Cumhuriyet Türkiyesi’nin aydınlanma kurumlarından olan halkevlerinin Merzifon şubesi de ülkedeki çoğu örnekleri gibi iyi çalışmıştır. Bu çalışmalarından belki de en belirgin olanı Dil–Tarih-Edebiyat Komitesi’nin hazırladığı Taşan dergisidir. Öncekiyle birlikte toplam 54 sayı yayımlanan Taşan’ın ikinci devresi halkevleri yayın organı olarak çıkmıştır. Çalışmaya da konu olan bu süreçte 30 sayı çıkmıştır. Dergi, küçük bir Anadolu kasabasında çıkmasına rağmen kayda değer düzeyde etkiye neden olmuştur. Taşan’ın

Tanzimatla başlayan Türk edebiyatının Batı’ya açılma sürecinde şiirin hareket alanının genişlediğini söylemek mümkündür. İnsan ve toplum sorunlarının şiirin konuları arasına daha çok girmesi, şüphesiz önemsenmesi gereken bir olgudur. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın 19. Asır Türk Edebiyatı Tarihi adlı kitabının Giriş bölümünde Klasik Türk Edebiyatı’nı anlatırken bahsettiği, saray istiaresinin bu anlamdaki durumu, diğer edebiyat tarihlerinde de kabul edilir. Servet-i Fünûn döneminde Tevfik Fikret’in şiirlerinde toplu

Çağdaş Türk şiirinin kesin bir başlangıç noktasından söz etmek mümkün değildir. Ancak Türk milletinin hem siyasette hem de edebiyattaki büyük değişiminin bir ürünü olan çağdaşlaşma olgusunun kaynağı Avrupa etkisidir. Bu etkinin ne zaman ve neyle başladığını da tartışmak mümkündür. Bilimsel çalışmanın gereği olarak kesitleme ihtiyacından dolayı biz, genel kanıya uygun şekilde Şinasi’nin 1859’da çıkardığı Terceme-i Manzûme’yi başlangıç kabul edebiliriz. Nitekim Şinasi, kendi şiir kitabı olan Müntehabât-ı Eş’â

Yedi Meşıle topluluğu, büyük iddialarla edebiyat sahnesine girmesine rağmen kısa ömürlü olmaları yüzünden beklenen yenilik hamlelerini sağlayamamıştır. Öncesinde Servet-i Fünun'da yazan bu sanatçıların aralarındaki en ünemlı bağ. arkadaşlık ve çağdaşlıktır. Çok genç yaşlarda Batı edebiyatını örnek alarak yeni bir heyecan ortaya koymaya çalışan bu sanatçılar, kendi politikalarnı oluşturacak zamanı bulamadan dağılmişlardır. Topluluğun erken dağılmasının en önemli nedeni, Türkiye'de yeni kabul edilen Latin Alf

Neredeyse 20. yüzyılı başından sonuna dek yaşayan Halide Nusret Zorlutuna'nın hayatı, 2. Meşrutiyet aydını olan babası Avnullah Kâzımî'den başlayarak kızı Emine Işınsu'yla devam eder. Osmanlı'nın çözülüşü ve hayata tutunma mücadelesinin içinde olan sürgündeki gazeteci aydın Avnullah Kâzımî'nin kızı olarak yeni bir yüz yıla başlamanın bütün olumlu ve olumsuz yanlarını yaşayan Halide Nusret, yeni Türkiye Cumhuriyeti Devletinin de genç bir öğretmenidir. Öğretmenliği ve subay eşinin görevi nedeniyle ülkenin değ

19 yy'da ortaya çıkan milliyetçilik akımıyla ulus devlet fikri Avrupa'da çok uluslu devletleri parçalamaya başladığında, Osmanlı Devleti yüzyıllık enerjisini toprak bütünlüğünü korumaya yönelik politikalara harcadı. Özellikle Tanzimat sürecinden itibaren Osmanlıcılık ve Ümmetçilik başta olmak üzere devletin dağılmasını önlemeye yönelik çeşitli fikir akımları uygulamaya konuldu. Ancak hiçbirinde başarı sağlanamadı. Bütün bu başarısız girişimlerin sonunda Osmanlı'yı parçalayan/dağılma sürecine sürükleyen mill

Sultan 11.Abdülhamit ve zamanı Türk siyasî tarihi ve kültürü bakımından önemlidir. Meşrutiyetin ilanından sora 11. Abdülhamit dönemi hakkında çoğu olumsuz çeşitli görüşler ortaya çıkmıştır. Padişahın hall edilmesinden sonraki süreçte de İttihat Terakki Partisi ile ilgili düşüncelerin zamanla değiştiği görülmüştür. Sultan 11. Abdülhamit devrinde yapılan başta eğitim ve imar alanlarındaki kalkınma faaliyetleri yanında, jurnallerin, takiplerin ve sürgünlerin de olduğu bir gerçektir. Bu kitapta suçlu ya da suçs