Başı omuzlarının arasına çöktü. Metin’in duvarında asılı en dip noktamız dediği fotoğraf düştü aklına. O fotoğraftaki esir Türk subayı gibi hissediyordu kendini. Ben de en dip noktadayım, dedi kendi kendine. Bakışlarını sapladığı yere, rüzgâr bir çınar yaprağını sürükledi. Gözü kaydı yaprağa. Rüzgâr bir kez daha esince, nazlı nazlı ayaklarının dibine savruldu. Çınar yaprağını yerden alıp baktı. Allah’ın sanatına hayran olmamak mümkün mü?.. Yaprağın üstünde her mevsimden bir iz var. Yaprağın bir kanadı canlı

“– Bonaparte kâfiri ne yapmak istiyor? Bir fikrin var mı paşam? – İlk harekâtından, Mısır bölgesinde hâkimiyet kurup, emirliğini ilan etmek istiyor gibi gelmişti bana... Sonra Fransa’nın verimli topraklarından çıkıp neden buraya gelsin diye düşündüm. İşin Fransa kısmını yokladım; Direktuvar heyeti bu herifin cüretinden tedirginmiş, bu nedenle böyle bir meşguliyet verip Fransa’dan uzaklaştırmak istemişler. Ama bu da mantıksız... Sırf bu nedenden ötürü neden Devlet-i Aliyye’yi karşılarına almak istesinler?

İslâmın devletleşme sürecindeki ilk başkomutanı ünvanını taşıyan Halid Bin Velid; hayatı boyunca girdiği hiçbir savaşı kaybetmeyen ender kumandanlardan biridir. Mute savaşında kimi kaynaklarda otuz bin, kimi kaynaklarda yüz bin kişilik Bizans ordusunu iki bin kişilik bir seriyye ile dağıtabilmesi ve geri püskürtebilmesiyle ilk kez batılı tarih kaynaklarında adından söz ettirmiştir ve bu son da olmamıştır. Dönemin büyük gücü Sasani İmparatorluğunu çökerten kumandan; Şam, Humus, Anbar, Busra, Fihl fatihi;

Fetret Devri, Osmanlı'nın kök salmaya başladığı 15. yy. başlarında Ankara savaşında Yıldırım Bayezid Han'ın, Emir Timur'a esir düşmesiyle, Yıldırım Bayezid'in oğulları arasında başlayan taht mücadelesinin yaşandığı devirdir. Çelebi şehzadelerin arasında yıllarca süren bu taht kavgaları, bütün bölgenin dengelerini derinden sarsmış, tarihin akışını değiştirmiş,bizlere de birçok ibretlik hadiseyi miras bırakmıştır. Bugün ilim adamlarının genel kanaatiyle İstanbul'un fethiyle bittiği düşünülen bu karanlık dev

İslâmın devletleşme sürecindeki ilk başkomutanı ünvanını taşıyan Halid Bin Velid; hayatı boyunca girdiği hiçbir savaşı kaybetmeyen ender kumandanlardan biridir. Mute savaşında kimi kaynaklarda otuz bin, kimi kaynaklarda yüz bin kişilik Bizans ordusunu iki bin kişilik bir seriyye ile dağıtabilmesi ve geri püskürtebilmesiyle ilk kez batılı tarih kaynaklarında adından söz ettirmiştir ve bu son da olmamıştır. Dönemin büyük gücü Sasani İmparatorluğunu çökerten kumandan; Şam, Humus, Anbar, Busra, Fihl fatihi; Yer

Napolyon Boneparte'ın, kendi Doğu Roma İmparatorluğunu oluşturma gayretiyle giriştiği harekatta; tüm dünyada onun bu niyetini anlayan ve ona karşı durabilen bir kişi vardı: Cezzar Ahmet Paşa... Dönemin Osmanlı Sadareti tarafından dışlanmış, yaşı seksene yaklaşmış, buna rağmen dünyanın en karmaşık coğrafyasını düzende tutmaya çalışan ve verem hastalığı nedeniyle ölümle mücadele etmekte olan Cezzar Ahmet Paşa, dünya tarihinin akışını değiştirmiştir. Bu roman, 18. yüzyıl Osmanlı Devletinin toplumsal ve kült