Türkiye vardır ve korkmamaktadır. İki yüzyıl ayrı kaldığı aslına kavuşmak üzere yola çıkmıştır. Fırtınaya tutulduğumuz bir vakit ülkemizi sessizce Batı limanına çeken, deniz durulunca tekrar demir alan devlet aklına -kim ne derse desin- çok şey borçluyuz. Türkiye yeniden doğarken elbette cevaplanması gereken pek çok soru var: Çağdaşlık konusunda hangi noktaya geldik? Türkiye'yi nasıl bir gelecek bekliyor? Küresel dönüşüm iç dinamikleri niçin etkilemektedir? Bu bağlamda özellikle 20. yüzyılı yeniden okumak v