Adnan Özveri'nin kaleminden tarihi bir roman; Bir Başka Çanakkale... Yerin yüzlerce metre altındaki ekmek savaşından bir başka savaşa, Çanakkale Savaşı'na giden Zonguldaklı maden işçilerini anlatıyor roman. Zonguldak'tan Çanakkale'ye uzanan bu yolda lağım ustası Satılmış'la arkadaşlarının öyküsü, maden işçilerinin Çanakkale zaferindeki gerçek hikâyesini anlatan bir edebi belgesel niteliği taşıyor. Bir Başka Çanakkale, ölümle burun buruna yaşamayı da dağların tepesinde kurtla kuşla yoldaşlık yaparak in

Tanrı Enki'nin seslenişi: Ben; gök evreni ve yer evreninin yaratıcısı, hiddetli fırtınaların tek egemeni, ilksel başlangıçtan beri var olan tanrı kızgın boğa An'dan olma; yerin, yüksek dağların, başı rüzgârlı şharaların hakimi bereketli tanrı Ki'den doğma Bilge Tanrı Enki'yim. Çok bilinen bir diğer adım da Ea'dır. Karanlık yer altındaki hayat suyuyla dolu dipsiz derinliklerin, cömertliğin, yaratıcılığın, büyünün ve size sunduğum mutluluğun tanrısıyım. Suyun ve yerin büyük efendisiyim. Güzel sanatların ve

Ben; gök evreni ve yer evreninin yaratıcısı, hiddetli fırtınaların tek egemeni, ilksel başlangıçtan beri var olan tanrı kızgın boğa An'dan olma; yerin, yüksek dağların, başı rüzgarlı şharaların hakimi bereketli tanrı Ki'den doğma Bilge Tanrı Enki'yim. Çok bilinen bir diğer adım da Ea'dır. Karanlık yer altındaki hayat suyuyla dolu dipsiz derinliklerin, cömertliğin, yaratıcılığın, büyünün ve size sunduğum mutluluğun tanrısıyım. Suyun ve yerin büyük efendisiyim. Güzel sanatların ve zanaatların becerikli ustası

Betüllerin evinin yanındaki dere o kadar kirlenmişti ki, bütün yonca perileri derenin çevresini terk etmiş, geriye sadece bir yonca perisi kalmıştı. Bu durumu öğrenen Betül ve arkadaşları bakalım ne yapacaklar?

Mevsimlerden kış, aylardan şubat ayı. Uykusundan uyandı. Koca Ayı. Ne acayip şey! diye düşündü. Ne çabuk da geldi bahar. Bu işte bir terslik mi var?

Anne kangurunun, Hophop adında bir yavrusu vardı. Bu yıl okula başlamıştı. Okul ormanın içindeydi. Ana, oğul zıplayarak okula birlikte gidiyorlardı. Hophop yorulursa annesi onu torbasına koyuyordu.

Bu kitapta Öncü ile Burcu'nun yine heyecan ve tehlike dolu iki macerasını bulacaksınız. Kitaba da ismini veren birinci macerada bütün antik Truva eserleri bir gecede müzelerden çalınır. Truva Savaşı'na katılan Büyücü Tutos ve Alman gizli servisi, bir yüzü geçmişi, bir yüzü de geleceği gösteren Mara Aynası'nın peşindedir. Hayal Köyü'nden gelen çağrı üzerine Öncü ile Burcu kendilerini yine tehlikeli ve gizemli bir maceranın içinde bulurlar. Kılıç Dağı adlı ikinci macerada ise Öncü ile Burcu gece yarıları tepe

Tekir'İn bir yavrusu olmuştu. Adını Karagölge koydular. Karagölge yaramazlıklaryla annesini bıktırmıştı. Yine bir gün, komşuların sütünü izinsiz içti. Annesi kızınca Karagölge evden kaçtı. Yolda kendi kendine söyleniyordu: - Bıktım annemin bana karışmasından. Ben büyüdüm. Kimseye ihtiyacım yok. Artık kendi hayatımı yaşayacağım. Kimse bana karışamayacak. Bu şekilde söylenerek ormana geldi. Ormana girer girmez bir ses duydu:

Bir gün serçenin başına bir fındık tanesi düşer, hafızasını yitiren serçe kendini kral olarak görmeye başlar. Bakalım, ondan sonra olaylar nasıl gelişir? Ya da rüzgar hırçınlaşıp bir gün ormanı yıkmaya karar verirse onu nasıl sakinleştirmek gerekir? İşte bu ilginç soruların yanıtı bu küçük ve eğlenceli kitapta.