Bu kitap; çocukların severek okuyup birbirlerine anlatacağı en komik karikatürlerden, az duyulmuş fıkralardan ve Türk bilmece sanatının en güzel örneklerinden özenle seçilerek hazırlanmıştır. * Ufak bir çocuk apartman ziline basmaya çalışıyormuş,ama boyunun yetişmesi zormuş. Oradan geçen yaşlı bir amca çocuğa yardım etmek istemiş. - Hangi zile basmak istiyorsun evlâdım, diye sormuş. Çocuk: - İkinci zile amca, demiş. Yaşlı amca zile bastıktan sonra çocuğa: - Şimdi ne yapacaksın, diye sormuş. Çocuk: - Sizi

Komşusu odun taşımak için, Hocadan eşeğini istemiş. Hoca:Evde yoktur diye herifi savmış. Fakat o sırada ahırdan eşeğin anırtısı duyulmuş. Komşusu: Hoca efendi... hani eşek yok diyordun. Bak, içerden sesi geliyor... deyince, Hoca, hiddetlenmiş: - Allah... Allah... Eşeğin sözüne inanıyorsun da ak sakalımla benim sözüme inanmıyorsun? demiş. Bu kitap, yüzyıllar öncesinden günümüze dilden dile aktarılarak gelen, Nasreddin Hoca fıkralarının en komiklerinden titizlikle seçilerek derlendi. Hocamızın ince zekasını

Komikçi dükkanı, harika çizimler eşliğinde eğlendirirken düşündüren birbirinden komik fıkralardan oluşmaktadır. Kitaptaki bütün fıkralar çocuklarımızın arkadaşlarıyla rahatlıkla paylaşıp, anlatabileceği konulardan özenle seçilerek, derlenmiştir.

Ağustos böcekleri yazın sıcağında bıkıp usanmadan şarkı söyleyip duruyorlardı. Yazın bu en sıcak günlerinden birinde bukalemun ağır ağır gözkapaklarını kaldırdı. Henüz uyanmış olmanın verdiği uyuşuklukla uzun uzun gerindi ve çevresine bakındı. İşte, yine uzun, sıcak ve sıkıcı bir gün daha başlıyor diye düşündü.

Benek, çok sevimli bir inek yavrusuydu. Yemyeşil çayırlarda koşmayı, arkadaşlarıyla birlikte yonca yemeyi çok severdi. Annesi ona Benek adını takmıştı, çünkü ahırdaki en benekli inek oydu. Benek, benekleriyle gurur duyuyordu...

Ormanda neşeli bir sabah başlıyordu. Güneş ışıkları ağaçların arasından süzülüyor ve her çiçeğin üzerinde ayrı ayrı dans ederek doğayı uyandırıyordu. Kuşlar yaprakların üzerinde bir gece önce yağan yağmurlardan birikmiş sularla sabah banyolarını yapıyor, bir yandan da şarkı söylüyorlardı...

Gelinciklerin, lezzetli kuzukulaklarının, yoncaların, labadaların ve daha çok çeşitli güzel otların yetiştiği yemyeşil kırlarda kar gibi bembeyaz yumuşacık tüylü, zeytin tanesi gibi kara gözlü on sevimli kuzu yaşıyordu. Hepsi de çok akıllıydı. İçlerinde en akıllı olanı ise Karbeyaz'dı...