Uçan Balon Dizisi – 10 KitapArının DüşüBilenlere Elma VarÇalınan KöprüCanavardan Kaçan DedemHavuçburunİncili’den İncilerKedi KavgasıKırmızı KayıkUçan KanatYere İnen Yıldız

Herodot, Tarihin Babası olarak adlandırılmıştır. Çünkü ilk tarih yazarı odur. Bu büyük kişi, şimdilerde Bodrum olarak bildiğimiz Halikarnas'ta doğmuş, büyümüş, yaşamış, yetişmesini Anadolu'muzda tamamlamıştır. Sonradan Sicilya adasına gitmiş, kendi adıyla anılan Heredot Tarihini orada kalem almış, orada da ölmüştür. Herodot Tarihi'nde, İlkçağ olaylarını öykülerle birlikte okur, sonsuz haz duyarız. Tarihçilerin atası sayılan bizim yurttaşımız Herodot; bize tarihi olayların bilgileriyle öyküler de vermekle,

Ali, gençliğinde de yetişkinliğinde de ilginç olayları herkesten çok düşünür biri oldu. Başkalarının hiç ilgilenmediği konular onu düşündürür, şaşırtırdı. Bu özelliği nedeniyle lakabı Şaşar oldu. Bizim köylü Şaşar Ali, Şaşar şaşar yaşar Ali. Şaştığını söylemezse, Uykusuz yalar Ali. Size, Şaşar Ali'nin bazı şaşkınlıklarını anlatmak istiyorum. Bakalım onu neler şaşırtmış...

...Şunu anladım ki bu sokak gülümsüyor! Bundan önceki günlerde de ağlıyormuş meğer! Bakımsız, hor kullanılan, kirli sokaklar ağlar. Onların görünüşlerine bakarak anlayabiliriz bunu. Şimdi şu sokağın gülümsediğini görünüşe bakarak anlamıyor musunuz? İnsan eli, insan emeği bu sokağı gülümsetti. Dilerim diğer sokaklarımızın tümü böylesine gülümserliğe kavuşur...

Piliçistan'ın ününü duymayan tilki kalmamıştı. Dünyanın dört bucağından tilkiler, Piliçistan deyip yola düşmüştü. Bu yüzden, Baranı Dağı'nın çevresi tilkilere yurt olmuştu. Taşların kovukları, çalıların dipleri tilki kaynıyordu. Gece gündüz, Piliçistan kayalarının tepesindeki piliçlere bakıp ah çekerlerdi. Oraya ulaşmanın düşüyle yanıp tutuşuyorlardı. Ancak kırk merdiveni aşmak, deliktaş kapısından geçmek ve o güzelim piliçlere ulaşmak olanaksızdı...

Sonunda aradığımızı bulduk. Herkesin beğendiği ad; Yavru Yunuslar Ekibi oldu. Bu adı çok beğenmiştik. Herkes: Yaşasın! diyerek alkışladı. Böylece oybirliğiyle ekibimizin adını kabul etmiş oluyorduk. Alkış tuttuk: Yaşasın Yavru Yunuslar Ekibi, yaşasın!

Noyan, okula yeni başlayan fakat okuldan sıkılan ve okumayı sevmeyen bir çocuk. Bu yüzden “Yaramazlar Kuyusu”na düşer. Orada onu bin bir serüven beklemektedir.Bir Peri Abla gelir ve onu tanınmış masal ve öykü kahramanlarının dünyasına götürür. Kimler yoktur ki...Keloğlan, Nasrettin Hoca, Ali Baba ve Kırk Haramiler, Denizci Sinbad, Boğaç Han, Cüceler Ülkesindeki Gülliver, Don Kişot, Pinokyo ve daha niceleri... Yaramaz fakat iyi kalpli bir çocuk olan Noyan, zorda kalanlara üzülür; durumu iyi olanlara sevinir

Dış kapının kısa aralıklarla tıklatıldığını duyuyordum. Küçük bir topun çarpışına benziyordu ses. Çocuklardan biri sürekli şut mu çekiyordu ne?.....Ses duyduğum konusunda yanılmış olduğumu düşündüm. Geri dönecektim ki, boğuk sesli birisi:“Sesim sende mi?” dedi.Soru şaşırtıcıydı. Bakındım...Sağımda, solumda, karşımda kimsecikler yoktu. Soru yinelendi:“Sesim sende mi?..”Önüme baktım o zaman. İki üç adım ötemde, yerde bir kurbağa duruyordu. Yüzü bana dönüktü.Elektrik ışığında, patlak gözleri uykulu görünüyordu

Zeus açıkladı:– İlkin bebekliğiniz olacak. Yerlerde sürünecek, emekleyeceksiniz. Bu sizin, “Tırtıllık Dönemi”nizdir.Sonra çok canlı, bir yerlerde duramayan, sık sık yer değiştiren, koşan, zıplayan biri olacaksınız. Bu çağ, çocukluk çağınızdır. Çocukluk çağınızda “Kelebeklik Dönemi” yaşamış olacaksınız.On beş yaşından sonra daha da güzelleşeceksiniz. Kendinize güveniniz artacak. Herkesin dikkatini çeker olacaksınız. Bu güzel çağınız gençlik çağıdır. Bu dönem de “Tavus Kuşu Dönemi”nizdir.