Şiir, işimiz bizim. Vazgeçilmezimiz, kara sevdamız. Yaklaşık elli yıldır bu sevdanın peşinden koşar dururuz büyük bir aşkla. 22 Şubat 2005 günü böyle bir çalışma yapmak geldi çaldı kapımı. Her Güne Bir Şiir yazayım ve bu şiirler o günlerin koşullarının şair üzerindeki etkisini taşısın ve tanıklık etsin istedim. Her gün şiirle uğraşmama rağmen kolay da değildi bu isteğim. Ve bu yolculuk 27 Aralık 2015'e dek sürdü. Bilgisayarın ettiği oyunlar, yiten şiirler, başka dosyalara karışmalar derken bu günlere geldi

Ve bir gün bardak taşacaktı, taştı. İktidarların, kendini iktidar yapanları ezmeye başlaması ve bunu sıradanlaştırması ve ben ben diyerek, bizi boğmak istemesi sonlarına giden yolun da kapısını açar. Gezi olayları, birikenin sıkışıklıktan çıkmak eylemidir. Kısa bir zaman diliminde tüm ülkeye yayılması ise hem halkın paydasını hem de iktidarın paydasını en iyi açıklayandır. İlginç olansa, sıradan bir tepki olmadığı ve kısa sürede siyasallaşmasıdır. Siyasallaşma bilinci de beraberinde getirir. Gezi olayları T

İkinci Dünya Savaşından en az zararla çıkan Amerikan emperyalizmi dünyanın dört bir yanına ahtapot kollarını uzatmasıyla birlikte; dünyanın dört bir yanından çoban ateşleri gibi emperyalizme karşı mücadele yangınları başlatılmıştı. Afrikanın dört bir yanı, Latin Amerika, Güneydoğu Asya, Vietnam, Ortadoğu, Filistin kaynıyordu. Tam da bu dönemde ortaya çıktı 68 ateşi. 68 kuşağı, gençliğin coşkusunun, dinamizminin, yaşamı sahiplenmesinin, ütopyasının ve dünyayı fethetme isteğinin ete kemiğe bürünerek toprağım