Bu kitap Amin Maalouf’un ‘Uygarlıkların Batışı’ kitabına yazılmış zarf-sız pulsuz mektuplardan oluşmaktadır. Amin Maalouf ile dertleşmedir. “Ölmekte olan bir uygarlığın kucağında sağlıklı bir bebek olarak doğdum…” “Uygarlıkların Batışı” adlı kitabının giriş kapısında bu cümlesi karşıladı beni Beyrut doğumlu yazarın. Kapısını çalıp girdiğin kitap seni sardı mı, bitse bile kolay kolay oradan ayrılamazsın, diyelim ki çıkıp gittin, tekrar tekrar döner gelirsin, o kapı sana açıktır, yeniden baş başa kalırsın

Hellenistik Dönemden Cumhuriyete Smyrna (İzmir) Kemik ve Taş Objeler kitabı, temel olarak üç bölümden oluşmaktadır. I.Bölüm’de Konak tarihi kent merkezinde yer alan Smyrna Antik Kenti’nin kısa bir tarih ve arkeolojisi takdim edilmiştir. II.Bölüm’de 2022 yılına kadar Smyrna Agorası, Basmane mevki ve Kadifekale kazılarında ele geçen kemik objeler işlevlerine göre sıralanmıştır. III.Bölüm’de ise farklı işlevlere sahip taş objeler biraraya getirilmiştir. Kitap içinde Smyrna Tiyatrosu buluntularının sınırlı t

İzmir ve çevresinin geçmişi, yaklaşık 8000 yıl öncesine kadar uzanıyor. İzmir’in Smyrna’sı bu süre içinde birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış, medeniyetler arasında bir geçiş noktası olmuş kentin Paleolitik Çağ’dan Türkler tarafından ele geçirilmesine kadar olan dönemi ayrıntılı bir şekilde ele alıyor. Elinizde tuttuğunuz bu kitap, okuru İzmir’de ve çevresinde bulunmuş, bu topraklarla ilişkide olmuş “Özbek baltaları”ndan Hitit ordularına, efsanevi kral Tantalos’tan Amazonlar’a, İranlılardan Büyük İskender

Dünya’yı derinden kavramanın ve ona göre yaşamanın yollarını keşfetmemiz gerekmektedir. Gönüllü yalnızlık bu patika yollardan biridir. Günümüzde Nietzsche’yi anarak Tanrı-Yazar’ın öldüğünü ilan edebiliriz. Bu durum sanat alanında bize yeni oluş imkânlarını açan, farklı estetik deneyimleri yaşamamızı ve yaratmamızı sağlayan minör – oluşlar devrini açığa çıkarmaktadır. Büyük isimlere, anlatılara karşı yeni oluşların, tekilliklerin tarihini keşfedilmek üzere önümüze sunmaktadır; bir anlamda yalnızlıkların tari

Güney Mezopotamya’dan, Anadolu’ya uzayan geniş bir coğrafyada bira için özel arpalar yetiştirildi, malt keşfedildi, yoğun ticareti yapılan, tanrılarla ilişkilendirilen, kurban törenlerinin vazgeçilmez bir unsuruna dönüşen bir noktaya geldi. Bütün bunlar, içinde yaşadığımız kadim Anadolu topraklarında yaşandı. Ancak çeşitli nedenlerden ötürü bira sahiplenilmediği gibi, tarihsel arka planı da uzunca bir süre ihmal edildi. Tam da bu nedenle biraya ilişkin her türlü yeni, Türkçe üretim oldukça kıymetli. Bira kü

Bu kitap Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalında öğretim üyesi olan yazarın bir hafta sonu yapay zekayla (Chat GPT 3,5 ve 4) başlayan hukuk sohbetinin uzaması sonucunda ortaya çıkmıştır. İçerisindeki açıklamalar ve değerlendirmeler tamamen kişisel bilgi ve tecrübelerle yapılan sohbet sırasında tartışılan konulardan derlenmiştir. Bunun dışında herhangi bir somut kaynak (eserin orjinalliğini bozmamak için özellikle) incelenmemiş, değerlendirilmemiştir. Bu nedenle kitap kaleme alınırken herhangi bir

Arı ve bal, dini sanatın tarihi boyunca tanrı ve tanrıçalarla ikonografik bir ilişki içinde olmuştur. Balı keşfeden nymphe Melissa, Bebek Zeus’u beslemiş; Musalar arı şekline girerek Atinalıları İonia’ya getirmişlerdir. Ephesos kent sikkeleri arı imgeleriyle basılmıştır. Ephesos Artemision rahibeleri arı-hanımlar ile İon dilinde lider-arı anlamına gelen erkek hizmetliler kentin koruyucusu kraliçe-arısı Ephesia Artemisia’ya hizmet vermiş, hatta bazı arılar da Apollon’a adanan bir tapınak inşa etmişlerdir. T

‘İran Ermenileri’ derken ne kastediyoruz? Bu konuda biri dar diğeri ise daha geniş anlam içeren çok basit iki tanımımız var... Dar tanımıyla ‘İran Ermenileri’ günümüzde İran denilen devletin sınırları içinde yaşayan insanlara verilen bir isim. Yani Urmiye Gölü, Tebriz çevresinde ve İsfahan gibi kentlerde yaşayan İran yurttaşı Ermeniler. Diğer alternatif geniş tanım ise belirli tarihsel çağlarda siyaseten İranlıların ya da İran şahlarının denetimi altındaki topraklardaki Ermenileri kapsar. Bu açıdan örneğin

7. İzmir Uluslararası Mizah FestivaliŞehrimizde, yedi yıldır çok değerli bir festivale ev sahipliği yapıyoruz. Sanatın tüm dallarına kucak açan, İzmir Uluslararası Mizah Festivali’ne. Her yıl bu festivalimizin çatısı altında birbirimizle uyum içerisinde bir yaşama çağrıda bulunuyoruz. Vicdana, hoşgörüye ve barışa yaptığımız bu davet, dünyanın her yerinden sanatçılarımızın katılımıyla renkleniyor.Geçtiğimiz yıl II. Meşrutiyet’ten Milli Mücadele’nin Sonuna Türk Mizahında Siyasi Karikatürler (1908-1922)

“Farklı kimlikler, düşünce ve görüşlerde çeşitliliği besler. Birbirimizi çok daha iyi dinlememizi, duymamızı ve tanımamızı sağlar. İşte bu yüzden İzmir, bir arada yaşamı mümkün kılan değerlerin rehberliğinde yeni kavramların üretildiği bir şehir olmuştur. İnsanlığın en büyük inovasyonu olandemokrasinin bu bölgede doğmuş olması bu kültürel sürecin bir sonucudur. İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir’in bu kadim tarihini referans alarak şehrimizdeki demokrasi ve ortak yaşam duygusunu güçlendirmek

7. İzmir Uluslararası Mizah FestivaliŞehrimizde, yedi yıldır çok değerli bir festivale ev sahipliği yapıyoruz. Sanatın tüm dallarına kucak açan, İzmir Uluslararası Mizah Festivali’ne. Her yıl bu festivalimizin çatısı altında birbirimizle uyum içerisinde bir yaşama çağrıda bulunuyoruz. Vicdana, hoşgörüye ve barışa yaptığımız bu davet, dünyanın her yerinden sanatçılarımızın katılımıyla renkleniyor.Geçtiğimiz yıl “II. Meşrutiyet’ten Milli Mücadele’nin Sonuna Türk Mizahında Siyasi Karikatürler (1908-1922)

Geçtiğimiz yüzyılın sonuna kadar korsan yağmalarından nasibini almış, Osmanlı’nın baskısını iliklerine kadar duyumsamış, boşaltılmış, “eşikteki eşikte, beşikteki beşikte” fermanıyla kılıçtan geçirilmiş bu güzelim toprakların insanları, yüz yıllar sonra yine can derdindeler.Yine “Huruç eyleme” zamanı geldi “Rüzgarlı Mimas” ın …Yıllardır, Karaburun’daki ekoloji mücadelesini takip eden Özer Akdemir’in kaleminden yarımada doğasının, insanının ve tüm canlılarının hüzünlü öyküsü…Kekik, keçi sütü ve kan kokan topr

‘Kayıp Zamanın İzinde’ romanında yer alan fotoğrafla ilgili kısımların iç içe geçmişliği, Proust’un fotoğrafa bakışını kategorize edip, bir bütün hâlinde görme isteğimi harekete geçirdi ve şu an elinizde tutmakta olduğunuz kitabın fikri temelleri atılmış oldu. Ne mutlu ki, Proust’un da içinde olduğu teorisyen romancılar ve fotoğraf düşünürleri sayesinde; yüzeye aktarılan bir izdüşümden öte olduğunu öğrendiğimiz fotoğrafı, tinsel dünyamızı zenginleştiren ve zamanı yakalamamıza sağlayan bir fenomen olarak da

Düşlere dalıp ışın demetleri ile gezegenleri ziyaret etmeye, zürafanın tepesine çıkıp etrafı gözetlemeye, mavi bir bisiklet ile rüzgara karşı pedal çevirmeye, Hayri ve Hüsnü ile bilmeceden bilmeceye koşmaya, üç kafadar ile maceralara dalmaya ne dersiniz. Birbirinden farklı düş öyküleri sizi bekliyor….

Mitoloji, Dünyanın en önemli kültürel mirası olarak kabul edilir. Binlerce yıldır hem sözlü hem de yazılı olarak nesilden nesile aktarılan efsaneler, tüm insanlığın ortak hafızasını oluşturur. Yüzyıllar boyunca edebiyat ve sanatı şekillendiren bu öyküler, günümüzde bilgisayar oyunları ve çizgi romanların yanı sıra sinema yapıtlarına; ayrıca tiyatro, opera, müzik ve dans gibi sahne sanatlarına en çok konu olan karakterleri barındırır. Biz de bugünkü modern sanatın ve yapımların temelini oluşturan İskandinav

“Yalnızlık tüm bu hissettiklerimin sebebi. Lüzumundan fazla yalnızlık. Her şey lüzumundan fazla bu hayatta. İnsanlar, binalar, arabalar, elektrik direkleri, koltuk takımları, ıslak mendiller, bardak altlıkları… Ayraçlar bile kitaplardan fazla. Her sayfaya bir ayraç. Her yalnızlığa da bir ayracınız var mı, dışarıdaki yaşamla aramıza koymak için?”

“Etiketi okuyorum, ne yediğimi biliyorum.” Hipokrat bugün yaşasaydı, gıda etiketlerini nasıl tasarlardı? Hipokrat’ın izinden giderek gıda etiketlerini okumayı öğreniyoruz. Etiketlerin büyülü dünyası sizi çağırıyor…

Ece’nin Sihirli Mutfağı, bir gıda güvenliği hikayesidir. “Mutfak kurallarına uyuyorum, sağılıklı gıda tüketiyorum.” Ece’nin sihirli mutfağına girip sağlıklı gıda tüketmenin kurallarını öğrenmek ister misiniz? Sihirli mutfakta sizi neler neler bekliyor. Buyurun Ece’nin sihirli mutfağına…

Prometheus! İnsanlara ateşi getiren, tufana karşı uyaran, onları koruyan ve gerektiğinde onlar için acı çeken bir Titan. Hatta bazılarına göre ölümlüleri yaratan, onlara konuşmayı, sanatı, zanaatı öğreten. Özünde antik bir “Robin Hood”. Elinizdeki bu kitap onunla ilgili değil. Onun koruyup kolladığı, uğruna acılar çektiği insanlarla ilgili. Ölümlülerin yarattıkları kahramanlar, onların maceraları ve bitmek tükenmek bilmeyen mücadeleleri ile ilgili. Eski Yunan Mitolojisi, dünya mitolojileri içerisinde belki

Hasan Malay sadece iyi bir bilim insanı değil aynı zamanda toplumun eğitimi için de katkılar yapmaya çalışan alçakgönüllü bir aydındı. 90’lı yıllarında başında “Antik Çağda Kölelik” ve elinizde tuttuğunuz “Hellenistik Devirde Pergamon ve Aristonikos Ayaklanması” gibi popüler kitapları ile eski çağ tarihine ilişkin doğru bilgileri kamuoyu ile paylaşmaya gayret etti. – Ersin Doğer Hasan Malay’ın Türkçe yazdığı kitaplar, alandan uzmanlardan daha çok alandan olmayan ancak eski çağ tarihi ve arkeolojiye merak du