Böyle yerler vardır, sanki gök ve yer sohbet ederler; hangi lisanda konuştuklarını bilirim, bunu söylemekten kaçınmam. Bulutlar ve toprak maddelerini değiş tokuş ederler, parçacıklarını karıştırırlar, kalan hafıza kırıntılarını dönüştürürler. Kelimeler, görünmez bir şekilde yağmur gibi yağıp, cümleler kurar ve kaderlerle oynar... Bu yer, Shakespeare'ce konuşan bir mikroiklimdir... Burada gök ve yer Shakespeare'ce konuşur; biliyorum çünkü ben deliyim.

Yanaştılar. Terasımıza çıktılar. Üzerleri yağlı, pis kokulu, siyah ve yoğun bir isle kaplıydı... Kayıp görünüyorlardı, her şeyden kopmuş... Kendilerinden... Özellikle de kendilerinden...

Enki Bilal ile Pierre Christin'in, 20. Yüzyıl toplumunun, günlük hayatının, devlet düzeninin kemikleşmiş sorunlarını bilimkurgu ögeleri eşliğinde büyükler için masallaştırdığı Bugünün Efsaneleri üçlemesi, Avrupa çizgi romanı ve bağımsız çizgi roman meraklılarıyla birlikte tüm sanatseverlerin kitaplığında kendine Marmara Çizgi logosuyla artık yer edinebilir. Unutulmuşların Gezisi albümünde yerçekiminden kopup göğe yükselen ücra bir köyü, Taş Gemi albümünde modernleşme, ticarileşme karşısında yok olmaya diren

İspanya kırsalının derinliklerindeki bir köyün tüm halkı bir grup insan tarafından canice katledilir. Bu menfur eylem, Franco'nun bir avuç kalmış eski askerlerinden oluşan Kara Tarikat Tugayları adındaki bir terörist grup tarafından üstlenilir. İngiliz bir gazeteci o adamların İspanya İç Savaşı sırasında çatıştığı düşmanlarla aynı insanlar olduğunu fark eder ve bu katillerin izini sürmek için Uluslararası Tugaylar'daneski arkadaşlarıyla yeniden temasa geçmeye karar verir. Bu karar, kana susamış bir takım az

Efsanevi çizer Enki Bilal'in ödüllü senarist Pierre Christin'le bir araya gelerek yarattığı karanlık ve sürreal Bugünün Efsaneleri üçlemesinde 20. Yüzyıl hayatını bilimkurgu-fantastik tarzında masallar halinde okuyacak ve hayran kalacaksınız. Bugünün Efsaneleri Üçlemesi 1. Unutulmuşların Gezisi 2. Taş Gemi 3. Var Olmayan Kent

Enki Bilal ile Pierre Christin'in, 20. Yüzyıl toplumunun, günlük hayatının, devlet düzeninin kemikleşmiş sorunlarını bilimkurgu ögeleri eşliğinde büyükler için masallaştırdığı Bugünün Efsaneleri üçlemesi, Avrupa çizgi romanı ve bağımsız çizgi roman meraklılarıyla birlikte tüm sanatseverlerin kitaplığında kendine Marmara Çizgi logosuyla artık yer edinebilir. Unutulmuşların Gezisi albümünde yerçekiminden kopup göğe yükselen ücra bir köyü, Taş Gemi albümünde modernleşme, ticarileşme karşısında yok olmaya diren

Bildiriyorum. Deniz suyunun tuzu, önüne çıkan her şeyi kavuruyor. Her yerden, dokulara ve beyin de dahil bütün organlara sızıyor ve felç ediyor. Fakat bunu da bildiriyorum, uyum sağlanıyor. ENKI BILAL

Canavarın Uykusu'nda Nike Hatzfeld otuz üç yaşında. Aşırı duyarlı efsanevî hafızası onu doğumunun ilk günlerine götürüyor. Yıl 1993. Yugoslavya can çekişiyor. Bosnalı Sırplar Saraybosna Hastanesi'nin üzerine bombalar yağdırıyor. Nike hayatının ilk günlerini ve yatağını o hastanede kendisi gibi yetim Amir ve Leyla ile paylaşıyor. Daha on sekiz günlükken, bir gün onları bulmaya ve ebediyen korumaya yemin ettiğini hatırlayınca kaderi değişiyor. 1993'ün hafızasıyla 2026'daki gerçekliği arasında, Nike keskin bir

Can çekişen Yugoslavya... Saraybosna Hastanesi´nin üzerine yağan havantopu mermileri... Canavarın Uykusu, 32 Aralık ve nihayet Paris´te Randevu... ´PARİS´TE RANDEVU´ başlığı, Nike´ın arayışının sonlandığı, 1993 Saraybosna´sındaki üç yetimi yeniden bir araya getirmek için verdiği sözün gerçekleşmekte olduğu anlamına mı geliyor? Dördüncü ve son perdeden önce...

Ölümsüzler Panayırı, Tehlikeli Kadın ve Soğuk Ekvator, Canavarın Uykusu... Enki Bilal’ in olağanüstü çizgileri, içinizi acıtan öyküleri 32 Aralık ile devam ediyor... Bir Alman, Picasso’ya Guernica’nın önünde sorar: -Bunu siz mi yaptınız? -Hayır, siz.

10 günlüğüm, hatırlıyorum. Gecenin göğünü yırtan ve hastaneye ne bir havantopu, ne bir mermi ne de bir bomba yağdıran korkunç patlamayı... İlk fırtınamın yıldırımı.. İnsanların savaşlarının aksine, gökyüzünün çok daha görkemli olan öfkesi beni yatıştırıyor. Çünkü ben doğayı, diğerlerinden çok daha şiddetli duyumsadığı için mutlu, 10 günlük bir yetimim... Gene 10. gün, bir hastabakıcı, Amir'le benim arama, beyaz yatağın üzerine bir paket bırakıyor. Henüz birkaç saatlik olan paketin adı Leyla Mirkovic.... Üç

Bilim-kurgu, mitoloji ve fantastik ögelerin iç içe geçtiği öyküsü+Enki Bilal’in muhteşem çizgileri gerçek bir çizgi-roman!!!

Bilim-kurgu, mitoloji ve fantastik ögelerin iç içe geçtiği öyküsü Enki Bilal'in muhteşem çizgileri gerçek bir çizgi-roman!!! Bizim, şimdi burada konuştuğumuzdan daha canlı diller olduğunu ve geleceğin, şimdiden eski bir malzeme olduğunu mu varsaymak gerekir?

Tıpkı hidrolik mühendislerimiz gibi, nehirleri doğdukları kaynaklara doğru akıtmak istedik. Tıpkı ruh mühendislerimiz gibi, tarihin kötü akışını engellemek istedik. Nehirler hasta. Tarih de öyle... Evet, yaptıklarımız için haklı gerçeklerimiz vardı ama hiçbir şey yanılgıya düşmemizi engelleyemezdi artık.