Sarı sabır zamanlara doğdu çocukluğunuz Buradan hızlanarak geliyor suskunluğunuz Böyle ama böyle işte Derinizin değişmesi mesela Kelimelerin kör kalması dilinizde Bundan işte Şimdi sizinle ne yapılabilir Hangi kavgaya girsek Bileğiniz kırılgan ve kaypak Hangi ölüme karşı dursak Midenizde kuzular kuşlar…
Rengini mordan uzak
Işıklarla boyayan
Küller savuran ayaklarında
Gözlerini kırpıştırmakla yoran
Uykukıran gecelerden getirdim bu sesi
Ses iç içe geçen halkalarla çınlarken
Ve halk ayaklanmaları yerleşirken
Titreşimindeki gerilimli tarihe
Her huya bir gövde seçen
Boynu kıldan incelerin
İnceliği sanma bunu
Afrika'da uzayan sesi aldım kucağıma
Kulağıma değil asla kucağıma
Derimin yırtılmasını bağırıyor
Bir başkası bana Afrika'da
Ona beni bırak diyeceğim
Bırak ben başka çığlıklara gebeyim
Gözbebeğimde gölgelerin sıcaklığı yürüyor
Yandıkça yana yakıla bir telaş yürüyor
Aklımda hep aynı soru
Biz yeryüzünde ne hakla
Cesur ve hırçın Elif Sofyanın şiiri.
Bir pusula ibresi gibi sürekli yaşamı ve yaşamın aksaklıklarını işaret ediyor.
Bu kitabıyla artık bir Elif Sofya Şiirinden rahatlıkla söz edebiliriz.