"Bilmeyenler Bir güneş sevdası diyorlar buna Oysa her yaban çiçeğinin Bir gönül hikayesi vardır Geçmişi bir şekilde uzanır Yağmur ormanlarına."

"Bir şairin bütün inceliğinin aşk olduğunu açıklaması kolay olmamalı. Başka bir bedeni kendi bedeniyle anlatması; doğuyu batıyla, masalı hakikatle, acıyı coşkuyla, ölümü dirimle harmanlaması kolay değil. Üstelik metnin doğallığını hiç bozmadan, özgürlük alanını akla gelmeyecek kadar geniş bir coğrafyada sözle inşa ederek... Hiç kolay değil. Petunya, elimden tutup bana cenneti, arafı ve cehennemi gezdirdi. Hiç beklemediğim bir lirizmle, insanın çıplak haliyle karşılaştım. Gezerken kimi duyguları şaşkınlıkla

Meyvelerin lezzetini Toprağına indirgedim. Her kelamı ağzımda Tam kırk kez çiğnedim Soyundum çöllerimi Gülün koynuna girdim.

Tanrı güzel olan her şeyi yazdı, acıları yazmak biz insanlara kaldı.

Günlük hayatta kanıksadığımız, hatta üstünde artık hiç durmadığımız, unuttuğumuz davranışlarımız vardır. Günaydın demek, sevmenin değeri, yaşadığımız şehir, kızımız, oğlumuz... Hasan Ildız her gün duyduğumuz, konuştuğumuz olaylar, sürekli yanıbaşımızda olan insanlar ve hemen yanımızda olup biten olaylar üstüne yazmış. Böyle olunca hayatımız hakkında bizi derinlemesine düşünmeye davet ediyor. Siyasi bir duruşun bir varlık sorunu haline geldiğini görüyoruz. Aşk, Ramallah, Ali Asker, Ahmet Erhan, İstanbul.. ye

Bu kitapta, zulmün göğe vuran ataşler yaktığını göreceksin sevgili okurum. Aklın subaşlarında, ateşler kustuğunu göreceksin ejderhaların. İnsanın insana neler yapabildiğini göreceksin en önemlisi; haysiyet dersinden sınıfta kalmış bir uygarlığın ellerindeki kanı göreceksin. Bu kitapta, insanın, görmek istemediğine nasıl kör, duymak istemediğine nasıl sağır olduğunu göreceksin. Karlı bir kasım gecesinde evlerinden alınmış çocuklar ve yaşlılar göreceksin ve onların hayvan vagonları içinde Asya'nın bozkırları