Yazar(lar): Ahmet Çoban, Zühal Çubukçu, Ramazan Sağ, Mustafa İlhan, Neşe Güler, Gülşen Taşdelen Teker , Veli Batdı, Behçet Oral, İsa Korkmaz, Mehtap Çakan, Serpil Çelikten, Tuba Gündüz, Murat Tuncer, Taha Yazar, İsmail Keskin, Yusuf Sözer, Mehmet Aydın, Kerim Gündoğdu, Muhammed Eken, Mehmet Gültekin, Ömür Gürdoğan Bayır , Ecmel Yaşar, Şule Bayraktar, Cemal Aküzüm, Emel Averbek, Derya Girgin, Çavuş Şahin, İsmail Kinay, Sedef Süer, Tuğba Yanpar Yelken, Gürol Yokuş, Mutlu Uygur, Cevdet Epçaçan, Ata Pesen, Muh

Yazar(lar) : Ahmet Çoban Mustafa Ergün Gürbüz Ocak Akkaş Baysal Burhan Akpunar Cevdet Epçaçan Ata PESEN Bayram Özer Volkan Duran Oktay Akbaş İlkay Doğan Taş Nur Duman Ahmet Keskin Nur Duman Abdullah Adıgüzel Ahmet Uysal Mehmet Gürol Taha Yazar Zühal Çubukçu Mehmet Gültekin Ecmel Yaşar Behçet Oral Kasım Karataş Ramazan Sağ Felsefe, matematik gibi insan zihninin ana motorlarından biridir; bu çalışmazsa veya kötü ya da yanlış çalışırsa insan eleştirel düşünemez ve sağlıklı kararlar veremez. Ancak nedense mat

Bilişim Çağının ürünü olan bilişim teknolojileri, bilene, bilinene ve bilen ile bilinen arasındaki bağın bir sonucu olan bilgiye yeni ve önemli tanımlamalar kazandırmıştır. Bileni, beş duyunun ulaştığı bilinenlerin bilgisinin sınırlılıklarından kurtarmış; somutlardan çok soyutlarla ilgili çalışmaya ve üretmeye ortam hazırlamıştır. Bilişim teknolojileri, günümüz milletlerine de tanımlamalar getirmiş, sosyal yapı olarak bilişim teknolojilerini önemseyen, üreten ve geliştiren toplumlar, bilgi toplumu olarak ta

Modern şiirimizin kurucularından olan, daha çok şairliği ve şiirleriyle tanınan Ahmet Haşim, farklı, değişken ve renkli bir kişiliğe sahiptir. Onun şiirlerinde muhteva ile beraber şekilde birtakım merhaleler atlatmıştır. Buna karşın Haşim´i edebi yönden inceleyen çalışmalar oldukça azdır. Göller ve Çöller Şairi olarak edebiyat dünyamızda kabul gören Ahmet Haşim´i yakın merceğe alan bu çalışmanın birinci bölümünde; sanatçı kişiliğini oluşturan ve yönlendiren hayatının dönem noktaları ve mizacının ana çizgi

Üslûp, edebî değerlerin en uç noktasında yer alır. Edebî eserde üslûp; dalgıcı -yani okuru- dibe çeken esrar, dipteki balığı yüze çıkaran ışık ve oksijen gibidir. Okur, edebî eseri, konusu yahut mesajı için olduğu kadar, üslûbu sebebiyle de tekrar tekrar okuma isteği duyar. Eleştirici okur ise bu en deri tabakayı "nasıl anlatıyor? sorusuna cevaplar arayarak onunla çözer ve mesajlar öyle sindirilmiş olur. Bunun için yöntem bilgisine gerek vardır. Günümüzde geliştirilen yeni yöntemler ve çözümleme çalışmal