Murat Talip Özcengiz'in Ana Caddede Ölüm; Yaşam adlı kitabı, denizci bir şairin, hayatın ve denizin derinliklerinde bulduğu huzur ve çatışmaları, kendi içsel yolculuğuyla birleştirmektedir. Bu kitap, deniz ve hayat üzerine düşünmeyi seven herkes için bir başucu kitabı olmaya adaydır.

Lorsque Julien Viaud, alias Pierre Loti, arrive à Istanbul, le 9 septembre 1903, pour prendre le commandement du Vautour, croiseur stationnaire de l’ambassade de France, l’ enseigne de vaisseau Charles Bargone, alias Claude Farrère, inconditionnel admirateur de l’ écrivain depuis ses quinze ans, ne cache pas son émotion de servir sous les ordres de l’ un de « ces êtres vraiment surhumains dont le génie illumine un siècle et dont le prestige s’ impose à trente générations… » Composé à partir du journal intim

Aves, meraklı, heyecanlı, zeki hayalperest, aklına koyduğunu hemen yapan minik bir penguendir. Kanatları olduğu hâlde neden uçamadığını merak eder. Bunun için başı derde girse de defalarca deneme yapar. Bir gün uçabileceğini hayal etmekten hiç vazgeçmez. Bakalım Penguen Aves uçmayı başarabilecek mi

Şiirler, Bebek Koyu’nda toplanıp büyük bir maceraya atılma kararı alsalar, yanlarına aldıkları “Mavistan” isimli bavula yeni bir hayat ihtimali fısıldayan yolların düş haritalarını da koyarlarsa, işte bu muhteşem maceranın adı “roman”dır. Artık şiirler, roman sanatının sonsuz olanakları içinde uzanır, sere serpe yayılır, okyanusları aşar, galaksilere uzanır, hayatı anlama ve sevme arayışında şiir gibi bir roman olur. Anna UBBELOHDE Meğer Hayalmış Bütün Gerçekler-2 romanında yazar yine düş ile gerçek arasın

Tarih, pozitif bir bilimdir. Çünkü belgelere dayanır. Yeter ki gerçeklerden korkmayın ve kaçmayın. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ülkesinin geçmişinden kaçmadı, geleceğinden korkmadı, insanından asla vazgeçmedi. Bağımsızlık, çağdaşlık ve bilimsellik hiç vazgeçmediği hedefleri oldu. Ülkesinin ve milletinin geleceği için hiçbir risk ve fedakârlıktan çekinmedi. En zor kararları almaktan kaçınmadı. Cumhuriyetimizin 100. yılında Gazi Mustafa Kemal Paşa'yı gelecek kuşaklara biraz olsun anlatabilmekten mutluluk duyuy

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, her zaman bilgi ve sezgiye dayanan sağlıklı karar muhakemelerinde bulundu. Gerçekçi durum tespitleri ile genel gidişi doğru yorumladı. Kararlarını enerji ve azimle uyguladı. İnisiyatif almaktan korkmadı, sorumluluk alanları da yüreklendirdi. Birlikte çalıştığı astlarını, yöneticilerini eğitmekten, cesaretlendirmekten, güçlendirmekten vazgeçmedi. Sorumluluk aldı, şartlar ne olursa olsun yılgınlığa düşmedi. Yüz yıl sonra bile yolumuzu aydınlatmayı sürdürüyor. Ne şanslıyız ki o bizi

Ecrivaine, journaliste, voyageuse intrépide, Marie Léra publie en 1908 sous le pseudonyme de Marc Hélys, Le Jardin fermé, recueil de nouvelles sur les harems d'Istanbul. Un livre passionnant, fourmillant d'anecdotes drôles ou poignantes, qui remet en question, avec humour ou compassion, nombre de préjugés sur le harem et la condition des femmes turques dans les dernières années de l'Empire ottoman. En effet, contrairement à beaucoup de voyageurs qui parlent des harems sans jamais y avoir pénétré, Marc Hél

Alice trouve un jour dans un sac de voyage un mystérieux carnet qui va bouleverser son xistence. Cette découverte marque le début d’une enquête palpitante où secrets de famille et tabous voleront en éclats… Secrets d’Istanbul met en scène des héros explorant les labyrinthes du passé pour débusquer les mensonges liés à leur identité. La quête de leurs origines va les conduire à des trouvailles stupéfiantes sur les traces de personnages historiques célèbres pour avoir échafaudé des «châteaux en Turquie» : un

Meğer Hayalmiş Bütün Gerçekler Kısa Özet Hayatın olağan akışı içinde yaşayan bir adam, yıllar sonra bir sabah hastane odasında gözlerini açtığında, her şeyin değişmiş olduğunu anlar. Yoksa yaşanan bütün gerçekler hayal miydi? Yazar romanında mercek altına aldığı “Hayal mi?” yoksa “Gerçek mi?” sorusunu boşa çıkarırken yerine üşüşen sorularla ümitsizce yüzleşiyor. KDV’den muaftır

Bu Anı-Roman’ın ismini “Çabuk Sıkılan Adam” koydum. Hayatım boyunca pek çok konuyla uğraştım. Sıkılmam veya başka nedenlerle bıraktığım çok iş oldu. Gerçi bazıları sadece birkaç günlük işlerdi ama sayısı çoktu. Yaptığım çeşitli işleri sayınca şaşırdım: Tiyatro rejisörlüğü, Tiyatro aktörlüğü, Uluslararası satranç oyunculuğu, Köpek gezdiriciliği, Animatörlük, Statikçilik, Mimari projecilik, Dekoratörlük, Büfecilik, Ağır makine sanayii, Dükkân işletmeciliği, Yurt içi inşaat müteahhitliği, Yurt dışı inşaat mü

Yazar, yaşam içinde sevinçleri ve üzüntülerini akıcı bir dil ile makalelerine yansıtmış. Kendini kitapta şöyle ifade ediyor: “Kendisi dışındaki her canlının acısını içinde hisseden insan için yaşamak, zor ve acı vericidir. Bu kitapta, yaşadığım duygularımı hissedeceksiniz. Ben duygusal bir insanım, eski Yeşilçam filmlerini izlerken gözleri dolanlardanım.” Sizde gözleri dolanlardan, toplumsal olaylara karşı tepkisiz kalamayanlardansanız, bu kitabı okumalısınız. Yazar Hakkında: Fedai Çakır, Giresun’da doğdu.

Yer Almanya… Yazar bu ülkede yalnız bir kadının ve gurbetçilerin çektiği sıkıntıları, yazarlığa ve yaşama tutunma çabalarını, vatan özlemini, sevdiklerinden uzak olmanın yalnızlığını geçmişine göndermeler yaparak on aylık yeğeni Yankı’ya sade ve akıcı bir dille anlatıyor.

Her insanın yaşadığı hayat kendine özgüdür, özeldir. Mutluluklar, hüzünler, sevinçler, hayal kırıklıkları ve kızgınlıklar yaşamımızın bir parçasıdır. Ben de bu duyguları sık sık yaşadım. Bu noktada yetiştirilme tarzlarımızı ve ailenin önemini çok iyi anladım. Çocuklarımı yetiştirirken de bunları göz önüne almaya çalıştım. Bu yaşam hikâyesinin farkı ne derseniz, memleketimizde çok sık rastlanan kan kusup kızılcık şerbeti içtim deme zihniyetinin olmayışı ve gerçeklerin olabildiğince yansıtılmasıdır. Ay

Kitap Tanıtım Yazısı: Amerikalı yazar Edith Wharton’un, “Işığı yaymanın iki yolu vardır. Ya mum olmalısın ya da onu yansıtan ayna,” şeklinde bir sözünden yola çıkarak kitabımın adını “Benden Yansıyanlar” olarak belirledim. Işık kaynağı olabilmenin bilim, akıl, bilgelik, görgü, tecrübe ve bunların birçok erdemle harmanlanması sonucu ortaya çıkan yetkinliğin ardından var olabileceğini düşünüyorum. Kendimde ışık kaynağı olabilme konusunda yukarıda söz ettiğim bu özelliklerin henüz yeteri kadar var olmadığını

Pandemi döneminde bitme noktasına gelen turizm faaliyetlerini fırsata çeviren yazarımız, başından geçen ilginç olayları akıcı bir dille kaleme almış. Bazen güleceğiniz, bazen düşüneceğiniz Zara’dan Nara’ya uzanan bu yolculuğu keyifle okuyacaksınız. “Kırk beş yılını faal olarak geçirdiğim meslek hayatımda yaklaşık on beş bin yabancı konuğa birebir hizmet verdiğimi söyleyebilirim. On beş bin konukla bizzat ilgilenerek kimiyle bir gün, kimiyle üç hafta aralıksız beraber olarak kimi özel, kimi çok özel insanl

İspanya denince insanın aklına zengin tarihi geçmişi, göze hoş gelen mimarisi, kıyılarındaki harika kumsalları, Paella ve tapasları başta olmak üzere damakta güzel tatlar bırakan yemekleri, her yıl kutlanan coşkulu festivalleri, insanda heyecan uyandıran flamenkosu, popüler boğa güreşi, hiçbir zaman vazgeçilmeyen siestası, bağlardan zeytinliklere çok sayıda ürünün yetiştiği verimli toprakları, Picasso, Gaudi gibi dünyaca ünlü ressam ve mimarlarıyla tanınan bir ülke gelir.İşte bu kitap, gezginlerin her zaman

Genç bir zürafa olan Zuzu, ormanda arkadaşları Çılgın Sincap, Yaşlı Kunduz ve diğer hayvanlarla birlikte yaşıyordu. Serin ve yağmurlu bir gecenin sabahında Zuzu, çok zor uyanmış, geç yattığı için kendi kendine kızmıştı. Kafasının içinde sanki onlarca kuş ötüşüyordu.İşte ne olduysa o sabah oldu. Acaba Zürafa Zuzu, rahatına bir daha kavuşacak mıydı?

Çocukluğumuzda ses efektleriyle, müthiş canlandırmalarıyla bize masallar anlatan, araziden kır çiçeği demeti yapıp anneme getiren, ilk doğa keşiflerimiz için bizi yüreklendiren, vatani görevini yapan erlere bir baba gibi sevgiyle yaklaşan, her canlıya büyük bir şefkat ve sevgi besleyen, üretken, çalışkan, her gittiği yerde toprağa bir şeyler diken, çorak yerleri bahçeye, ormana çeviren, şiir yazan, aile toplantılarımızda güzel sanat müziği söyleyen, bize ve herkese düzgün ahlak, maneviyatla ilgili güzel hik

Bitmeyen Mektep’in bir başka adı da, "Arap’ın Sultanisi" olmalıydı. Kendi deyimiyle Sultani’nin Arabı, Kemal Suman Ağabeyimiz yıllar boyu bu kitap için belge topladı, binlerce sayfa kaynak araştırdı. Artık bizler ümidi kesmişken, beklediğimiz adıyla Arap’ın Sultanisi, Bitmeyen Mektep olarak karşımıza geliverdi. Bu kitap içinde Galatasaray Lisesi’nin yüzlerce ünlü ismi yetiştirdiği 1954-1964 yıllarının tam bir hikâyesi var. Değişik konulardan tanıdığınız sporcular, spor adamları, iş adamları, gazeteciler, ya

Bu kitabı okurken, Corneille'in Le Cid eserindeki Don Rodrigues'in şu repliğini nasıl es geçebiliriz? Denemeleri birer ustalığa dönüşüyordu. Bu aile biyografisinin yazarını gönülden tebrik ederim. Daha ilk satırdan bizi büyüleyen ve sonuna kadar nefesimizi tutmamıza sebep olan bu gizli yetenek, ustalıkla gün yüzüne çıkıyor. Ailesinin hikâyesini anlatırken, yazar bizi 2. Dünya Savaşı sonrası Beyrut'un, Küçük Parisin zengin hayat tarzıyla tanıştırmakla kalmayıp Cumhuriyet'in kuruluşundan sonra gelişmekte ol