Turhan Selçuk'tan insan doğasını hicveden karikatürler... “Turhan Selçuk Seçkisi”, Türkiye'de sözsüz karikatürün öncüsü olan Turhan Selçuk'un mizahını genç nesillere tanıtıyor; büyük ustanın kendi zamanının çok ötesindeki çizgilerine farklı bir bakış imkânı sunuyor. Üç ciltlik seçki, sanatçının yıllar içinde çeşitli kitaplarda ve mecralarda yayımlanan siyah beyaz karikatürlerini ayrıntılı bir kataloglama ve tematik düzenleme çalışmasının ardından yeniden gün yüzüne çıkarıyor. İnsan Denen Garip Hayv

Turhan Selçuk'tan ''manzara-i umumiye''ye ayna tutan karikatürler... Desen'in, uzun ve titiz bir çalışmanın ardından gururla takdim ettiği ''Turhan Selçuk Seçkisi'', Türkiye'de sözsüz karikatürün öncüsü olan Turhan Selçuk'un mizahını genç nesillere de tanıtmak ve büyük ustanın kendi zamanının çok ötesindeki çizgilerine farklı bir bakış imkânı sunmak amacıyla tasarlanan, üç ciltlik nadide bir koleksiyon. Selçuk'un, yıllar içinde çeşitli kitaplarda ve mecralarda yayımlanan siyah beyaz karikatürlerinin a

Turhan Selçuk'un çizgileriyle, siyasetin göbeğinde... Desen'in, uzun ve titiz bir çalışmanın ardından gururla takdim ettiği ''Turhan Selçuk Seçkisi'', Türkiye'de sözsüz karikatürün öncüsü olan Turhan Selçuk'un mizahını genç nesillere de tanıtmak ve büyük ustanın kendi zamanının çok ötesindeki çizgilerine farklı bir bakış imkânı sunmak amacıyla tasarlanan, üç ciltlik nadide bir koleksiyon. Selçuk'un, yıllar içinde çeşitli kitaplarda ve mecralarda yayımlanan siyah beyaz karikatürlerinin ayrıntılı bir katalo

Yapı Kredi Kültür Sanat Merkezi tarafından düzenlenen Salı Toplantıları 2001-2002 sezonunda ´´Yaşamöyküm´´ alt başlığı altında gerçekleştirildi. 9 Ekim 2001´de Doğan Kuban´ın katılımıyla başlayan toplantılar Cahit Uçuk, Semavi Eyice, Muhibbe Darga, Rasih Nuri İleri, Macide Tanır, Turhan Selçuk, Fethi Naci ve Nazan İpşiroğlu´yla on ay boyunca devam etti ve sezonun son konuğu 5 Kasım 2002´de Doğan Hızlan oldu. Toplantılarda cumhuriyetin kuruluşundan bugüne yaşananlar mimarlık, edebiyat, arkeoloji, siyaset, ti

YIL 2190...ÇAĞININ BÜYÜK BİLGİNİ İLİÇ İLYAF´ IN SON DERECE MÜKEMMEL TESİSLERİNDE... BİR KÜÇÜK NOKTA, BİR KÜÇÜK ŞEY, BİR KÜÇÜK İNCELİK... BULAMIYORUM!

Bir yaz gecesi... Üsküdarlı yakup, Arnavut cafer, Sarı sıtkı, arkadaşları Kadıköylü Kara Süleyman´ın berduşhanesinde toplanmış, felekten bir gece çalmak için yiyor sohbet ediyorlardı...

YERYÜZÜNÜN EN ÖNEMLİ BULUŞLARINDAN BİRİ, BELKİ DE BİRİNCİSİ, TEKERLEĞİN KİM TARAFINDAN VE NE ZAMAN İCAD EDİLDİĞİ, KESİN OLARAK BİLİNMİYOR. İLK TEKERLEK ÖRNEĞİNE MEZOPOTAMYA´ DAKİ ´´UR,, KENTİ KALINTILARINDA RASTLANMIŞTIR...

MERHABA DUMANCI!.. NE İŞİN VAR SENİN BÖYLE PARKLARDA?. ABDÜLCANBAZ ABİCİM, KENT HAVASI ZEHİRLENDİ.. ŞU GÜZELİM PARKTA CİĞERLERİMİZ BİRAZ BAYRAM ETSİN DEDİK DE...

DOKUZ KİŞİYİ KASTEN ÖLDÜRMEK SUÇUNDAN YARGILANAN VE ´´DUMANCI,, NAMIYLA TANINAN ADAMIN DUMANALTINDAKİ SERÜVENİ ŞÖYLE BAŞLADI VE GİDEREK İLGİNÇ BİR HALE GELDİ...

O GÜNLERDE, MADAM KALÇAKOFYA´ NIN LÜKS RANDEVU EVİNİN MÜŞTERİLERİ ARASINDA, ÇOK SEÇKİN OSMANLI BEYZADELERİ, HATTA PAŞALARI, NAZIRLARI BİLE VARDI...

BİR VARMIŞ, BİR YOKMUŞ, BİLİNMEYEN BİR ZAMANDA, BİLİNMEYEN BİR ÜLKENİN EL GÖZLÜKLÜ İBNİSAMİ ADINDA BİR VEZİRİ VARMIŞ... BU ADAM ÖYLE BETER BİR HERİFMİŞ Kİ, ÜLKE HALKI EL´ AMAN DER; AMA ÇARESİZ, OLUP BİTENE KATLANIRMIŞ..

Tarih-i Kebir´i, ya da ansiklopedileri rastgele bir taramağa yeltenseniz sayısız " aayaklanma, olayı ile karşılaşırsınız... İnsanoğlu, ayağı yerde, başı atmosferde gezinen bir yaratıktır. Bu nedenle ayaklar, başlarına karşı hep öfke duymuşlar ve zaman zaman da ayaklanarak baş koparmışlar, kelle düşürmüşlerdir...Yüzyıllar boyunca yukarlardaki başlar, aşağıdakiler ayakları hor görüp, sürekli aşağılayarak, ´´ayaktamı,´´ayakyolu,´´ayağa düştü, örneği deyimler üretmişlerdir. Ayak takımı, o denli hor görülmüştür

ABDÜLCAMBAZ, 40 KÜSUR YIL OKURLARIYLA BİRLİKTE OLDU, BİRLİKTE YAŞADI..ONLARLA BİRLİKTE ÜZÜLDÜ, ONLARLA BİRLİKTE GÜLDÜ, ONLARLA BİRLİKTE SAVAŞTI, AKLIYLA SAVAŞTI, GEREKTİĞİ ZAMANDA ÜNLÜ OSMANLI TOKADIYLA SAVAŞTI...

Yazdıktan sonra düşünenler, düşündükten sonra yazanlar, konuştuktan sonra düşünenler, düşündükten sonra konuşanlar vardır. Ya da hiç düşünmeden bunları yapanlar vardır... Günümüzde yaşadığımız bu "Dumanaltı" olayını, biz düşündükten sonramı yazdık, ya da yazdıktan sonra mı üzerinde düşündük; hayali bir serüven miydi, ya da gerçek bir olay mıdır?... Bunu söyleyebilmek oldukça zor, zira çağımızda hayal ve gerçek birbirine karışmış durumda...

Gökyüzünde ilk uçan adam Hezarfen ahmet Çelebi´dir. Deniz altına ilk inen insan bir Türk´tü. Evliya Çelebi, seyahatnamesinde, Haliç´te padişah huzurunda bunun nasıl gerçekleştiğini uzun uzun anlatır.

Osmanlı Devleti, askeri ve sivil alanda en güçlü ve parlak günlerini yaşıyordu... İlimde, bilimde, icatlarda da ileri idiler. Karanfil Hoca gibi büyük bir alim dahi, dönemde yetişmişti...

İlmi simya, ilmi kimya üstadı, büyük bilgin ve de mucit Karanfil Hocanın "sefene-ül kebir-ül arş-ı ala" ile uzay katlarını keşfinin serüvenleridir...

1 DİNOZORLAR... 2 OYUN İÇİNDE OYUN... 3 UZAY KIYILARI... 4 GELEN GİDENİ ARATIR... 5 HANIM SÜTÜYLE KAYMAH! 6 GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ... 7 DUMANCI´ NIN DUMANALTI SERÜVENLERİ... 8 YILDIZ SAVAŞLARI 9 KRALİÇE HAMURABİYE... 10 KONSOLOS... İLK AYAKLANMA... DUMAN ALTINDA 20.000 FERSAH