Sanatçının torunu Sabahattin Rahmi Eyüboğlu ve Ömer Faruk Şerifoğlu'nun hazırladığı sergiye, görkemli bir kitap eşlik ediyor. Aile albümlerinden fotoğtaflar dışında 300 kadar esere yer verilen kitap, Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun yaşamı ve sanatına dair genel bir perspektif vermekle birlikte ilginç ayrıntılara dikkat çekiyor... Öğrencilik yıllarında çalışmalar yaptığı Paris'te İnsan Müzesi'nde ilkel kavimlerin sanatını inceledikten sonra güzelin yararlı, yararlının güzel olabileceği fikrini benimseyen Bedri Rah

Yıldızların, çivilediğin yerdeler, Bulutların, eksik olmasınlar, Hep aynı minval üzre, senden gelip sana giderler. Güneşin böler günlerimizi Bir portakal gibi ortasından ikiye, Yarısını kulların yer, yarısını geceler Denizlerin senin elinle doldurduğun kasede çalkalanmaktadırlar. Ne bir damla artmış, ne bir damla eksilmişlerdir.

Kendi Sesinden Şiirleriyle ilk defa. Bu çalışmayla kırk altı yıl sonra Bedri Rahmi'nin dileğini yerine getiriyor ve sesini okurlarına duyuruyoruz. Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun hafızalarda yer etmiş şiirlerini, şairin kendi sesinden okuduğu makara bant kayıtlarından yararlanarak hazırlanan bir cd'yle okurlara sunuyoruz. Mart 1966 yılında Bedri Rahmi'nin kendi çabasıyla hazırlanan bu üç makara bantta yer alan yüzün üzerinde şiirden, Bedri Rahmi'nin şairlik yolculuğunda kat ettiği mesafelere tanıklık eden, farkl

Bedri Rahmi Eyüboğlu 1911de Görelede doğdu. Trabzon Lisesinden sonra İstanbul Güzel Sanatlar Akademisine girdi. Burada Nazmi Ziya ve İbrahim Çallının öğrencisi oldu. 1930da eğitimini bitirmeden, ağabeyi Sabahattin Eyüboğlunun yanına, Parise gitti. Döndüğünde Akademide öğretim üyeliğine başladı. Geleneksel süsleme ve halk el sanatlarından seçtiği motifleri eserlerinde başarılı biçimde kullandı. Eserleriyle yurtiçi ve dışında çok sayıda ödüle layık görüldü.Daha lise öğrencisiyken şiir yazmaya başladı. Şiirler

Daha önce hiçbir yerde sergilenmemiş eserleriyle Bedri Rahmi ve Mavi Yolculuk.

Bedri Rahmi Eyüboğlu 1911´de Görele´de doğdu. Trabzon Lisesi´nden sonra İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi´ne girdi. Burada Nazmi Ziya ve ibrahim Çallı´nın öğrencisi oldu. 1930´da eğitimini bitirmeden, ağabeyi Sabahattin Eyüboğlu´nun yanına, Paris´e gitti. Döndüğünde Akademi´de öğretim üyesi oldu. Geleneksel süsleme ve halk el sanatlarından seçtiği motifleri eserlerinde başarılı biçimde kullandı Eserleriyle yurtiçi ve dışında çok sayıda ödüle layık görüldü. Daha lise öğrencisiyken şiir yazmaya başladı. Şiir

Bu kitapta 1952-53 yıllarında kaleme aldığı, bazıları dönemin dergi ve gazetelerinde yayınlanmış, bazıları ise hiç yayınlanmamış yazıları kronojik olarak yer alıyor

İstanbul´dan Yaş´a 14 Ekim 1937 "Canulim. Mutluluk bir "resim" gibidir. Onun tadına varabilmek için biraz uzaklaşman gerekir!! Çok yakınındaysan, her şeyi iyi göremezsin. "Ne kadar da mutluyduk" demeye "Ne kadar da mutluyuz" demekten daha fazla alışığız. Mutluluk, "rakı" gibidir!! İçer içmez tadı anlaşılmaz. Şarkılar biraz sonra söylemeye başlanır!! Çok küçücükken, sokaklara veya camların üstüne düşen yağmur damlacıklarını seyretmeyi çıldırasıya severdim. Yirmi senelik bir zamanımı harcadım ben bu ağır b

İnsan Kokusu Bedri Rahmi Eyüboğlunun toplu yazılarının dördüncü cildi. Bu ciltte Bedri Rahminin güzel sanatlar, gezi izlenimleri, toplumsal sorunlar gibi konularda kaleme aldığı ve 1945 - 52 yılları arasında bazıları çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlanmış, bazıları ise hiç yayımlanmamış deneme ve makaleleri yer alıyor. Kronolojik olarak dizilmiş olan yazıları okurken hem yazar, düşünür, şair ve ressam Bedri Rahmiyi tanıyacak hem de onun ışıltılı anlatımı eşliğinde bir dönemin içinden geçeceksiniz.

Bugün ortalığı saran "Biri Bizi Gözetliyor" furyasını ta 1936´da tasarlamış Bedri Rahmi. "Korkunç Bir Film" başlıklı yazısında "Dünyanın en basit insanı deyip geçtiğimiz bir kimsenin bu şekilde zaptedilecek bir günlük hayatı eğer bugünkü öpücüklü filmlerden bin kat daha cazip olmazsa ben kulaklarımı keserim" diyor, yanılmamış değil mi?.. Bedri Rahmi Eyuboğlu´nun naftalin kokusu ile kirazları karşılaştırmaktan Haliç´in kirliliğine, sokaklardaki kedi bolluğundan sanatçının yalnızlığına uzanan çok geniş bir ye

Elinizdeki kitap, Bedri Rahmi Eyuboğlu´nun Toplu Yazılar´ının ilk cildi. Resim, gezi izlenimleri, toplumsal sorunlar gibi pek çok konuda denemeler, makaleler yazmış Bedri Rahmi. Bu ciltte, 1932 - 36 yıllarında kaleme aldığı, bazıları dönemin dergi ve gazetelerinde yayımlanmış, bazıları ise hiç yayımlanmamış yazılarını kronolojik olarak bulacaksınız. Toplu Yazılar, sanatçının oğlu Mehmet Eyuboğlu´nun titiz çalışması ile hazırlandı... (Arka Kapak)

Şiirini resim, resmini şiir gibi işleyen Bedri Rahmi´den unutulmazlar katına çıkmış bir eser Karadut. O, halk edebiyatı ve şiirin ögelerini kendine has bir üslupla harmanladı, zengin potasında eritti ve sanat dünyamıza kattı. İş Bankası Kültür Yayınları, bu başeseri uzun zaman sonra yeniden okurlarla buşturmaktan onur duyuyor.

Bu kitap Bedri Rahmi Eyüboğlu´nun Toplu Yazılar´ının üçüncü cildi. Bu ciltte Bedri Rahmi´nin güzel sanatlar, toplumsal sorunlar gibi çok çeşitli konularda kaleme aldığı ve 1938-45 yılları arasında bazıları dergi ve gazetelerde yayımlanmış, bazıları ise hiç yayımlanmamış deneme ve makaleleri yer alıyor. Kronolojik olarak dizilmiş olan yazıları okurken hem yazar, düşünür, şair ve ressam Bedri Rahmi´yi tanıyacak hem de onun ışıltılı anlatımı eşliğinde bir dönemin içinden geçeceksiniz.

"Bedri Rahmi şiiriyle, resmiyle, öğretmenliğiyle, mozaik, gravür, seramik, cam, mine, yazma, serigrafi, litografi, linoleum baskı, taş boyama ve balmumundan, Ytong´tan heykelleriyle bir bütündür ve bu bütünün tümü de mis gibi kokmaktadır. "Bedri Rahmi´den kaynaklanan güzellikleri herkes kendi olanaklarına göre özümleyecek, herkes ondan en çok ihtiyacı olan gıdayı bulup çıkaracaktır. İşte tam da bu noktada yaptığım işe güvenimin sonsuz olduğunu belirterek Bedri Rahmi arşivini ileriki kuşakların kullanımına

".. Küçüğüm ne yapıyorsun? Uslu, sevimli bir çocuk olup paşa paşa çalışıyor musun? söyle bana, şimdi ne üzerindesin.. Sen de benim kadar akıllı ve uslu musun? Haydi söyle bakalım bana? Ben tam bir bilge hayatı yaşıyorum. Odamdan dışarıya ender çıkıyorum. Kimseciklerle görüşmüyorum. Bay Masson´dan da çikolatalar yemiyorum! Hayır. Evde güzel güzel oturup, işimle yapıt işimle kalkıyorum! Şimdi de, yatağımın üzerine oturmuş bir vaziyetteyim. Tam karşımda iki tuvalim var. Biri bir iskemle üzerinde, öteki bir seh