İktidar ve meşruiyet kavramları ilk insandan beri var olagelmiş kavramlardır. Tarih öncesi ilkel insan topluluklarda ilkel bir biçimde yer alan siyasal iktidar ve meşruiyet sorunları günümüzde oldukça karmaşık bir haldedir. Siyasal iktidar ve meşruiyet kavramlarının klasik dönemden modern döneme kadar geçirdiği değişimlerin temelinde bu kavramların Avrupa merkezli olarak ele alınması bulunur. Bu sebeple Avrupa’nın temelinde olan Antik Yunan, Roma ve Hıristiyanlık düşüncelerinin, bu kavramlara yaptıklar

Az Söz… Az(l)ığımızdan Eksilmedik! Yeni dokumaları da; Ertesi sabah Söktük, Az kalsın, diye.

7 Ekim’den itibaren geçen 4 ay içinde Aksa Tufanı ve karsısında harekete geçen insanlık dışı zalim güçlerin sahit oldugumuz saldırılarının vahseti, aslında bir açıdan da tufanın açıga çıkardıgı hakikatlere dahil. Simdiye kadar varlıgını büyük ölçüde 2. Dünya Savasında maruz kaldıgı soykırımın acılarını basarılı bir biçimde pazarlamaya borçlu olan Israil bu süreç içinde soykırımcı bir alçalmaya ne kadar tesne oldugunu tüm dünyaya göstermiş oldu. Uluslararası Adalet Divanının karsısına soykırım suçlam

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s), bir gün tavaf esnasında Kâbe’ye yönelerek şöyle buyurdu: “Ey Kâbe! Sen ne güzelsin. Senin kokun ne güzeldir. Senin azametine ve kutsallığına hayranım...” Kâbe-i Müşerrefe kitabı “İnsanlardan öylesi de vardır ki, kendisini Allah’ın hoşnutluğunu kazanmaya adamıştır. Allah, kullarına çok şefkatlidir. (Bakara 207)” ayeti mucibince asırlardır aziz milletimizin gönlündeki müstesna yerini her daim muhafaza eden ve Yunus Emre’nin; Bir mübarek sefer olsa da gitsem Kâbe yol

Tarih boyunca yaşamış bütün medeniyetlerin kendilerinden sonrakilere bıraktıkları kalıcı en değerli miras ürettikleri bilgidir. İnsan topluluklarının yaşadıkları topraklar üzerinde ana dili ile araştırılmış, sınanmış, uygulanmış ve deneyimlenmiş bilgi ile var oldukları açıktır. Türk Dünyasının tarih sahnesinde varlığını, mutlu, müreffeh ve güçlü devletler olarak kalıcı bir şekilde devam ettirip ettirememesi bu toplulukların, kendi dilleri ile eğitim, bilimsel bilgi üretme, araştırma kültürü, öğrenme alışka

"Kamu Yönetimi Terminolojisi" kitabı kamu yönetiminin, modern toplumların düzenli kuralını sağlayan temel taşlardan biridir. Grupların ve toplulukların etkili bir şekilde ele aldığı, sürdürülebilir kalkınma, adalet ve hizmetler için kritik bir rol oynuyor. Bu karmaşık karmaşıklık ve çeşitlilik, kamu yönetimi standartlarının ve kavramlarının ele alınmasını ve öğrenilmesini önemli kılmaktadır. İşte bu noktada, "Kamu Yönetimi Terminolojisi" kitabı devreye girmektedir. Bu kitap, kamu yönetimi alanında çalışan,

Orhan Gencebay’ın, Müslüm Gürses’in sesi tütün gibidir. Gencebay’ın, Gürses’in içe işleyen buğulu sesinde, tütün sarısı hüzünle, ateş mavisi öfke, yan yanadır.Sezen Aksu’nun, Ajda Pekkan’ın sesi, kola gibidir. Aksu’nun, Pekkan’ın sesinde, neşenin, oynaklığın, güneşin kırmızılığı ile ölümün, hüznün, gecenin siyahlığı, iç içedir.“Doğulanmış Akdeniz hüznü”nün kırılganlığında, imkânsız aşklar yaşayan bir toplumun yakın tarihinde, şarkılardan kurulu bir geçmiş vardır. Şarkıların izini sürmeden bir toplumun ruh v

Kamil Şahin -Toplumsal Düzen Bu kitap, toplumsal düzen ve toplumun devamlılığı açısından temel toplumsal kurumların analizine yoğunlaşmaktadır. Kitapta sırasıyla aile, din, ekonomi ve siyasal yapılar analiz edilmiştir. Aile, toplum bilimcilerin büyük çoğunluğu tarafından temel topl

Bu kitap meşrutiyet ve cumhuriyeti teorik olarak izah ve mukayese eden tek kitaptır. Tarihsel olarak meşrutiyet devri ile cumhuriyet devrini mukayese eden tek kitaptır. Meşrutiyet, tarihte kalmış, eski bir siyasi rejim değildir; modern ve çağdaş bir rejimdir. Batı’nın en gelişmiş demokrasisi İngiltere ve Doğu’nun en gelişmiş demokrasisi Japonya meşrutiyetle yönetilmektedir. İsveç, Norveç, Danimarka, Belçika, Hollanda, İspanya, Lüksemburg, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda meşrutiyetle yönetilmektedir. Ülk

Tarımsal faaliyet ve tarım, her şeyden önce basit bir gıda üretiminin ötesinde başlı başına büyük bir sektördür. Tarım sektörü yeryüzünde, insanla ilgili hemen her alanda kendini birden çok noktada göstermektedir. Aynı zamanda son derece karmaşık, farklı sosyo-ekonomik faaliyet ve uygulama alanları içerisinde ilişkisel ağ geliştiren bir anlam bütünlüğüne sahiptir. Küresel ve ulusal ölçekte sürdürülebilir bir yaşam ve sürdürülebilir bir tarımsal üretim için tarımın bağlantılı olduğu çevresel, sosyal ve ekono

HER DEM ERDEM “Sözün güzelliği, kısalığındadır” Hz. Ali (r.a.) Önce söz vardı... İlkin “Söz” ile muhatap olduk ve bir söz verdik Elest aleminde... Ezelden başlayan yolculuğumuz dünyadaki varlık boyutuna doğru filizlenirken annemizin karnında, diğer tüm duyulardan önce sesler ve sözler karşıladı bizi… Gözlerimizi ilk açtığımızda ise sözler beşiğimiz oldu, hayatı önce sözcüklerle tanımaya çalışarak büyüdük… Ve ağzımızdan çıkan her sözün ardında dik durarak yaşamaya ve son nefeste söylenecek o sözü unutmamay

Türkiye’de kamu tarafından sağlanan hizmetlerin özel sektöre devredilmesini ve serbest piyasa koşullarının ekonomik ortama hâkim olmasını amaçlayan özelleştirmeye yaklaşım, çoğu zaman politik ve ideolojik olmuştur. Bu bağlamda özelleştirme üzerine olumlu ya da olumsuz bir gerçeklik toplumsal olarak inşa edilmektedir. Medya, bireylerin imge ve referanslarını içselleştirdiği bir toplumsal gerçeği yeniden olumlama gücüyle, özelleştirmenin olası bir yorumunu inşa ederek, özelleştirmenin toplumda kabul görüp gör

Hemen hemen hepimizin hayatında bir kere yer etmiş bu kelimenin nereden geldiğini ve nasıl doğduğunu biliyor muyuz acaba? 1984 yılında tasarımcı ve haritacı Richard Saul Wurman, Teknoloji, Eğlence ve Dizayn (Technology, Entertainment, Design) kelimelerini bir araya getirerek bir konferans tasarladı ve Harry Marks’ın da yardımıyla TED doğdu. Tek bir konferansla başlayan TED etkinliği zamanla gelişerek geniş bir izleyici kitlesine ulaştı. Çok geçmeden TED. com’un kurulmasıyla artık bu 18 dakikalık heyecan ver

Müslümanlarla gayri müslimler arasındaki olağan ilişkinin savaş veya barış olması konusunda İslam hukukçularının düştüğü ihtilaf, milletlerarası hukukun en önemli kavram ve konularından biri olarak karşımıza çıkan antlaşmaların İslam hukukundaki meşruiyetini ve yerini derinden etkilemiştir.Her vesileyle barışa çağrıda bulunduğu, bozgunculuğa, kaosa, vahşete karşı çıktığı Kur’ân-ı Kerim ve Hz. Peygamber(SAV)’in uygulamalarıyla net biçimde görülen İslam’ın milletlerarası ilişkiler kuramında, savaş ve ç

Türk dış politikası Körfez ülkeleri ile son dönemde yoğun bir gündeme sahiptir. Türkiye’nin Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile ilişkileri önemli dış politika alanlarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye’nin Katar ve BAE ile ikili ilişkileri, dinamik bir seyir takip etmesi ve bu ikili ilişkilerin Türk dış politikasının davranış kalıplarını özetleyen verilere sahip olması açısından oldukça mühimdir. Zira bu dönem içerisinde Türkiye’nin Katar ve BAE’ye yönelik politikalarına odakla

Osmanlı Devleti pek çok alanda olduğu gibi yönetim ve hukuk anlayışında büyük bir sistem inşa etmiştir. Bununla beraber Osmanlı hukuk sistemi, mahkemeleri ve bunların uygulamalarına dair ortaya konan müktesebatın maalesef tamamı günümüze ulaşabilmiş değildir. Ancak miras aldığımız yazılı birikimin çok sayıda ülke ve medeniyetin sahip bulunduklarının kat kat üstünde olduğunu belirtmek yanlış olmayacaktır. Bu açıdan bakıldığında kadı sicilleri, hukuk tarihimiz için oldukça ehemmiyet taşımakta, bilhassa huk

Türkiye Siyaset Tarihinin Ana Ekseni ve Kırılma NoktalarıCEMAL FEDAYİOsmanlı’dan Erken Cumhuriyet’e Kadın Hareketi: Devlet FeminizmiBELMA TOKUROĞLUMuasır Medeniyet Seviyesinin Çok Uzağında: Mahmut Makal’ın Bizim Köy Adlı Eseri Işığında Türkiye’de Cumhuriyetçiliğin K.ylülükle İlişkisiHASAN AKSAKALTürkiye’de Demokrasi Bilincinin Oluşumu: Ali Fuad Başgil’de Demokrasi ve BatıMUHAMMET ALİ KAYACI - ZEYNEB ÇAĞLIYAN İÇENERTürkiye’nin Son Yüzyılındaki Demokratikleşme Sürecinde -Askeri Vesayet Üzerinden- Yaşa

İnsanın yaşamında bilinçli adımlar atması için kendisiyle tanışıp, sosyal ortamını ve toplumsal şartlarını algılayıp geleceğe dair öngörüsünü, yapmak istediklerini ve amaçlarını tanımlayarak hedeflerini oluşturup izleyeceği yolu tanımlamalıdır. Farklı bir ifadeyle; İnsanın kendisini bulma sürecinde vizyon, misyon ve buna bağlı olarak oluşan amaçlar ve hedefler hayatın en önemli bileşenleridir. Özetle; Yaşama dair adımların bilinçle atılması insanın karşısına çıkan zorlukların çözümünü kolaylaştıraca

Elinizdeki kitabın, Uluslararası İlişkiler ve Güvenlik Bilimleri literatürüne kazandırdıklarının ötesinde; kanaatimce esas kıymeti ve hizmeti, ulusal güvenlik ve savunma politikaları açısından ciddi bir vizyon ve yeni perspektifler sunmasıdır. Zira çalışma, genel anlamda 'istihbarat: spesifik olarak da 'stratejik istihbarat'ın; ulusal güvenlik alanında oynaması gereken rol ile Tfa etmesi beklenen misyonları tüm boyut ve unsurlarıyla keşfedip, berrak ve özlü bir biçimde gözler önüne sermektedir. Bu bağlamda,

Erol Güng.r, çok y.nlü bir entelektüeldir. Sosyoloji, felsefe, psikoloji, ilahiyat, tarih, edebiyat, uluslararası ilişkiler gibi pek çok alana ilgi duymuştur. Ciddi bir birikime ve özgün bir entelektüel muhayyileye sahiptir. Türk toplumunun tarihsel ve toplumsal sorunlarıyla meşgul olmuştur. Bir yandan entelektüel birikimiyle sorunları tespit ederken bir yandan da tespit ettiği sorunlara çözüm önerilerinde bulunmuştur. Bu tavrına bağlı olarak sadece akademi sınırlarında kalmaması ve Türk milliyetçi