Ekonomik Büyüme gibi kapsamlı bir alanda kitap yazmanın, son derece yoğun ve uzun süreli bir zihinsel konsantrasyon ve emek gerektirdiği açıktır. Üstelik de çok sayıda çeviri ve telif kitabın yayınlandığı bir ortamda, sarfedilecek emek/zamanın alternatif maliyetinin yüksekliği gözetildiğinde, bir akademisyenin, daha önce yayınlanmış kitaplardan birini refere etmek yerine, diz kırıp yeni bir Makro Ekonomi kitabı yazmak için yıllar sürecek yoğun bir uğraş içine girmesi, kolay açıklanamayacaktır. Elinizdeki ki

Utangaç çocukların, avuçlarında gizlenmiş suratlar. Ah be gözüm! Görmeseydin dediğimiz manzaradır; kaçamak bakışlarımızla süzdüğümüz dünya. Ressamın elindeki fırça dokunur; zenginliğimize, yoksulluğumuza. Hayal ürünüyüz her birimiz solgun renklerin krallığında. Ellerini yüzlerinden indirdiğinde çocuklar, ölümle yaşam arasında acı gerçek; çizilmiş yağlı boya!

Eğitime her toplumda farklı anlamlar yüklenmekte, her bilim dalı da kendine özgü eğitim tanımları yapmakta ve eğitimden kendi alanına özgü beklentiler içerisine girmektedir. Bu nedenle eğitim kavramının bir tek anlamı ve tanımını yapmak pek olanaklı olmasa gerek. Bu kadar çok anlam yüklenen eğitimden gerçekte ne sitediğimizi açık, anlaşılır ve somut olarak ortaya koymazsak bu karmaşa daha da derinleşerek devam edecektir. Bunun için üniversiteye ilk adım atan öğretmen adaylarına eğitim bilimleri dersi kapsam

Bu kitap, üniversitelerin tüm fakültelerinde zorunlu olarak okutulan Bilgisayar-l ve Bilgisayar-M ders içerikleri dikkate alınarak hazırlanmıştır. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı tarafından verilen bilgisayar sertifika sınavla rı için de kullanılabilecek bir kaynak niteliği taşımaktadır. Bilindiği gibi içinde bulunduğumuz 21. yüzyılda teknoloji sürekli olarak yenilenmektedir. Bu bağlamda, kitap hazırlanırken teknolojinin güncelliği korunmuş ve en yeni teknolojik bilgilere yer verilmiştir. Unutulmamalıdır ki,

Âşıklık geleneği, Türk kültüründe önemli bir yer tutmaktadır. Âşık, bulunduğu toplumun sözcüsüdür. Âşıklık geleneği, yüzyılların deneyimlerinden süzülerek biçimlenmiş, belirli kuralları olan, şiirin kalıcı ve etkileyici özelliğinden yararlanarak kuşaktan kuşağa aktarılan bir değerler bütünüdür. Âşık edebiyatı sözlü gelenekte yaşatılan bütün ürünlerle beslenir. Âşık şiirinin özünde bağlı bulunduğu kültüre ait örnek değerler ve ahlak anlayışı yatar. Din, gelenek ve güncel yaşam, âşık edebiyatını besleyen diğe

Türklerin İslâmiyet'i kabul edip Müslüman olmalarından sonra 11. yüzyıldan 20. yüzyıl başlarına kadar devam eden tekkelerde mutasavvıflar, medreselerde ise bilginler aracılığıyla ortaya konan ürünler, dinî-tasavvufî bir karakter taşıyordu. Tekkelerin bir bölümü geniş kitleleri etkileyerek gelişip yayıldı. Büyük mutasavvıf kişilerin çevresinde oluşan tasavvuf teşkilat ve tören sistemi hâline gelen tarikatlar, güzel sanatların gelişiminde çok önemli roller oynamıştır. Edebiyat, tasavvuf heyecanı için de bir a

Halkbilimi, doğumdan ölüme kadar insanların yaşamında yer alan maddi ve manevi bütün kültür öğelerini bilimsel olarak derleyen, araştıran, değerlendiren ve bunların sistematik bir açıklamasını yaparak insanlığın kültür tarihini ve özellikle halk kültürünün genel gelişme kurallarını inceleyen, kültürler arasındaki benzerlik ve farklılıkları belirleyip ortaya koyan, gerektiğinde de bu bilimsel sonuçları halkın yararına olacak biçimde düzenleyip halka aktaran bir bilim dalıdır. Halkbilimi insanların yaşadığı k

Genel kavrayışta şiddet, anormal ve istisnai bir fenomen olarak değerlendirilmekle kalmaz istenmeyen bir eylemler bütünü olarak da sunulur. Oysa, insanlığın kayda alınan 5.600 yılında, 14.600'den fazla, bir başka deyişle her yıl ortalama 2,6 savaşın yaşanmış olması gerçekte şiddetin istisnai, anormal ve istenmeyen bir eylemler bütünü olmak bir yana daima insan deneyiminin bir parçası olageldiğini en çarpıcı biçimde ortaya koymakta diğer taraftan semavi dinlerin ortak anlatılarından biri olan Habil ve Kabil

Adanalının çoğu her yaz,en az üç gün, beş gün deniz havası solumak, denizde yüzmek, kumsalda güneşlenmek, az çok efkar dağıtmak, eğlenmek ve tatil yapmak için Adana'ya kırk beş kilometre uzakta olan Karataş halk plajına gider muhakkak. Karataş halk plajı. Adana'mıza en yakın halk plajlarından biri olur. Bizde bazı yazlar, sık sık günü birlik gider geliriz, bazı yazlarda iki gözlü fakirhane çadırımızı, öteberilerimizi miyadı eski pikabımıza yükler Karataş halk plajına gideriz. Haftalarca, bazı yazlar ayla

Yakın tarihimizin en büyük göç dalgalarından birisi de hiç kuşkusuz mübadeledir. Türkiye ile Yunanistan arasında 30 Ocak 1923 tarihinde imzalanan sözleşme ve protokolle, Türkiye'de yerleşik Ortodoks Rumlarla Yunanistan'da yerleşik Müslümanların zorunlu göçü öngürülmüştür. Mübadele sözleşmesi sonucu Türkiye'ye gelenlere mübadele muhaciri veya kısaca mübadil denilmektedir. Nüfus mübadelesinin çok önemli sosyal, ekonomik ve siyasi etkileri olmasına karşın, Türkiye'de gerekli ilgiyi görmekektedir. Bu yüzden nü

Türkiye hızla gelişen ve büyüyen, ama aynı zamanda ekonomik sorunları aşmak için büyük mücadele vererek, dünyaya entegre olmaya çalışan bir geçiş ekonomisidir. Türkiye, belirgin dinamizmine karşılık, iç ve dış faktörlerin etkisiyle ciddi bir yeniden yapılanma süreci yaşamaktadır. Bir yandan yakın zamanda öngörülemeyen, temenni niteliğinde olabilen konularda önemli ekonomik atılımlar gerçekleştirilmekte, diğer yandan da sosyal patlama eşiğine gelmiş olan toplumda gelir dağılımı ve yoksulluk sorununa çözüm be

Ülkemizde kavram öğretimi konusunda karşılaşılan sorunlara baktığımızda bu sorunların çok büyük bölümünün iki temel nedeni olduğunu görürüz. Bu nedenlerden ilki genel olarak bilginin, buna bağlı olarak da kavramın ne olduğu konusundaki bilgi eksikliğidir. Söz konusu temel nedenlerin ikincisi ise kavramları öğretirken hangi bilgilere yer verilmesi gerektiğinin yeterince bilinmiyor oluşudur. Elinizdeki kitap, konusu gereği; öğretim içeriği olarak kavramın ne olduğuna, nasıl öğrenildiğine ve bir kavramı öğreti

O, önce bir gazeteci... Bu kimliğini her zaman ön planda tuttuğunun yakın tanıklarından biriyim... Adana için önemli birkaç olayda bu sorumluluğun bilinciyle nasıl davrandığını gördüm; halkı aydınlatmak için projektörünü karanlık noktalara tutuşuna bizzat tanık oldum... Tam 68 yıl olmuş bu mesleğe gireli... Dileğimiz, esenlikle geçireceğimiz iki yılın ardından onun 70. meslek yılını kutlamak... Selahattin Canka... Gazeteciliğinin yanı sıra teknokrat, girişimci, işadamı, Adanalı bir öncü...Cumhuriyet Adana

Bu kitapta dinî-tasavvufi halk edebiyatı geleneği; tasavvufa genel bakış, tasavvufun Anadolu'da oluşumu, motifleri, tematik bakış ve genel özellikleri yönleriyle incelendikten sonra örnek metin tahlilleri yapılacaktır. Metin tahlili, bir edebi eseri bütünlüğü içerisinde bütünü oluşturan her türlü ögenin (anlam, yapı, dil, üslup) belli bir yöntemle ele alınıp incelenmesi, değerlendirilmesi, yorumlanmasıdır. Metin tahlilinde, şekil özellikleri, yazım özellikleri, dil ögeleri, edebi sanatlar, düşünce, duyuş

Kitabın temel hedefi bir kontrol sisteminin oluşturulması; inceleme ve tasarımın gerçeklenmesidir. Sanayide otomasyon olarak anılan otomatik kontrol olgusu, çağa damgasını vurma özelliğini ve gücünü tarihsel olarak teknolojinin son yüzyıldaki genel, modern karakteri olan matematik modelleri, hesaplara dayanmasından almaktadır.

Yazarlar:Ali Küşat, Ali U. Mehmedoğlu, Asım Yapıcı, Celaleddin Çelik, Hasan Kayıklık, İlkay Şahin, İsmail Gül Dindarlığın Sosyo-Psikolojisi isimli bu çalışma özellikle din sosyolojisi ve din psikolojisi alanlarında konuyla ilgili bilimsel çalışma yapmış beş farklı üniversiteden onbir akademisyenin özgün yazılarından oluşmaktadır. Kuşkusuz dindarlığın sosyo-psikolojisinin araştırılması hem dini yaşayışın bilimsel perspektifte daha derinden anlaşılması hem de sorunlarına çözüm üretilmesi bakamından önemlid

nereye baksam birkaç kırlangıç düşüyor vakit hep akşam üstü ölüm saçlarında fesleğen kokusu

Sizlere sunulan bu eser, Vehhabilerin kökeni, güçlenmeleri, millet olarak ortaya çıkmalarını özetleyen eski bir topçu subayı Fransız asıllı Jean Raymond'un Bağdat'ta bulunduğu bir sırada Fransız Dışişleri Bakanlığına ulaştırılmak üzere hazırladığı 10 Temmuz 1806 tarihli raporudur.