Dinî hükümlerin temeli emir ve yasaklara dayanır. Kurânda ve Sünnette pek çok hüküm, doğrudan emir-nehiy sigas(kalıb)ıyla varit olmuştur. Bunların bir kısmı nasslarda (ayet ve hadis metinlerinde) yoruma meydan vermeyecek açıklıktadır. Bir kısmı ise müçtehitlerin yorum(içtihat)larıyla tespit edilmiştir. Dinî metinlerin yorumlanmasının rastgele değil, belli bir yöntem çerçevesinde yapılmasını sağlamak maksadıyla İslâm bilginleri fıkıh usûlü disiplinini geliştirmişlerdir.
Fıkhî hükümlerin oluşturulmasında bir
Müslüman toplumlarda dinî meseleler konuşulurken, tartışılırken hatta soru cevaba konu olurken kulaklarımızın çok aşina olduğu ve sıklıkla duyduğumuz kelimelerden biridir ihtiyat. Allah (c.c.)a ve âhiret gününe inanan Müslüman insanlar için dinî yaşantıda hassasiyet göstermek olması gereken bir durumdur. Bu hassasiyet çoğu kere dinî hükümler konusunda kesin bilgi bulunmayan durumlar ya da meselelerde daha da belirginleşir. Bunun en önemli nedeni Hz. Peygamber (s.a.v.)in hadisinde buyurduğu açıkça belli olan