Frida, her şeyi biriktirmeye bayıldığı için evi dolup taşmıştı! Üstelik evi o kadar dağınıktı ki aradığı hiçbir şeyi bulamıyordu. Günlerden bir gün, onu ziyarete gelen misafirlerine yardım etmek için acilen sihir kitabına bakması gerekti. Ama bu dağınıklıkta kitabı nasıl bulacaktı?

Frida, önemli bir yere davet edilmişti. Giderken götüreceği kekin yanında mantar çorbası da yapmaya karar verdi. Ancak Frida, her zamanki gibi telaşlı ve dikkatsizdi. Çorbanın içine adını bile bilmediği otları karıştırdı. Frida'nın dikkatsizliği ve unutkanlığı başına yine ne işler açacak acaba?

Frida, büyük bir yarışmaya katılacaktı. Ancak yarışmaya bir türlü hazırlanamadı. O büyük gün geldiğinde yanına uğurlu ejderha yumurtasını da alarak umudunu yitirmeden yola çıktı. Yarışmanın sonunda onu bekleyen büyük sürpriz neydi acaba...

Frida, Ay tutulmasında arkadaşlarıyla buluşacaktı. Bu buluşma çok önemliydi çünkü doğadaki bitkiler için iksir hazırlayacaklardı. Kesinlikle geç kalmaması gerekiyordu! Ne var ki Frida tam yola çıkacakken birden duruverdi...

Düşman gemisine hücum! diye bağırdı Kaptan Şarki. Ve Miki'nin gemisinin güvertesine, ucunda kanca olan bir halat fırlattı. Miki, korsandan hiç mi hiç korkmamıştı. Hatta sonunda onu heyecanlandıracak bir şeyler olacağı için seviniyordu. Can sıkıntısından kurtulacaktı. Birbirlerini tanıyınca arkadaş olan Kaptan Şarki ve Miki eski bir define haritası bulunca birlikte hazinenin peşine düştüler. Böylece hem heyecanlı hem de komik bir maceranın tam ortasında buldular kendilerini. Ha,ha,ha! Biz denizlerin en kork