Elinizde tuttuğunuz bu eser, mobilitenin artışıyla birlikte her yaştan ve her meslek grubundan insanın cebine kadar giren teknolojinin, toplumsal hayata etkilerini ele alıyor ve bu konuda artı ve eksileri ortaya koyarak yol gösterici olmayı amaçlıyor. Özellikle sosyal medyanın toplumsal etkileri gözle görünür biçimde pek çok şeyi değiştiriyor. Gerçeklikten sanallığa yöneliş, çoğu zaman yüz yüze temasın azalmasını ve bunun yan etkilerini beraberinde getiriyor. Tüm bunların yanında, konvansiyonel medyanı

Yanlış adımları yüzünden tökezlese de hatta düşse bile yeniden ayağa kalkıp yoluna devam eden, kendisinde daima güç bulan, kendisini tekrar tekrar yaratabilen, zayıflığını gücünün ve gücünü güzelliğinin altında saklayan işte o varlık: kadın! Yaşamın kılavuzu ve yönergesi yok. Dönüp yanlışlarımıza, yanlışlarımızdan aldığımız deneyimlere bakınca hep düşünürüz; keşke bu zor yolda bize yardım gösterecek bir kitap olsa! İşte bu kitap, tam da bizim için. Bu kitap, düşenlerin nasıl ayağa kalktığını, yolunu kaybede

"SÜKÛT EDİP ANLATAMADIĞIM ARZU EDİP YAŞAYAMADIĞIM HAYAT..."  İstanbul'dan Berlin'e uzanan bir soğukluk baki kalacaktı. Feryal, İstanbul’da doğup büyümüştü. Hayatında mutluluğu yakaladığına öyle emindi ki nereden bilecekti, hayatın ona neler sunacağını. Yaşı henüz on beş idi. Lakin yaşadıkları ile büyümüştü. İlk hüzün ile tanışması, istenmeyen bebek oluşuyla başlamıştı. Beklenmeyen misafir misaliydi. Feryal. Dünyaya gelişinin uğurlu gelmiş olmasıyla sevdirmişti babasına kendini. Yeri geldiğinde

Bir kadın tanırım bildim bileli Acılar içinde hali perişan Acıyorum Tanrım yetişin ahali Nar var yüreğinde közden oluşan Batan gemi sanki düşen bir yıldız Hasret diyarından üşüyen bir kız Kaderi utanmaz talihsiz bahtsız Bir kadın tanırım haline eyvah

Hayal gücü pek yüksekti Ayşecik’in. Küçükken okuduğu kitaplar, ona hayal gücünü yüksek tutmasını öğretmişti. Jul-ne Verne’nin “Aya Yolculuk” isimli kita-bının, gerçek aya yolculuktan çok çok önce yazıldığını öğrendiği gün, hayal gücünün önemini kavramıştı. Hayal gü-cünü ölçen bir cihaz icat etmeyi bile düşünmüştü. Öyle bir cihaz olsa idi, Ay-şecik’in hayal seviyesi ölçüldüğünde ibre Ağrı Dağı’nın zirvesine çıkmasa da pek ünlü olmayan Küçük Ağrı Dağı’nın tepesine ulaşırdı.

Espriden uzak, kitap aktiviteli, oyuna ya da spora vakti olmayan öğrenim hayatım, nihayet sona ermiş ve ben, hayalini kurduğum üniversiteyi kazanmış, öğretmen olmuştum. Tek bir sorunum vardı; öğretmeni olacağım öğrenciler, çocuktu. Üstelik; okul yolunda bana “Mermer, nerelerde bulunur?” diye sorup “Eşikte.” diye cevap vererek gülüşen çocuklardı bunlar. Derste, doğal ve yapay ışık kaynakları arasındaki farkı anlatırken “Biri fatura ödetir; diğeri ödetmez.” diyerek dersi kaynatan çocuklardı. Dersleri şakaya a

Hüzünden gemiler yüzdürürken Yağmurlu gecelerde Sözümün tükendiği yerde Tükendiğim yerde Yine umudunla doğdum varlığa Umudun adıdır mavi Mavi sevdim ben...

"Bir Çift Parantez" cinnet sınırından dönen şairin mısralarıdır. Tırmandığı sabır duvarını aşmak üzereyken bir kalem dokunuşuyla mısra olan duygular...

Nasıl olsa hesabı her şeyin üstünde olan mutlak Muhasibin huzuruna çıkacağız her birimiz... Ben hesaplaşmanın, ödeşmenin, alacak-verecek tahsilinin öte âleme kalmasından mustarip değilim. Biliyorum ve eminim ki, zerre kadar hakkım kaybolmayacak. Rızam olmadan affedilmeyecek. Üzeri örtülmeyecek, gün gibi ortaya çıkacak... Mahşere kalsın hesabım... Dünyada soramadığım, üstesinden gelemediğim ne kadar hesabım varsa mutlak adaletin tecelli edeceği güne kalsın, ne çıkar! Sabredeceğim, o gün gelip çatıncaya kad

Bir ev hayal et! Arsası, "Gönül" toprağı olsun. Temeli, "İlim" küreği ve kazmaları ile açılsın. O temel içerisine "Âmel" demirleri bağlansın ve "İhlas" betonu dökülsün. "İhsan" tuğlaları ile örülsün binanın etrafı. "Muhabbet" sıvası çalınsın duvarlara. "Sabır" çatısı ile örtülsün üzeri. Odaların tamamı "Sevgi" boyasıyla boyansın. "Aşk" kapıları takılsın evin cümle odalarına. Giriş kapısında "Edep" tokmağı olsun. Ev'in etrafına "Birlik ve Beraberlik" duvarı örülsün. Buyur etsin evin dış kapısı cümle yoldan g

Gönül Bahçesi'nden Şiirler için Anlattığım kadar bildiniz acılarımı Oysa onları Her bir hücremde yaşayarak öğrendim Anladığınızı söylemeyin Sizin ne anladığınızı anlamıyorum

"Yazı ve Sanat Ülkesi" sloganıyla yayın yapan elektronik dergi Dergizan.Com portalında yazan yerli ve yabancı kırk altı usta ve genç kalemin fotoğraflı kısa özgeçmişleri ile birlikte, birbirinden değerli şiir, deneme, öykülerinin derlendiği "Yazı ve Sanat Ülkesi-2" okurunu edebiyatın rengarenk dünyasına davet ediyor.

Sâfi, ümidin önünde yeis perdesini sıyır. Şavk ve şevk denizinin sahilindeki kum tepelerini geç... Bulutun içindeki ab-ı hayat şebnemlerini gör. Gülün özündeki tatlı iksiri yudumla. Kovana bakınca arıdan geç bala yönel. Kin ve öfke dikeninden zaman çiçeğine kon... Gurura kapılma. Fakat öze, bengisuya, ab-ı hayata meftun ol. Onun pervanesi kesil... Perdelerde takılma... Sancı doğuma bir perdedir bunu bil. Şakakların zonklasın. Şafağın altın ışıkları beyaz bir gölge gibi saçlarına düşsün. Evet, gölgeler aslın

Hep çocukça gülebilsek, Severken onlar gibi olabilsek, Saf ve temiz duygularla Ah çocukça gülebilsek.. Bu kitaptan elde edilecek gelir, kimsesiz çocuklara burs olarak verilecektir.