1969 yılında dahil olduğum dahil olduğum, içinde Allahıma şükrettiğim Ülkücü Milliyetçi Hareketin içinde bulunduğu durum her ülkücü gibi beni de üzmektedir. Fikrimiz doğru inancımız sağlam olmasına rağmen siyasi sahada yenilgiler yaşamamız, halkımızdan umduğumuz takdiri alamamamız içimi yaraladı. 1 Kasım seçimleri sonunda bölücülerin de gerisine düşmemiz sızımı ve sıkıntımı son noktaya taşıdı. Bu sebeple elinizde ki ?Bozkurtların Zorlu Mücadelesi adlı kitabı duygularımı da katarak gerçek bilgiler ışığında y

Selma Maden Avcu, ?Melekler Sizi Korusunda, kendi aklına düşen sorulardan yola çıkarak okuyucuyu sımsıkı saran, hiç azalmayan heyecanı, duygusallığı ile beslenen usta işi bir fantastik kurguya varıyor... ?Küçük yeğenim Çınar, otuz yıl önce bu yaşamdan ayrıldığında, yedi aylık bir bebekti. Onu bir gece rüyamda gördüğümde, bugünkü yaşına ulaşmıştı ve bir orman içindeki patika yoldan yürüyordu. Beni görünce, ?Teyzem! diyerek, boynuma sarılmıştı. Öteki yaşamda bebekler, büyüyor muydu? Bir arkadaşım, beş yıl ön

Dünyayı yöneten asıl güç, Ortadoğu'nun liderliğini Türkiye'ye verecek olursa, bunun sonuçları ne olur? Bir MİT ajanı, ülkeyi yönetenlerin dahi haberi olmaksızın, kendini, Ortadoğu'yu dizayn edecek bir projenin orta yerinde bulursa nelerle karşılaşır? Bu büyük projede Amerika, Rusya ve İsrail nasıl yer alır? İlluminati, saklandığı karanlıktan çıkıp, kendini gösterdiğinde dünyayı nasıl bir son bekliyor? İnce, Kâhin, Orkun, Selin... Uluslararası planlar, gizli yapılanmalar, istihbarat örgütleri, suikastler, s

Bu kitabın ilk baskısından sonra, senaryolaştırılan bir bölümü, 2014-2015 sezonunda Müjdat Gezen Tiyatrosu, Savaş Dinçel sahnesinde Hangi İstanbul ismi ile tek kişilik oyun olarak sahnelenmiştir. İzleyiciler ve değerli üstatlar tarafından beğeni toplamıştır. Okurken çok duygulanacak ve kaybolan değerlerimizi hatırlayacaksınız. Ben bu yapıtla ilk kez Savaş Dinçel Sahnesi'nde tanıştım. O kadar güzel yazılmış. O kadar güzel yönetilmiş, o kadar güzel oynanmıştı ki, bütün emeği geçenlere Kafanıza yüreğinize em

Melih Bozcan'ın ilk kitabı, Yaşam Kesiklerine Yara Bandı, gerek yazım tekniği, gerek yazarın denetimleri doğrultusunda, son derece doğrusal işlevsel ve gerçekleri oldukça ve dolaysız ortaya koyan bir üslupla okuru selamlıyor. Bozcan, insanın yaşam karşısında yetkinleşmesi; kendi hayatının kontrolünü ele alırken, iş ve sosyal hayatını da doğru bir şekilde idame etmesi yolunda küçük yara bantları yapıştırıyor ruhunuza, Önce bugüne değin açılmış yaralarınız iyileşmeye başlıyor... Sonra yolunuzda daha bir güçl

Meslek hayatına, TRT Çocuk Saati ile Ankara Radyosu'nda başladı. Günaydın çocuk programını sundu. 1980'lerde, spikerlik idealini gerçekleştirerek mesleğe adımını attı. Spikerliğe başlamadan önce TRT bünyesinde, televizyon ile hayatımıza giren diziler; Dallas, Uzay Yolu, Şeker Kız Candy, Beyaz Gölge, Şahin Tepesi, belgesel ve uzun metrajlı filmlerde seslendirmeler yaptı. Sihirli Kemer adlı çocuk oyununda bir sezon Devlet Tiyatrosunda misafir oyuncu olarak yer aldı. Kurum içi sınavla Redaktör Spiker olarak Ha

Yeryüzü dedikleri şu kısacık günlüğe kaç ömür sığdı? Kaç gülücük, kaç gözyaşı ve ihtiras uğruna akıtılmış kaç damla kan? Kaç anı mazide kaldı, kaç isim kalplere gömüldü ve kaç nesil toprağa karıştı? İnsanoğlunun ilk tohumları yeryüzüne düştüğünden beri kaç renk ayak izlerimiz altında karardı ve kaç renk kızıla çaldı? Neler yeşerdi avucumuzda ya da neler soldu gitti? Her renk kızıla çaldı da umut hep mavi kaldı... Yıldızlar dürülmeden, dağlar yürütülmeden, topraklar dağlanmadan, cesedi kıyıya vuran çocuk, be

Yokluğunda Hikmetlerle tanıştım. Ahmetlerle, Alilerle, Serkanlarla ve Kahramanlarla tanıştım. Her biri tuhaf ve güzel adamlardı doğrusu. Her biri benim gibi büyük sevmişti. Her biri, benim gibi dertli ve hüzünlüydü. Ondan, kendime yakın hissediyordum hepsini. Hikmet: ?Elif'i çok sevdim. dedi. Ahmet: ?İkimizi, sabah uykumu ve soğuk kahvemi çok sevdim. dedi. Ali: ?Tesirsiz parçaları, dedi, ?beni tesirsiz bırakan kadını çok sevdim. dedi. Serkan: ?Kapalı gişe yalnızlığımı ve canımı çok sevdim. dedi. Kahraman: ?

Savaş Toy, 'Mavi Hayatta Yaşam' ile hem denizcilik hayatında başından geçen maceralı ve ilginç olayları okurlarıyla paylaşıyor hem de denizlerle çevrili ülkenin denizle tanışmakta böylesine çekingen halkına, deniz ve denizciliğe dair altın değerinde bilgiler aktarıyor. İnsanlar, denizlerde yıllarca çalıştılar. Dünya ekonomisinin kalkınmasında gemi ve gemicilerin büyük önemi var. Bu gemilerde çalışan binlerce gemici, okyanusların derinliklerinde can verdi. Bilim adamları, deniz ve okyanusların derinlerine

Edebiyat Kasabı, popüler kültürün iğdiş ettiği, yozlaştırdığı hayatların iç yüzünü anlatıyor bize. İçe ve içine eğilemeyen insanların, kabukta kalan cılız soluk alıp verişleri... İnsanın içsel ihtiyaçlarını değil de piyasa dengelerini gözetenlerin; insana, hayata ve aşka dair kurabilecekleri cümleleri var mı? Roman, Utku Vurgun'un şahsında, bu acı gerçeği çözümlerken aynı zamanda bir zihniyetin eleştirisini de yapıyor. Harun Bilgili, genç okura tam da olması gereken yaşta hayatî bir uyarıda bulunuyor. Okuma

Anne olunca, sorular çoğalır hayatımızda; cevaplara çok acil ihtiyacımız olur. Bazen bilsek de sorarız, çünkü destek görmek, onaylanmak isteriz çocuğumuzla ilgili vereceğimiz kararlarda. Şunu da biliriz ki, sorularımıza cevap veren çok olur, çünkü herkes kendi yaşamının uzmanıdır; okuduklarıyla, duyduklarıyla, yaşadıklarıyla... Bu kitap da çocuğunuzun ilk altı yılında sizin bana en çok sorduğunuz soruların hem bir uzman hem de bir anne olarak benim verdiğim cevaplarını içeriyor. Özlem Özen Koç -İşe dönüyo

Havacı bir kurmay ve tenis sporuna uzun yıllar kafa yormuş bir tenis tutkunu olan Selahattin Şener. Bugüne dek bilinen bakış açılarının ve yöntemlerin dışına çıkarak havacılık ve tenis sporunun örtüşen yönlerinden hareketle tenis sporunun içinde yer alan herkese, zihinsel durum muhakemelerinin bu spor içindeki önemini belirterek yeni bir pencere aralıyor. ?Eğlenceli bir yolculuğa hoş geldiniz. İster tenis oynayın ister tenisin içindeki her türlü yönetim branşlarında rol alın, mutlaka zihinsel faaliyetlerin

...Ayrıca, maddiyat da çok sorun değildir bir kadın için ama erkek; mutlaka sistemin içinde olan, her pisliğin altından yargının eline düşmeden sıyrılabilen, her işin içinden pişkince çıkabilen, hareket eden, konuşan, gururlu ama onuru ve canı olmayan, ölü, bir hacıyatmaz olmalıdır. Böyle olsun istemezler onlar da. Bir holding yönetim kurulu başkan yardımcısının; vücutlarını, akıntıya karşı yüzen, bildik tufaya gelmeyen, aşikâr olana savaş açan, böyle bir sistemden çaldığı her dakikayı zafer olarak gören, b

Hakan Batur, bu ilk kitabında ruhunun kapılarını bir kalemle kırıyor ve o kapıdan tüm okurlarına duygu hazinesinden anlamlar sunuyor. Ne güzel şey seni sevmek.. Bir umudun kollarında.. Bir rüyanın sabahında.. Bir hayalin peşinden koşarcasına.. Özlemler hasretler sen, varlığın bir sürpriz gibi..

Alihan İren, bir tarih şeridini andıran bu yeni kitabında Ermeni Tehciri konusundan hareket ediyor ve tarihimizin karanlık noktalarına ışık tutarak bugünlere dek uzanıyor. Kitap, Hasan Amca'nın hikâyesini anlatırken, sonunda hepimizi bu toprakların hikayesiyle de yüz yüze getiriyor. Bu kitap, 124 yaşında olan Hasan Amca'nın kendisinin anlatımı ve notlarından esinlenerek yazılmıştır. Aslen Erzincanlı olan Hasan Amca, bir Ermeni kızı olan Matruşka'ya âşıktır. Matruşka ve ailesi, 1915 yılında Türkiye'den Rusya

Ey kurbanı olduğum deli yüreğim benim Gözlerinin nurundan gel seni bir öpeyim Sessiz çığlığın dolsun kitaba azar azar Benden gayrı kim bilir seni başka kim yazar? Dağlarkızı

Değerli insanlar! ...İlk nebatın, hayvanatın ve insanın nasıl meydana geldiğini anlatmadan önce, onların yapılarını meydana getiren atomların oluşumu ve özellikleri ile ilgili bilinmeyen ya da yanlış bilinen hususlara değinmek istiyorum. Esasında bu bölüme kadar anlatılanlara, bundan sonra anlatacaklarımı kavrayabilmeniz için yer verdim. Zira galaksinin, Güneş Sistemi'nin ve Dünya'nın nasıl meydana geldiğini bilmeden Dünya üzerindeki canlılığın nasıl meydana geldiğini anlamak imkânsızdır. Çünkü bütün bu olu

Ali Arpagünü, Okumaya Cesaretiniz Var mı? adlı ikinci kitabı ile, yüklendiği zorlu görevi yerine getirmeye devam ediyor ve burnumuzun dibinde olup biten, ama bilerek bilmeyerek, kulağımızın duymayıp, gözümüzün görmediği insan hikâyelerini; aynı şehirlerin, aynı mahallelerin, bizim o bilmediğimiz karanlık yüzünde olup bitenleri, reddedilemez bir gerçeklik ve çarpıcı bir üslupla gözlerimizin önüne seriyor. Arpagünü, size insan türünün, kimi dürtülerle, kendi aile ve toplum yapısının içinde ne denli çirkinleşe

-Karanfilin ne anlama geldiğini biliyor musun? -Hayır. -Neden papatya veya kırmızı gül değil de, karanfil? - Hanımeli, begonyalar bir yanda. Birçok çiçeğin arasında gözüme ilk çarpan karanfil oldu. ?Buradayım dercesine bakıyordu bana. Kırgın bir yüreğe benziyordu, bir yanı hep buruk. Bana benziyor... -Karanfil ayrılık demektir... Nerden bilebilirdim ki... Cebimde kalan son para karanfil almaya yetmişti... ?Ayrılık satılan tezgâhların müşterisiyim ben...

Bu kitap Cengiz Epçim'in hikâyesi aslında... Epçim'in hikâyesi ise bir aşk hikâyesi; bu yüzden yüreği çarpan herkesi ilgilendiriyor; sol yanındaki cevahir kararmış her insana hitap ediyor... Son Dem, gidenin ardından ince bir sızı oluyor, geçmiyor... Aşk denen ince hastalığa yakalanan bir günahkâr bedenim sadece. Şimdi, kaçabildiğim kadar insanlardan kaçıyorum. Onlar yalancı, her şeyi tükettikleri ve buna duygular da dâhil olduğu için değil. Ben günahkâr olduğum için, ben sevmeyi bilmediğim ve mutluluğu ha