İlkokuma yazma öğretimi, insan hayatının en hassas dönemlerinden birine denk gelmektedir. Bu dönemde aileler, öğretmenler; farkına varmadan tüm beklentilerini her şeyden habersiz, oyun çağında olan, ilk defa disiplinli bir ortama giren, ayrılık kaygıları yaşayan, birçok sağlık sorunlarıyla baş etmeye çalışan... çocukların başarılarına yöneltmişlerdir. Unutulmamalıdır ki, ilkokuma ve yazma öğrenen bir çocuk büyük bir baskı altındadır. Okuma yazma öğreten bir öğretmen, her şeyden önce okumayı ve yazmayı sevd

Kimi anlatılar, hikâyesi tam olarak hatırlanmasa da toplumların zihninde kahramanlarının adıyla sembolleşir ve içinde yüzlerce hatta binlerce yıllık bir kültür hafızasını taşır. Şahmaran, böyle bir anlatıdır. Yarısı insan yarısı yılan olan bir varlık, insanoğlunun iyi ve kötü yanını hatırlatan önemli bir evrensel olguyu resmeder. Şahmaran,yalnızca bir hikâye olmaktan çıkmış, evlerin duvarlarını süsleyen tablolardan genç kızların çeyizlerine, tiyatrodan heykele kadar birçok sanat dalına da ilham vermiştir. Ş

İlkokuma yazma öğretimi, insan hayatının en hassas dönemlerinden birine denk gelmektedir. Bu dönemde aileler, öğretmenler; farkına varmadan tüm beklentilerini her şeyden habersiz, oyun çağında olan, ilk defa disiplinli bir ortama giren, ayrılık kaygıları yaşayan, birçok sağlık sorunlarıyla baş etmeye çalışan... çocukların başarılarına yöneltmişlerdir. Unutulmamalıdır ki, ilkokuma ve yazma öğrenen bir çocuk büyük bir baskı altındadır. Okuma yazma öğreten bir öğretmen, her şeyden önce okumayı ve yazmayı sevdi

Halk Bilimi, millî kültürü koruma ve geliştirme konusunda önemli bir işleve sahiptir. Köklerinden alacağı güçle çağdaş dünyaya yürüyecek bir gençliği yetiştirebilmek, Türk milletinin en önemli arzuları arasındadır. Bu açıdan, evrensel değerleri reddetmeden ancak kendi millî kültür değerlerini de benimseyerek gelişen bir gençliği yetiştirirken halk bilimi ürünlerinden mutlaka yararlanılmalıdır. Bu çalışmada, halk biliminin eğitimle ilişkileri ve eğitimde halk bilimi ürünlerinden nasıl faydalanılabileceği anl

Türk kültürünün değerli hazinelerinden biri olan halk hikâyeleri, bu güne kadar bir çok bilim adamı tarafından incelenmiştir. Özellikle aşk ve kahramanlık temini işleyen halk hikâyeleri, son yüz yıla kadar, özellikle sinema, radyo, televizyon gibi iletişim araçlarının yaygınlaşmasından önce, âşık hikâyeciler tarafından âşık kahvelerinde anlatılarak halk tarafından yoğun ilgi görmüş ve bu vesile ile ağızdan ağıza Türk toplumu arasında yayılmıştır. Yaklaşık son elli yıldır araştırıcılar bu konuda çeşitli derl

Çocuk deyince akla ilk gelenler oyun, hayal ve meraktır. Geleceğin emin ellere taşınması, çocukların bu ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayan ve bunlardan hareket ederek yol alan bir eğitim sürecine bağlıdır. Eğitimde en etkili araçlardan birisi de edebiyattır. Çocuk edebiyatı, edebiyatın çocuğa göre olanıdır. Çocuğu eğitirken, onları onların severek, isteyerek ve zevk alarak çocuk edebiyatından nasiplenmesini sağlamak, her anne babanın ve eğitimcinin dikkat etmesi gereken önemli bir görevdir. Oyun, hayal