Yaşar ve en yakın arkadaşı Memidik’in en çok sevdiği şey bembeyaz pamuk tarlaları arasında koşmak ve oynamaktı. Arada sırada kocaman kanatlarıyla süzülen kartalı görür, peşine düşerlerdi. En büyük hayalleri bir gün o kartalla birlikte gökyüzünde süzülebilmekti...

İlk 12 kitabı 2015 yılında yayımlanan ve küçük okurlar tarafından çok sevilen Çocuk Edebiyatı Dizisi’nin yepyeni 12 kitabı yayımlandı ve 24 kitaplık dizi tamamlandı. Fatih Aktaş, Semih Öztük ve Önder Yetişen’in, edebiyatımızın önemli kalemlerinin eserlerinden ve hayatlarına dair detaylardan yola çıkarak kurguladığı dizinin amacı, çocukların ilk okuma çağı olarak bilinen dönemlerinde, onları edebiyatımızın önemli isimleriyle temas ettirmek. 3-8 yaş aralığı için kaleme alınmış ve Büşra Çakmak’ın çizimle

Oğuz'un öğretmeni Turgut Bey, tüm öğrencilere akşam eve gidince tanıdıkları birine bir mektup yazmaları ödevini vermişti. Fakat tüm akşam düşünen Oğuz'un aklına mektup yazabileceği kimse gelmemişti. Sonunda mektubunu yazdı fakat sabah kalktığında mektubu yoktu...

Küçük Sevgi her gece uyumadan önce penceresinden bakar ve yıldızları seyrederdi. Hatta bazen onlarla konuşabildiğini düşünür ve dilekler tutardı. Bir gün Sevgi'nin uyuyamadığını fark eden Ay Dede, Sevgi'yle konuşmaya, hatta ona bir masal anlatmaya karar verdi...

Küçük Yusuf'un annesi o gün işten eve neşeyle dönmüştü. Uzun zamandır hayalini kurdukları yeni hayatlarına başlamak için hazır olduklarını söylemişti Yusuf'a. Artık yeni bir evde, koyunlar ve tavuklarla yepyeni bir hayatları olacaktı...

Rıfat ve arkadaşları okulun bahçesinde yavrulamış bir kedi bulmuşlardı. Ders sırasında başlayan yağmur hepsini tedirgin etmişti. Tenefüs zili çalar çalmaz Rıfat ve arkadaşları, anne kedi ve yavrularının yardımına koştular...

Tomris, yaz boyunca neredeyse her gün arkadaşlarıyla kumsalda oyunlar oynuyordu. Akşam olup hava karardığında ise tüm arkadaşları evlerine gidiyor ve eğlence sona eriyordu. Büyükbabası ve arkadaşları Tomris’in çok üzüldüğünü fark edip ona bir sürpriz yapmaya karar verdiler...

Annesi Cahit için farklı renklerdeki kumaş artıklarını biriktirirdi. Cahit de bu kumaşlardan rengarenk uçurtmalar yapar, sonra onları gökyüzündeyken seyretmeye bayılırdı. Uçurtmanın yükselmesi için rüzgar gerekirdi. Bir gün annesiyle birlikte bir tren yolculuğuna çıktılar; uçurtması da yanındaydı...

Nilgün’ün bir sürü defteri vardı. Sabahtan akşama kadar başına gelen ilginç şeyleri bazen yazar, bazen de çizerdi defterlerine. O gün babası eve bir müjde ile geldi. Nilgün bu müjdeyi duyunca, deftere yazacağı özel bir gün olacağı için çok heyecanlanmıştı...

Peyami o sabah çok daha aydınlık bir sabaha uyanmıştı. Hemen pencereye koştu. Her yer bembeyazdı. Daha önce hiç böyle kar yağdığını görmemişti ve çok heyecanlanmıştı. Annesi, Peyami ve en yakın arkadaşı Recai’ye çok önemli bir görev vermişti...

Kendi galaksisinde, kendi dünyasında tek bir gül ile yaşayan Küçük Prens’in diğer galaksileri gezmek için gülünü tek başına bırakıp yaptığı yolculuğu anlatır. Fakat bu yolculuk esnasında vurgulamak istediği şey "büyümek"tir.

Alice Harikalar Diyarında, dünya çocuk edebiyatının en popüler kitaplarından biridir. Yalnızca çocuklara değil, yetişkinlere de hitap eden bu fantastik eser, yetişkinlerin dünyasının bir çocuğun gözünden ne kadar saçma göründüğünü gözler önüne sermektedir. Alice, bir tavşan deliğinden geçerek kendini fantastik bir dünyada bulur. Beyaz Tavşan ile başlayan macera, tanışacağı yeni kahramanlar ile içinden çıkılmaz bir hale gelecektir.

“Derenin nereye kadar gittiğini görmek istiyorum. Biliyor musun anneciğim, aylardır bu ırmağın bittiği yer neresi diye düşünüp duruyorum. Ama bir türlü işin içinden çıkamadım. Dün geceden beri gözüme uyku girmedi. Nihayet, gidip derenin sonunu bulmaya karar verdim. Bu derenin dışında neler olup bittiğini bilmek istiyorum.” Küçük Kara Balık, yaşadığı tüm zorluklara rağmen hayallerinin peşini bırakmayanların hikâyesidir. Samed Behrengi’nin kaleme aldığı bu klasikleşmiş masal, yapabileceklerimizin sınırının ha

Küçük Ahmed çok meraklı bir çocuktu. Yaşadığı köyde ne zaman bir olay olsa hemen oracıkta bitiverirdi. Gördüklerini ve duyduklarını arkadaşlarına anlatırdı. En büyük hayali ise gazeteci olmaktı.

Leylâ, en yakın arkadaşı Tezer'i göreceği için çok mutluydu. Ne zaman İstanbul'a gelseler Tezer'le bir araya gelir ve yapmaktan en çok keyif aldıkları şeyi yaparlardı: Denizin karşısına geçip birlikte hayaller kurmak.

Gogol, 1842 yılında Rus edebiyatında çok önemli bir gelişmenin başlangıç noktasını oluşturan, Palto adlı hikayesini kaleme alır. Rus edebiyatının özellikle de gerçekçi kolunun oluşmasında önemli bir kilometre taşı olan ve "küçük adam" temasının işlendiği bu hikaye, "Palto'dan sonra Rus edebiyatı" ifadesinin nedeni olmuş, daha sonra Dostoyevski, "Hepimiz Gogol'ün Palto'sundan çıktı." diyerek, metnin önemini dile getirmiştir

Hikaye, Paris'te - gerçekte var olmayan- olan Morgue Sokağı'nda yaşayan Madame L'Espanaye ve kızının kafa karıştırıcı biçimde öldürülmelerini anlatır. Gazatelere göre, annenin boynu neredeyse tamamen kesilmiş ve başı gövdesine ufak bir deri parçasıyla bağlı kalmıştır. Kız ise önce boğulmuş, ardından şöminenin baca boşluğuna sıkıştırılmıştır. Cinayet, dördüncü katta bulunan, dışarıdan girişin mümkün olmadığı ve içeriden kilitlenmiş bir odada gerçekleşmiştir. Cinayeti duyan komşuların ifadeleri birbiriyle çel

İran'ın son dönemdeki en önemli yazarlarından olan Sâdık Hidâyet, bu romanında mordern hayatın varoluş sıkıntılarına bir odada, zaman dışı biz zamanda yaşayan hastalıklı bir kalemlik ressamıyla karşı koymaya çalıştığını söyleyebiliriz. Pasif bir adamın hayata canhıraş bir şekilde karşı koyuşudur Kör Baykuş.

Edebiyatçı, filozof ve eğitimci kişiliğiyle toplumun aynası olan, çağının en büyük yazarlarından Tolstoy'un bu eseri, insanın dünyaya geliş amacı ve hayattaki önceliklerine, birleştirici güç olan sevgiye, insanın özünde var olan iyiliğe, açgözlülük ve tokgözlülüğe, hırsa dair içerdiği eşsiz hikâyelerle kendinize dışarıdan bakabilmenizi sağlıyor.

“Merakınızı anlıyorum, diye konuşmasını sürdürdü Başkan. Uzun süredir, derneğimizin amacına uygun büyük bir iş başarabilir miyiz? diye düşündüm. Çok çalıştım, araştırdım. Sonunda bir şeyler buldum arkadaşlar. Bana öyle geliyor ki bulduğum şeyi hiçbir ülke uygulayamaz. Bunu uygulamak şerefi ülkemizin topçularının olacaktır.” Amerikan iç savaşı sonrası Topçular Derneği’nde sakinlik hakimdir. Üyelerin bir araya gelip vakit geçirdikleri bu derneğin ve hatta bir süre sonrasında tüm dünyanın gündemi, dernek başka