Sınanıyorum
Solgun güz güneşinde
Işıklar dökülmüş saçlarına
Kirpiklerin uykuya uzak
Yüzün dalgın bir deniz
Bin öykülük susuş
İnsan olan yaşamım
Hümanist kimlik aynasında kırıldı
Lodos hızıyla gittiğim yolda
Masumiyetime tükürüyorum...
Dipsiz kuyularda en derinde
Gene bir gün gezinirken
Yıkandım kokunla
Çiy oldum sessizce aktım
Gidiverdim
Mavi kelebeğin vals yaptığı gibi
Çağırdıkça gürültülü çağlayan
Ben uzaklaştım
İçimdeki boşluklara doğru
Yıkıntıların arasından
Tutkularıma asılarak
Yılları tekmeleyerek
İnce ayar yaptım dikkatlice
Güneşin ateşine doğru