Ben araştırmacı bir yazarım. Mesleğim gereği pek çok farklı şehirde, ülkede, konumda bulundum. Okuyacağınız bu kitaptaki dizelerin de işimle birlikte uzun bir geçmişi bulunmaktadır. Zaman ve mekân hesaba katılmadan yüreğin, beynin süzgecinden geçerek, o anda, önümde ve elimde ne varsa üzerine eğri büğrü karaladıklarımdır. İçinde, yüreğimde ve beynimde ölene kadar saklama niyetinde olduğum fakat şimdi herkesle paylaşmaya karar verdiğim duygularım da var. Ülkeme, milletime ve insanım diyenlere, bilsinler diy

Türk Milli Mücadele tarihinin gizli kalmış, raflarda tozlanmış ve aradan geçen bir asra yakın sürede unutulmaya yüz tutmuş bir dönemini ele almaktadır. Birinci Dünya Harbi'nin henüz sona ermediği bir dönemde, bir avuç kahramanın, evlerini, yörelerini ve bölgelerini, düşman pençesinden kurtarmak için yola çıkmalarının hikâyesini, bu araştırmada ortaya koymaya çalıştık. Doğu Anadolu'da Rus Çarlığı'nın işgali sürerken, Birinci Dünya Harbi'nde Türklere yönelik bir de Ermeni tehdidi ortaya çıkmıştı. Erzurum'un

Yasak koyma uygulaması, iki insanın birlikte yaşamasıyla başlamıştır. İnsanların çoğalması, idarelerin ve devletlerin oluşmasını doğurmuştur. Devlet yönetimi, yasaların ve buna bağlı kuralların konulmasını, bunların da yöneticiler tarafından uygulanmasını gerektirmiştir. İdare edenlerin tutum ve davranışları, birikimleri ile idare edenlerin özellikleri, konulan kuralların uygulanmasında etkili olmuştur. Yönetilen insanların, yani halkın düşüncelerini açıklamaları ve bu yönde bağımsız olarak uygulama teşebbü