İnsan belirli bir zamanın, kültürün, medeniyetin, düşüncenin, bakış açısının içine doğar ve onun içinden kendini kurar. İçine doğduğu zamanın ruhunu yansıtan kavramlarla düşünür, konuşur, anlaşır ya da çatışır. Bu açıdan sözlükler ortak kavramlarla insanlığın anlaşmasını kolaylaştırırken, içerdikleri farklılıklarla, aynı zamanda tek bir paradigmanın ya da hegemonyanın tahakkümüne engel olurlar. Siyaset Bilimi Sözlüğü'nün temel perspektifi, bir taraftan siyaset bilimine dair kavramlara yüklenen yaygın an

Prof. Dr. Kudret Bülbül's work brings a breath of fresh air to the political science literature in terms of its scope, method, language and sources. In his work, the author offers the reader the opportunity to be nourished by a wider universe than merely looking for the origins of Western political science. The method that the author follows, prioritizing the concrete and the practical, leaving the abstract and the theoretical to latter makes the subject matters more comprehensible.Bülbül has also taken up

Prof. Dr Kudret Bülbül'ün çalışması, kapsamı, yöntemi, dili ve beslendiği kaynaklar açısından siyaset bilimi literatürüne yeni bir soluk getirecek niteliktedir. Yazar çalışmasında, siyaset biliminin kökenlerini sadece Batı'da aramayarak, okuyucuya daha geniş bir evrenden beslenme fırsatı sunmaktadır. Yazarın izlediği, somut ve pratik olanı önceleme, soyut ve teorik olanı daha sonraya bırakma yöntemi, konuları daha rahat anlaşılabilir hale getirmektedir. Bülbül çalışmasında, siyasetin mekanizması, siyasal

Küreselleşme ve Sonrası Bir Dikotomiler Dizgesi -Kudret Bülbül- Küreselleşen Bir Dünyada Ekonomik Aktivite Jonathan Perraton, Davit Goldblatt, David Held -Anthony McGrev- Küreselleşme -Gerekli Bir Mit Mi? -Paul Hirst ve Grahame Thompson- Yeni Jeo - Ekonomi -Peter Dicken- Küreselleşme Sınırı Aştı mı? -Dani Rodrik- Beşeri Refahın Küreselleşmesi -İndur M. Goklany- Kalkınmacılık ve Küreselleşmeden Sonrası Ne? -İmmanuel Wallerstein- Küresel Dönüşümler, Siyaset, Ekonomi ve Kültür -Davit Held, Anthony

Siyaset bilimciler, II. Meşrutiyet dönemini, daha önceki ve sonraki gelişmelerin daha iyi anlaşılmasını sağlayacak bir laboratuar olarak değerlendirdiler. Gerçekten de gerek Osmanlı Devletinin son döneminde görülen pek çok tartışmaların uzantılarını ve gerekse Cumhuriyet dönemindeki temel tartışma noktalarının kaynaklarını II. Meşrutiyet döneminde görmek mümkündür. Said Halim Paşanın şahsında bu çalışmanın temel konusu olan, Türkiyenin modernleşme süreci, İslamcılık, Batıcılık ve Türkçülük gibi arayışlar,