Türkiye Cumhuriyeti Kıbrıs'ta kimseye ne bir hak, ne de bir toprak borçlu değildir. Kıbrıs, 1571'de şehit kanıyla, Yunanlılardan değil, Venediklilerden alınan bir vatan parçası. O zaman Yunanistan zaten Osmanlı toprağıdır. Geçen sürede, bir takım entrikalar, savaş oyunları ve Politikalar ile kendi toprağımız olan Kıbrıs, elimizden alınmak istenmiştir. Hatta Kıbrıs'ta öyle bir noktaya getirilmişizdir ki, kendi malımızı, kendi evimizi işgal etmiş muamelesi görmekteyiz. Senelerdir adada huzursuzluk çıkartan R

Türk Tarihinin kayıp yılları olarak Yüzüncü Yılında Ermeni Sorunu bu kitabımızın ana konusudur. Osmanlı Devleti zorunlu göç kararını niçin aldı. Zorunlu Göç sırasında Osmanlı kaynaklarında 300 bin kişinin telef olduğu, Ermeni kaynaklarında ise 1,5 milyon insanın yok edildiği iddia edilmektedir. 300 bin rakamını esas alsak bile ortada çok ciddi bir felaketin olduğu şüphesizdir. 1915 yılının şartlarında, yani Trabzon'dan Erzurum'a gitmenin ayları aldığı şartlarda bunca insan Kuzey Doğu Anadolu'dan Suriye Hale

Geçen sürede, 2000 yılına kadar siyasetçilerin gözünün önünden Menderes ve arkadaşlarının ipte sallanan feci halleri hiç gitmemiştir. Siyasiler askerlerin onaylamadığı hiç bir işi yapamamışlardır. 27 Mayıs Türk demokrasisinin tahrip edildiği bir milat olmuştur. 27 Mayıs'la askeri vesayet başlamış ve bu vesayet darbe Anayasaları ve bunlara bağlı bir takım kanunlarla yasallaştırılmıştır. 1924 Atatürk Anayasasının, 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' şartı, 27 Mayıs?tan sonra rafa kalkmış ve halka senin

Toprak Reformu nedir Emir Ediği müessesesi ne zaman ve niçin kaldırıldı Karşı devrim ne demek Kimler karşı devrimci idi Türkçe ezan uygulaması. Ezan aslına ne zaman ve niçin döndürüldü CHP'nin hangi malları ne zaman ve niçin hazineye devredildi Köy Enstitülerini kim ve niçin kapattı Kırşehir'in ilçe yapılmasının öyküsü. 6 Eylül olaylarını kim organize etmiş olabilir İspat Hakkı Sorununun esası nedir Menderes 'Siz isterseniz hilafeti bile getirebilirsiniz'sözünü sarf etti mi Vatan Cephesi Ocakları n

Yolun dönemecini geçtikten sonra, başını kaldırır durur ve bakar. Karşısındaki idam sehpası, eteklerinde telaşla dolaşan cellâtlarıyla iştah içinde onu beklemektedir. Kendini bir daha kontrol eder. İçinde korkudan eser yoktur. Yaşamakta olduğu hâkim duygu hüzün ve kederdir. Sevdiklerinden ayrılmanın, onları bir daha göremeyecek olmanın hüznü, kederi. Bu ülkeyi, bu halkı ne kadar çok sevmişti onların arasında ne kadar mutluydu. Bu halka hizmet etmek, bu halka faydalı bir şeyler yapabilmek, onun en büyük mefk

ismet İnönü'yü bir zamanların Milli Şefini hep merak etmişimdir. 27 Mayıs öncesi ve sonrasında gördüğüm sade bir vatandaş olarak sessizce izlediğim İnönü 'Şartlar tamam olduğu zaman milletler için ihtilal meşru bir haktır' gibi bir cümleyi seçilmişlerden müteşekkil bir parlamentoda seçimlere aylar kalmışken sarf etmiştir. 27 Mayıs Darbesi yapıldıktan sonra kendisini Paşam emirleriniz bizim için peygamber buyruğudur demek için arayan darbecilerin başı Cemal Gürsel'e Memleket ve millet için hayırlı bir iş yap