Çocukluğumdan beri cenneti imrendiren yaşadığımız coğraf-yada iradem dışında sahip olduğum etnik kimliğimden dolayı birçok olumsuzluklar yaşadım. Aslında bu olumsuzluklar, birlikte barış içinde bir arada yaşamaya hizmet etmediğini, şahsımın ve benim ile aynı kaderi paylaşan toplumumuzun her şeye rağmen barış içinde bir arada yaşama umudunu asla yitirmemesi gerektiğini vurgulamaya çalıştım.

Çocukluğumuzda büyüklerimizin dünya ile iletişimini sağlayan tek iletişim aracı Erivan Radyosu'nun Kürtçe yayını idi. Biz çocuklar da büyüklerimiz gibi Türkçe bilmediğimiz için bu radyoyu mecburen dinliyorduk. Anadilimizde yayın yaptığı için çok haz alıyorduk. Radyo'nun her gün akşama doğru yarım saatlik yayınını dört gözle beklerdik. Radyo'nun yayın akışı içinde çocuk tiyatroları, masallar, şiirler, hikayeler ve türküleri her gün dinlerdik. Okuma yazma bilmediğimiz halde bu radyo hayal dünyamız' çok zen

İnsanlığın yazgısı geleceğin yapılarıyla belirlenecektir. Büyük yargılar onların elleriyle yüreklerindedir. Onlar; şu 21.yy'ın büyük karışıklığını temizlemekle yükümlü olacaklardır. Antoine de Saint-Exupery'in Küçük Prens adlı bu eseri, anlatım ve resimleriyle baştan sona okuyan çocuğu sürekli düşündüren onun düşlerini ve imgelerini ateşleyecek bir kitaptır.

Gorki'nin baş eserlerinden biridir. Çarlık Ruıya'sının akıl almaz sömürü çarkında ezilen halkın anlayışını, emekçi kesimden başlayan sosyal uyanışın mücadelesini, tutucu yoz düzenin kurbanı olmak istemeyenlerin başkaldırışını, abjektif bir görüşle yansıtır.

Tutku İçindeki Süper Güç kitabı içinizdeki varlık amacınızı bulmak, tutkunuzu uyandırmak ve bu tutkuyu ilham veren bir yaşama, liderlik potansiyeline, dikkat çeken bir girişime, iz bırakan bir şirkete dönüştürmek için bir başlangıç! İnandığım tek bir şey varsa, o da insanların tutkuya ihtiyacı olduğu kadar, yaşamın da tutkulu insanlara ihtiyacı olduğudur. Çünkü ilhamın yakıtı tutku, yaşamı güzelleştiren, dönüştüren ve ilerleten tek şey de ilhamın ta kendisidir. Sanırım her insan kendine şu soruyu sormuştur;

İnsan talihine açılan sanat kapılarından biri ve bizce en önemlisi olan tiyatro; söz ve harekete dayanması, göze ve kulağa hitap etmesi, nihayet hayatın tam içinde olması bakımından ayrı bir değere sahiptir. Onun için tiyatro, hayattır; hayatın ta kendisi olmak anlayışına en yakın sanat dalıdır. Gerçekte, hayat da tiyatronun geniş bir zaman ve mekânda sahnelenmesinden başka bir şey değildir.Tiyatrodaki sözler ve davranışlar; yaşanılan veya idealize edilen hayatı, şu veya bu şekilde bize aksettirebildiği, in

Türkiye'nin güneyinde, Hatay ilinin güneydoğusunda Suriye Arap Cumhuriyeti'ne komşu olan; ekilebilir topraklarının yarısından fazlası zeytin ağaçlarıyla kaplı; farklı ırk, din ve mezhepten insanların birlikte yaşadığı Hatay'ın ve Türkiye'nin özeti olan Altınözü'nde, Altınözü Kaymakamlığı ile Altınözü Belediyesinin; yaşadıkları dönemde kader birliği yapmış iki inanç insanı St. Pierre ile Habib-i Neccar adına düzenlediği öykü yarışmasında dereceye giren yirmi eserin derlendiği bu kitap okurların beğenisine su

Modern Türk Edebiyatı, 1850'lerden günümüze kadar Türk edebiyatının şiir, roman, öykü, tiyatro ve eleştiri gibi önemli türler üzerinden geçirdiği serüveni ayrıntılı olarak yansıtma savını taşıyan bir edebiyat tarihi çalışmasıdır. Kitap; tarihsellik niteliğinden ötürü kronolojik olarak düzenlenmiş, kimi zaman edebiyat dışı kimi zaman edebiyat içi ölçütler kullanılarak ve bu ölçütlerde belirlenen uzlaşımlara uyularak yazılmıştır. Türler odağında geliştirilen çalışmada, anılan tarihsel süreç içinde kendine yer

Bütün ömrü sadece bir gün olan kelebek türleri varmış. Ertesi güne kalmadan, yumurtalarını bırakıp ölürlermiş. İnsan ömrü çok mu uzun acaba? Yaşanmamış yıllar çok uzun gibi gelse de düne baktığımız zaman, sanki bir gün yaşanmışçasına bir film şeridi gibi hızla gelip geçer gözlerimizin önünden! Hümbet Hasanoğlu, kelebeklerin kısacık ömründen yola çıkarak bizim de çok uzunmuş gibi görünen üç günlük ömrümüzü nasıl insanca yaşamamız gerektiği hakkında yaşanmış örnekleri deneme, öykü, anlatı formlarıyla bir filo

Şair, şiirleriyle iç dünyamıza nüfuz eder. O, bu yönüyle bize başka bir âlemin kapısını aralar. Şair, şiirlerinde dili dönüştürür, onu tekrar inşa eder. Bakılan bakana göre değişir, bakmasını bilen görür sözü uyarınca biz, şairin şiirlerinde hayal edemediklerimizi, hissedemediklerimizi veya düşünemediklerimizi algılamaya çalışırız. Şair Mustafa Özbey de ötelediğimiz veya kıymetini bilemediğimiz moral değerleri bize hatırlatıyor. Onun şiirlerinde memleket sevgisi, aşk, kadın, dostluk, hasret, yaşama sevinci

Parantez Yollar, Emine Çakır'ın Yüreğimin Bir / Yanı ve Taşevin Uzun Sabahı şiir yapıtlarından sonra çıkardığı ilk öykü kitabı. Kitap, kırk altı öyküden oluşuyor. Yazarın kısa cümlelerle ve rahat bir söyleyişle elde ettiği akıcı bir biçemi var. Sözcük dağarcığı geniş. Benzetmeleri ilginç. Diyaloglar karakterlerin karşılıklı ilişkisine bırakılmıyor. Daha çok anlatıcının marifetiyle okura ulaştırılıyor. Bu akışkan anlatımın içinde bir miktar da şiirsel tat bulunuyor. Şiirsellik kimi zaman dille sağlansa da da

Şiiri enerji veren bir sanat dalı olarak gören biri olarak, şairden de bu enerjinin önce şiire aktarılmasını, oradan da okura geçirilmesini beklerim; daha doğrusu şiirden bunu anlarım. Şairin de enerji üretebilmesi için samimi, özü sözü bir, güzel duruşu olan biri olması, olmazsa olmazıdır şiirin. Azerbaycanlı bir hekim olan şair Nazile Gültac da düşüncesiyle, yaşama bakışıyla, samimi duruşuyla ürettiği enerjiyi okura geçirmeyi başaran bir şairdir. Sevgi Yağmuru kitabını okurken enerjinin dize dize içinize

İyi şiir yazmak hayatı ve insanı yoğun hissetmekle mümkün olabilir ancak. Duygular kalemin ucunda sözcük haline gelmeden önce kalpte hayat bulur ve şekillenir. Yazı sadece kalbin kâğıda yansımasıdır. Şiir bununla da sınırlı değildir. Kalpteki duyguların hangi sözcüklerle ifade edilebileceğini bilmek gerekir. Eskilerin zevk-i selim dedikleri estetik güzelliğe dair birikim burada devreye girer. Fahri Kaplan yeni şiir kitabında bahsettiğimiz iki işi aynadan yansıyan bir görüntünün saflığıyla ortaya koyuyor. Şi

Nuri Uygur'un Böyle Yarışmacı Düşman Başına kitabında hayvan ve insan öyküleri yer almıştır. Öyküler, bir hayat dersi (kıssadan hisse) vermeye yönelik olup eğitici, eğlendirici ve öğretici amaçlarla yazılmıştır. Hayatın bizlere sunduğu yaşam parçacıklarından öncelikle çocukların ve gençlerin ve tüm okurların gereken deneyimi kazanarak hayat yolunda ilerlemeleri amaçlanmıştır. Okuru eğlendirip rahatlatan, mutluluk veren, yaşam dersleriyle dolu didaktik öyküler bu yapıtta, eğitimci-yazar Nuri Uygur'un şiirse

Hamza Hamamcıoğlu çağdaş Türkmen edebiyatının önemli isimlerinden biridir. Yerel ve milli çizgiler taşıyan kalemi, özellikle dil işleme konusunda oldukça mümbittir. Yurt gazetesinde yazı dizisi şeklinde tefrika edilen Efsun ve Yorgun Kuta yazarın kültür ve edebiyat sahasına miras bıraktığı iki önemli eseridir. Efsun, çocuk saflığının sevgiyle harmanlandığı bir dünyaya kapı aralar. Çocukluk yıllarına bir çağrı olan eser, bizi geri dönüşlerle zengin bir anılar sandığına davet etmektedir. Yorgun Kuta, insan t

Denizler dolusu şiir Karşıdaki ışık kalbimden sana Hâlâ bende gözlerin Yine sende sözlerim Gönlüm gönlünle ezelden aşina Fahri Kaplan'ın ilk şiir kitabı Aynadaki Akşam, altı bölümdeki 66 şiirden oluşuyor. Bir, Kırık Câm, Turkuaz, Mumun Şarkısı, Gazeller, Birdenbire başlıklarını taşıyan bölümler, hüzünle kanatlanan lirizmi, denizin mavisinde tadılan ilhamın hazzını, kadim şiirin güzellik ve aşk iklimine duyulan özlemin içli ifadesini sunan birer aşk kadehi hâline geliyor. İçim kırık bir kadeh Aşk sızıyor m

Düşlerini Bekleyen Ülke, Gürbüz Demir'in Yaşamak Güzel Olsun'dan sonra yayımlanan ikinci şiir kitabı. Bu kitapta Demir, düşü gerçeğe çevirmek istiyor, toplumsalı sorguluyor, başkalarını dayanışmaya çağırıyor, güzel günlerden dem vuruyor, dünyayı değiştirmek arzusunu duyuyor, sevgiyi önceliyor, ölümü değil yaşamayı öneriyor ve tüm bunlar adına yeni şeyler söylemeyi istiyor. Emeğin önemsenmesi, kendi sınırlarını aşma-direnme ve savaşım, her şeye karşın umuda ve iyimserliğe yer açma, mevcutla yetinmeyip gelec

Bu kitap, üzerinden asırlar da geçse, yine de unutulmayacak bir savaşın safahatını anlatıyor. Hakkında binlerce kitap da yazılsa, olmasa da söyleyecek yeni bir şey, tekrar tekrar anlatılması gereken Çanakkale Muharebeleri'nin kitabı. Dünyada eşi görülmemiş büyük saldırışın ve batarak, yanarak geri dönüşün hikâyesi. O savaşı yaşayanların, kan ve barut kokusunu soluyanların mektup ve günlüklerinden derlenen, savaş muhabirlerinin rapor ve kitapları, cepheye ilişkin emirler, belgeler, kitaplar ve fotoğraflar ı

Çiçekli Bahar Gelecek, Nuri Uygur'un basılı beşinci yapıtıdır. Şairin şiir, edebiyat ve sanat anlayışını anlattığı Manifestom şiiriyle başlayan bu kitap; aşk, sevgi, çevre ve doğa, umut, mutluluk, aile, adalet, eşitlik, kardeşlik, barış, özgürlük, birlik ve dayanışma, vatan sevgisi, insanlık hâlleri... üzerine yazdığı son şiirlerini içeriyor. Nuri Uygur, her yapıtında olduğu gibi bunda da okuruna umut, iyimserlik, zorluklarla mücadele azmi ve koşulsuz insan sevgisi aşılayarak, onları hayata bağlamaya çalış