Aslında yıllardır konuşulduğu ve bize çok ´yakın´ olduğu için hepimiz Cezayir´i tanıyor gibiyiz. Ama, Cezayir bize hem yakın, hem de uzak. Yakın; çünkü, kültür, toplumsal yapı, tarih ve benzeri birçok alanda birbirimize çok benziyoruz. Uzak; çünkü, aramızda Akdeniz bulunuyor. Ve 1830-1962 arasındaki Fransa sömürgeciliği ve onun etkisi kıskançlıklar, dedikodular. Ve nihayet Kurtuluş Savaşı sırasında Türkiye´de en Amerikancı bir iktidarın bulunması sonucu ortaya çıkan tatsızlıkların izleri. Demokrat partinin

İnsanlar eğer isteselerdi, yeryüzünde kardeşçe ve mutlu bir yaşam sürebilirlerdi. Fakat insanların kardeşçe yaşamadığını anlamak için çevremize şöyle bir bakmamız yeterlidir. Zenginler ve fakirler var. Fakirler doyuncaya kadar bile yemek yiyemezken zenginler yemekleri çöpe atıyorlar. Ben bunların bir çocuğa söylenebilecek hoş şeyler olmadığını çoki iyi biliyorum. Fakat çevremizdeki adaletsizlikleri ve sefaleti görmezden gelemeyiz; sen gezegenimizde dünyaya geldin ve bu gezegende olup biten her şeyi seni e

Karl Marx-Marksist Kuram ve Sınıf Hareketi için Korsch`un olgunluk eseridir denebilir. Çünkü Korsch, bu çalışmasında daha önce Marksizm ve Felsefe`yle bıraktığı teorik mirasın olgunlaşmamış kavramlarını yerlerine iyice oturtup, eleştirel felsefeye ve eleştirel toplum teorisine yeni bir katkı sağlamaktadır. Bu çalışmanın yayınlandığı sırada Marksizmin birçok kilit kavramı, II. Enternasyonal tezleri, Bolşevik Devriminin anlamı/kaderi ve Lenin`in tezleri vasıtasıyla tartışılmış ve Marksizmin önemli kuramcılar

... Prenses keşişlerin gösterdiği yerleri kazdırmış ve hazineleri bulmuş. Bahçedeki ağacın altında küpler dolusu bakır paralar, eşiğin altında torbalar dolusu gümüş parala rve mahzende sandıklar dolusu altın duruyormuş...

Assist. Assoc. Prof. Müfit Yıldırımalp received his Masters Degree on World Languages and Methodology from Georgetown University in the USA and completed his doctorate (ph.D) at the Faculty of Political Science of İstanbul University. Furthermore, Oxford University has granted Assist. Assoc. Prof. Yıldırımalp an Honorary Doctorate Degree for his contributions in the field of teaching foreign languages. During the course of his studies in the USA, he started teaching Turkish at the Defence Language Institute

Edebiyat kuramı, eleştirisi ve ideolojisiyle ilgili kitapları daha önce Türkçeye kazandırılmış olan Terry Eagleton, bu kitabında önceki çalışmalarının geniş ölçekli bir bireşimini yapıyor. Estetiğin İdeolojisi estetik üzerine bir inceleme olmanın ötesinde, estetik kavramının modern Avrupa düşüncesinde tuttuğu yerin eleştirilmesini hedefliyor. Estetik, ahlak felsefesi ve siyaset arasındaki karmaşık ilişkiler üzerinde yoğunlaşarak, estetik ve edebiyat kuramıyla siyaset ilişkisini gözardı etmenin zaten ideoloj

William Austin Washington Irwing Nathaniel Hawthorne Edgar Allan Poe Harriet Beecher Stowe Samuel Clemens Henry James

Belki de sosyalizmler tarihindeki tek trajedi bir zamanlar aristokrasiye/feodalizme karşı kahramanlaşan demokrasi ve bireyin bu kez aristokrasinin yerine konulan sosyalizme karşı kahramanlaşmış olmasıdır. Apacık duran, sosyalizmlerin sebebi ne olursa olsun demokrasi düşüncesine ve pratiğine yenilmiş olmasıdır. Reel sosyalizmlerin ya da A. Arblaster`in deyimiyle Avrupa Komünizmi`nin gerçek çöküşüyle birlikte mutlak bireyin özgürlüğüne dayanan demokrasi düşüncesi en sağından en soluna ve hatta bir kısım Marks

Bu kitapta zaman zaman tüm ahlak değerlerini sarsan düzeyde iğrenç konuşmalara ve olaylara tanık olacaksınız. Bunları kitabıma alırken amacım `her şeyi` olduğu gibi aktarmak ve dürüst bir kolaj yaratmaktı. Kitabı ilkokula giden çocuğunuza karne armağanı olarak almanızı öneremiyorum. Teybin sesini kısıp oto sansür uygulayabilir, gerçek diyalogları ve olayları törpüleyebilirdim. Ama o zaman ne kendime saygım kalırdı, ne de bu kitabın adı Yüksek Volüm olurdu. Gelecek eleştirileri Beyaz Lale için kendini savuna

Hem kaçmasına fırsat hazırlayıp hem de arkasına düşenlerin kurşun yağmurundan canını kıl payı kurtardıktan sonra koştu, koştu, koştu... Dağ bayır, orman, batalık demeden nereye gittiğini bilmeden, sele kapılmış ağaç gövdesi gibi, bütün gece yuvarlandı durdu. Tanyeri ağarmaya başladığında, kendini kocaman kayaların dev kamaları gibi göğe saplandığı bir dağın tepesinde buldu. Burası neresiydi, bilmiyordu. Neresi olursa olsun, burada akşamı beklemeliydi. Gündüz yol alması kendisi için tehlikeli olurdu. Zaten b

Genel olarak kadınların tüm yaşantılarında ve özel olarak hamilelikte alkol tüketimi yoluyla çocuğa verilen zarar, bu kitabın ana konusunu oluşturuyor. Kadınlarda giderek artan alkol kullanımı (ya da başka uyuşturuculara bağlılık), onların kendilerin zarar vermekle birlikte, çocukların da etkilemekte, önemli hasarlar oluşturmaktardır. Ayrıca tüm yan etkileri de değerlendirildiğinde, alkol kullanımının kadınların yaşamları üzerindeki tahribatı; farkına varılması, önlem alınması gereken bir durumdur. Bu kitap

Louise 18´inde bir genç kız. Bir sevgilisi, müzisyen bir babası ve bir de annesi Alice var. Sorbon Meydanı´ndaki bir kafede buluşmak üzere kendisine randevu veren, ara sıra gördüğü annesi. O sabah Alice gecikir. Louise bekler. Saatler geçer bu arada. Kafe onun anılardaki yaşamına tanık olur. Boşuna mı bekliyor acaba? Pek sayılmaz. Anlar geçer bir biri ardı sıra gözünün önünden. Gizemini bıkıp usanmadan sorguladığı çılgın ve bölük pörçük bir zaman dilimini, ilk yıllarının kargaşasını, düzene koymaya verir ke

Bir yerde birinin dergi okuduğunu söylemiştiniz. Dergi demiştiniz; hangi dergi? Ben durumu abartmıyorum; çünkü birileri bu kararı veriyor. Bu kişiye yönetmen denir. Sahne donatım sorumlusu dosyanın biçimi ile ilgili soru soracaktır; siz yönetmen olarak ona ne yanıt vereceksiniz? Ön eğitimden geçmemiş birinin ne diyeceğini düşünelim: Sahne karar değiştirme ile ilgili ise, bu karar değişikliğni isteyen insan nasıl bir dosya taşır? Bu size aptalca ya da abartılmış gibi geldiyse... Amerikan filmlerine bir bakın

Washingtonun Gözü´nde dile getirilen olaylar ve kişilikler gerçektir ve gerçek kimlikleriyle sunulmuştur; ´Promis´ adıyla anılan bilgisayar programını tasarlayanlar, bu programa kurnazca yerleştirdikleri bazı tuzaklar aracılığıyla, programın kullanıldığı ülkelerdeki çok özel bazı bilgilere ulaşabilmektedirler. Promis aracılığıyla Washington´un Latin Amerika´dan Ortadoğu´ya kadar geniş bir coğrafya -bu gruba Türkiye de dahildir- uyuşturucu trafiği ve Susurluk benzeri karmaşık olaylar hakkında ayrıntılı bilg

Dünyadaki akrabasız dillerden biri de Japoncadır. Gerçekten Japoncanın Ryukyu adalarında konuşulan Ryukyu dilinden başka akrabası yoktur denilebilir. Avrupalı ve Japon dilbilimciler Japoncanın şu ya da bu dille yakınlığını kanıtlamak için birtakım akrabalık teorileri üretmişlerdir. Ünlü Japon dilcisi Hattori Shiro`nun belirtmiş olduğu gibi, Japonca yeryüzündeki hemen bütün dillerle karşılaştırılmış ve Japoncanın Aynu, Eskimo, Aleut, Çince, Burma, Tibet, Kore, Ural, Altay, Malay-Polenezya, Fars, Grek, Bask y