Afrika bilgelik öğretisinden günümüz Afrika felsefesine temel bir başvuru kitabı niteliğindeki bu kapsamlı felsefe incelemesi, Afrika felsefesini geçmişiyle, bugünüyle ve geleceğiyle ortaya koyuyor. Afrika felsefesini, dünya felsefe geleneği içindeki yerine oturtan kitap, kendi konusunda Türkçede yayımlanan ilk kitap olması bakımından da büyük değer taşıyor.

Remi Brague, "Bütün yollar Roma`dan geçer" deyişinden hareket ederek, Avrupa gerçeğinin kaynaklarına iniyor, Avrupa nedir? Avrupalı kimdir? Avrupa`yı Avrupa yapan koşullar nelerdir? gibi sorulara yeni yanıtlar getiriyor. Avrupa: Roma Yolu, Ünlü Fransız düşünürü Remi Brague`ın Türkçede ilk yapıtı. Yeryüzünün gündemden düşmeyen kıtası Avrupa`nın sorgulandığı bu yapıtm, özellikle içinde bulunduğumuz şu günlerde, Türkiye-Avrupa ilişkilerinin yorumlanması açısından da belirleyici olacağı kanısındayız. Yapıtı, de

Betül Çotuksöken`in, yıllardan beri üzerinde durduğu konulara yaklaşımındaki ortak paydayı somut bir biçimde gösteren bu yazılar; aydınlanma felsefesinden Türkiye`de felsefe tarihine, felsefe-metafizik ilişkilerinden iletişim dünyasına, Kant estetiğinden özgürlük ahlakına pekçok konuyu tutarlı bir yöntemle açık seçik olarak gözler önüne seriyor. Başlıktan da anlaşıldığı gibi bu yapıt iki işlevi içeriyor: ilkin felsefeyi anlamak ardından da felsefe aracılığıyla anlamak.

Nermi Uygur kendine özgü konuları ve anlatımıyla, ilk kitabını yayımladığı 1958 yılından beri, betimleyici ve eleştirsel bir tutumla insan-toplum-kültür alanına eğilmiş bir dil ustasıdır. Daha önce Kabala Yayınları arasında Nermi Uygur`un Yaşama Felsefesi`ni sunmuştuk sizlere; bu kez sıra Dilin Gücü`nde. Nermi Uygur`a göre: yönü amacı, kapsamı başarısı ne olursa olsun, insanın yürüdüğü görünür-görünmez tüm yollar dilden geçer; çepeçevre insan varoluşunun anakoşuludur dil...

Thomas S. Kuhn, göre bilim, yeterli sayıda bilim adamının bir paradigma´yı kabul edişiyle başlar. Bu "normal bilim" döneminde bilim topluluğunun asıl etkinliği "bulmaca-çözme"dir. Zamanla topluluk uygunsuzluk ve aykırılıklarla karşılaşır, çünkü başlangıçtaki paradigma artık yetersiz kalmaya başlamıştır. Böylece topluluk bunalıma girer. Bunalımdan ise bilimsel devrim doğar: Sonuçta yeni bir paradigma kabul edilir, yeni bir normal bilim dönemi başlar.

Elinizdeki kitap, felsefenin bir disiplin olrak ortaya çıkmasına kaynaklık etmiş 400 yılı kapsayan bir dönemdeki ilk filozoflar diye nitelenen düşünürlerin metinlerini kapsıyor. Thales`ten Pythagoras`a, Xenophanes`ten Herakleitos`a, Empedokles`ten Anaxagoras`a, Elealılar`dan Sofisler`e, Demokritos`tan genç Pyhtagorasçılara uzanan bir felsefe tarihi.Sokrates`ten Önce Felsefe; Felsefenin ilk kaynaklarını, Sokrates öncesi felsefenin geçirdiği evreleri, o dönemin filozoflarını ve düşüncelerini tanımak için teme

x

Y aşama Felsefesi ile beden, gönül, kafa, toplum, politika, tarih, sanat, kültür gibi iç içe dolanan değişik kesimlerin dokuduğu insan-varlığını, birbirini bütünleyen somut ve soyut çağdaş boyutlarla aydınlatmaya yönelen, az rastlanır bir başucu kitabı sunuyoruz sizlere. Üstelik ülkemizin en saygın felsefecilerinden biri olan Nermi Uygur´un tadına doyulmaz kaleminden?

B u kitaptaki ilk iki makale, ´İşlev Teorisi´ ve ´Bilimsel Bir Kültür Teorisi´, ayrıntılarıyla bu iki analiz tipini anlatıyor ve tam bilimsel bir antropolojik çalışmanın hangi temellere oturması gerektiğini irdeliyor. Üçüncü makalede ise Malinowski´nin ünlü bilgin Sir James George Frazer´in yapıtı üzerine eleştirel bir değerlendirmesini bulacaksınız. Burada Malinowski kendi çağının II. Dünya Savaşı sonrasında acil sorunlarına antropolojinin yapabileceği katkıları da dile getiriyor. Onun bu görüşleri bugün i

Mustafa Kemal´in Tufanı adlı oyun kitabı K.Maraş, Antep, Adana, Kayseri´de, "Kurtuluş Savaşı" yıllarında insanlarımızın verdikleri mücadeleyi konu almaktadır. İnsanlarımız kendi topraklarını, canlarını, namuslarını korumak için düşmana karşı yaşlısıyla, genciyle, kadınıyla, erkeğiyle el ele verip etten duvar oluşturmuşlardır. Bugün üzerinde özgürce yaşadığımız toprakların ruhu, bu "Oyun Kitabı" ile bize ışık tutacaktır.

Sanatsal yaratının genel yasaları ve sanatta güzelliğin kuramsal yanıyla uğraşan estetik, her çağda tartışmalara konu olmuştur. Bugünün estetiğini kavrayabilmek için, estetiğin temel yapısını ve bugüne dek tartışmış olduğu temel kavramları bilmek gerekmektedir. Hülya Yetişken, bu kitabında sanatsal yaratı-estetik bilimi ilişkisini irdelemekte, güzellik kavramı ile sanat yapıtı ve sanatçının konumu üzerine yapılan tartışmalara ışık tutmaktadır. Estetiğin ABC`si, estetiğin, sanat felsefesiyle örtüştüğü ve ay

At, ezen ile ezileni naif bir biçimde gösteren, ama değindiği gerçeklerle çağımızın ciddi sorunlarına etkili bir biçimde yönelen bir oyundur. Ünlü Macar tiyatro yazarı Gyula Hay´in 1960´larda hapisteyken yazdığı oyun, toplumun yozlaşması üzerine incelikli bir fars sayılabilir.

Sürgünler, James Joyce´un yazarlık serüveninde kilit noktası olarak kabul edilmektedir. Yeats´in Abbey Tiyatrosu´nda sahnelenmesine karşı çıktığı bu oyun, gerçek anlamıyla ancak 1970 yılında Harold Pinter tarafından sahneye konulup hak ettiği başarıyı kazanmıştır. Bir bakıma otobiyografik sayılan eser, uzun zaman ancak Joyce uzmanlarının bilgi alanında kalmıştır. Kitap, ayrıca Joyce´un oyun üzerine notlarını içermektedir.