Düşersem gerçekten kurtulma ihtimalim yoktu, muhtemelen parçalara ayrılırdım. Bir süre dengemizi sağlamak için alçaktan süzüldü Nil. Sonra yavaş yavaş yükselmeye başladığımızı hissettim, beline sımsıkı yapışmıştım, o da beni tutuyordu. Hiç tanımadığım bir yaratığa güvendiğime inanmak çok zor geliyordu, resmen hayatım O'nun ellerindeydi. Nihayet yükselmeyi bırakmıştı, düz bir şekilde uçuyorduk. Tepeye ulaştığımızı anladım, içimde inanılmaz bir heyecan vardı, İnsan ırkını korumakla görevli bu mucizev

REYHAN KILINÇ Kendimi çok garip bir yerde hissediyordum, sanki yer çekimi yoktu. Aslında ne yer ne de gök vardı. Kanatlarımızı çıkartmamamıza rağmen uçuyor gibiydik. Nasıl olduğunu bilemiyordum. Sadece basıncı hissedebiliyordum. Bedenimi sıkıştırıp sarmalıyordu. Nefes alıp vermem zorlaşmıştı, içinde bulunduğumuz girdaptan kurtulabilmek için daha hızlı koşmaya çalışıyordum. Ardıç kolumu gevşetiyordu, ona baktığımda kendi kendine gülümsediğini gördüm. Şaşkınlıkla sebebini anlamak için baktığı yere doğru başı

Her şeye rağmen kazanmış görünüyorduk ve bu çok önemliydi. Barınağımıza galip olarak dönüyorduk. Darcell ile kuzenimi gözden yitirmiştim. Bölgemizin sınırından içeri girer girmez içimi tarifsiz bir huzur kaplamıştı. Ilgın'ı ne yapıp edip hayata döndürmeliydim. Belki yarasamın kanı ona iyi gelebilirdi. Barınağın girişine ulaşmıştık. Yasmini dikkatle sırtımdan indirdim, kanadı hareket edince tiz bir çığlık atmıştı. Suratı ter içinde kaldığı için rüzgârında etkisi ile saçları yüzüne yapışmıştı. Başına gelenl