ve bıraktı kendini, yaşam alanlarına: Mücadele ruhundan el aldı; türkü ikliminin yeni sesi oldu, doğayı korumaya, yaşamı tedavi etmeye soyundu. Ozan olduğu için Şahturna, şiirlerini müzikle besledi; beslediği müzikte, ezilenlerin kurtuluş görüntülerini izledi; acıları kurtuluşa çerağ yaptı, dünyayı düşünürken gördü ve gördüğüne katıldı; Alevi bilin
320 TL.
Tükendi
1968 Kuşağı ilkti; doğal olarak ondan çok söz edilecekti. O rüya idi; gerçekleşmeyen ya da gerçekleştirilemeyen her özlem, o rüyayı zenginleştirdi; rüya ile birlikte anımsanan her şey, ‘68’liyi besleyip büyüttü. ‘68’ devrimciliğinin albenisine kapılındı ve al kanlar içinde devrimcilik yapan ‘78 Kuşağı’na haksızlık yapıldı. Rüyalar, yıldız yetiştirirdi; ‘68’li yıldıza tapıldı; ‘78’linin nefer devrimcisi küçümsendi. Ölçüt gerçeklik olacaksa 1978 Kuşağı, daha gerçekti; tıpkı sen, ben gibi bir insandı; ‘68 K
420 TL.
Tükendi
Kathar varoluş tasarım, karşıtlar biçimde konumlanmış İyi Tanrı (gizil nesnelliğin kimliklendirilmiş biçimi olarak algılanan İsa'nın Tanrısı) ile Kötü Tanrı (açık nesnelliğin kimliklendirilmesi biçiminde algılanan Musa'nın Tanrısı) arasındaki çatışmanın aşılmasıyla gerçeklik kazanır. Söylencelerin mantığını izlediğimizde: önce İyi Tanrı'nın denetimindeki gizil nesnelliğin açılımlarının söz konusu olduğunu görürüz. Açılım, bir yabancılaşmadır sonuçta. Aynı zamanda İyi Tanrı'dan bir uzaklaşma sürecidir. Uzakl
320 TL.
Tükendi
Sağduyunun egemenlik kurduğu kritik zaman gelip çattığında, teori yalnızca ev işlerine bakarmış ya da kapıda erketeye yatarmış. Daha da kötüsü, istisna kaideyi bozmazmış. XX. yüzyılın fizik biliminde, haber vermeden gelen ve Newton mekaniğinin bilincine, buradan kaynağını alan sağduyuya başkaldıran bir durum ortaya çıkınca, işler tersine döndü. Bilim dünyası, uzay ve zaman, akıl ve madde konularında tuhaf ve dudak uçuklatan düşüncelerin saldırısına uğradı. Saldırıyla birlikte, teori işe koyuldu, sağd
175 TL.
Tükendi
Yulumuzun diline yabancılaştık mı bir kere, şeriatçı inançların dili tarafından kuşatma altına alınırız. Kuşatma koşullarında, dilimiz çalınır ya da unutulur; giderek Yolumuzun sınırlarını algılamakta zorlanmaya başlarız. Böylesi bir son yakalandığında, kendimizi anlatmak için kullandığımız dil, bize şiddet uygulamaya başlar; egemen yargının fikirler ordusunu karşımıza diker. Yolumuzun dili, Yolumuzun evidir. Yol adını verdiğimiz yuvamızda, dilimizi yorumlamak, dilimizi anlamak amacına hizmet etsin diye olu
240 TL.
Tükendi
Münster kentinin merkezinde bir kilise: Çan kulesinden sarkan üç demir kafes. Bu kafesler yaklaşık 500 yıldır, hiç indirilmeden orada duruyor. Geçmişte Katedralin Çan Kulesi'ne bakıp bu üç demir kafese gözleri takıldığında içleri burkuluyordu insanların. Şimdilerde belki bu üç demir kafese tanıklık etmek için, gözler artık yardıma çağrılmıyor. İnsanlar gürültü içinde oradan oraya koşturuyor; demir kafesler, Çan Kulesi'nin duvarına yapışmış, bir tanıdık çıkar mı diye insanları gözlüyor: İnsanlar demir kafesl
320 TL.
Tükendi
 %  10
Şamanizm; Esrik Yolculuk
Şamanın esrik yolculuğuna katıldı mı bir kere insan, geçmişe açılan kapısız kapıyı aralar: Kapıdan içeriye adımımızı atar atmaz, kendimize karşı savaş açar ve bellek yaralarımızı kanatırız; unutulmuş anılarımız, bilincimizin dışına savrulur ve uğuldamaya başlar. Kierkegaard'ın da belirttiği gibi yaşam, arkadan öne doğru koşar, ancak geriye dönülerek anlaşılabilir. Dikkat kesilirsek eğer yaşamın arkamızdan bizi; -Haydi yürü, haydi yürü!, diye dürttüğünü algılarız: Önümüz henüz yaşanmamış bir boşluktur; dürt
117 TL. 130 TL.
Tükendi
Hiçlik Defteri serisinin 9. kitabı. 3 bölümden oluşuyor: Gönül Suyundan Damlalar, Hiçliğin Hakikati, Yaşama Çağrı
70 TL.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 43 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1