Devrim, her sabah olduğu gibi uykulu gözlerle servise biner. Servistekilerde tuhaf bir huzursuzluk vardır; herkes endişeli gözlerle birbirine bakmakta, aralarında fısıltıyla konuşmaktadırlar:“Gerçek, gerçek!”“Bence gerçek olamaz.”“Bizim komşunun büyük oğlu söyledi, kesin gerçekmiş.”İnternet ortamında dolaşan bir fotoğraf Devrim ve arkadaşlarının kâbusu olmak üzeredir. Fakat Devrim’e yine de bir şeyler tuhaf gelmektedir. Herkes nasıl bu kadar emin olabiliyor? Aslında biraz dikkatle baktığında bu fotoğraf...

Devrim ve Ekin bir pazar sabahı balkondan gelen, “viyk viyk” sesleriyle uyanır. Yumurtadan yeni çıkmış bir kuş yavrusu, geçici bir süreliğine evlerine konuk olur. Şadi Bey ismini verdikleri bu sevimli kuş çekirdek çitlemeye, kurşun kalemlerin arkalarını kemirmeye ve bir de ekranları gagalamaya bayılır. Her şey buraya kadar harika gider...Fakat bir süre sonra Şadi Bey’in yaptıkları Devrim ve Ekin kardeşleri rahatsız etmeye başlar. Çünkü Şadi Bey bir türlü tablette oynamalarına, televizyon izlemelerine izin v

Güneşli bir cumartesi Ekin ve arkadaşlarının grubu “Patenci Üçler” parkta buluşurlar. Ekin, geçirdiği ufak bir kaza sonucu kendini su birikintisinin içinde bulur. Başta korksalar da kısa zaman içinde endişe yerini kahkahalara bırakır. Eve döndüğünde Ekin’i hiç de hoş olmayan bir sürpriz beklemektedir. Cep telefonuna baktığında kendi fotoğrafının sosyal medyada bir başkası tarafından paylaşıldığını görür. Fotoğrafının altına yapılan yorumlar da cabası... Ekin hem öfkeden deliye döner hem de utançtan yerin di

Rüzgâr esti. Yağmur dindi. Bazı kuşlar uçtu. Bulutların arasında Ekin'in daha önce gökyüzünde hiç görmediği bir resim oluştu. Esra Ercan Bilgiç ve Merve Erbilgiç'ten bir çocuğun bakış açısıyla gökyüzünü anlatan, yaratıcılığın gücünü hatırlatan şiirsel bir kitap.

Yaşam yolculuğunun başında dünyaya bakan ve onu anlamaya çalışan bir kız çocuğunun gözünden değişimin ve öğrenmenin hikâyesi... Zamanın aktığını, mevsimlerin geçişiyle birlikte bir sürü şeyin değiştiğini keşfeder Ekin. Onun küçük dünyasında büyük bir karşılığı vardır bu değişimin ve ona müdahale etmeye çabalar. Karşısına çıkan engellere çocuksu bilgeliğiyle çözümler üretir, pes etmez. Her defasında başka bir deneyim kazanır, yeni bir şey öğrenir. Zaman her şeyi değiştirip dönüştürürken o da yeni bir yaşın

Bir zamanlar, uzak bir diyarda, Oturupduranlar adında bir köy varmış. Bu köyün ahalisi, çalışmak yerine bütün gün miskin miskin oturduğundan, en sonunda köydeki her şey kuruyup solmuş. Günün birinde bu köyde kıpır kıpır, şirin mi şirin bir kız doğmuş; adı da Itır olmuş. Itır, büyüyüp bir çocuk olunca, bu miskin köye bolluk bereket getirmek için yola koyulmuş. Hayalinin peşinde, yorulmak bilmeden hep koşmuş... İyilik peşinde koşmayı kendine görev edinen minik Itırın, köyüne yeniden can vermek için verdiği mü

Barajlar dereleri kurutmuş, inşaatlar için ağaçlar kesilmiş, geriye ne park kalmış, ne de koru! Şimdi elde kaldı bostan, o da mahallenin göz nuru... Fadiş, Fadik, Fatma, Fadime ve Fatoş kardeşler, anneleri Fatma ve evin sevimli köpeği Fato ile birlikte piknik yapacak bir yer arıyorlar. Siz de katılın onlara, bu hikâyede herkese yer var!