Bu roman sıradışı bir gençliği sıradan olmayan bir yetişkinliği anlatıyor. 1987 yazı bütün yaz mevsimleri gibi sıradan bir yazdı ta ki yaz yağmurunun ardından çıkan gökkuşağını görene kadar...

Evrenin en güçlü varlığı benim ülkemde bir ormandaydı fakat neresindeydi? Bilemiyorum. Beni doğrudan kendisine ulaşabileceğim bir koordinatı neden vermediğini artık anlayabiliyordum. O bulunmak isteniyordu. Arayıp da bulunmak istenen bir hazineydi o. O benim hayatımda olması gereken tek hazineydi… O, herhangi bir ormandaki herhangi bir kayaydı ama hangisiydi?

Sera adındaki lise öğrencisi her yıl en az iki okul değiştirir ve kaderinin onu sürüklediği en son okula, bir Adaya gider ve yatılı yerleşir. Fakat gittiği an kendisini garipliklerin içinde bulur. Kendisine giderek çekici ve gizemli gelen yüksek bir tepe ve onun koruyucusu olan üç adamla baş etmek zorundadır. Özellikle dünyada görmüş olduğu en çekici ve baş döndürecek kadar yakışıklı olan çocuğa karşı baş etmesi oldukça zordur. *** Ölümün çok daha hızlı ve acımasız olmayı hak ediyor." Yutkundu. "Seni dud

“Yüzlerce yıl öncesiyle yedi saatte konuşabilen insanlar oldukça tarih yazılmaktan gurur duyacaktır.” Prof. Dr. Matt Mansy Akademisyen “Bence yüzyılın en içten düşünce kitabı… Adeta tarihte geriye gittim.” Andrey Malacas Emekli Tümgeneral “Sappho’nun hazin öyküsünü tekrar hatırlamak hem sevindirdi hem de hüzünlendirdi. Sanki karşımdaki masada o varmış gibi hissettim.” Ronald J. Drake Yazar “Sappho’yu hiç bu şekilde düşünmemiştim...” Emirhan Sarıca Yazar

“Sen, mutluluk, karamsarlık umut, acı, özlem, gülmek, ağlamak gibi duyguların yarattığı anlamlı bir mücadelenin adısın...” Hayat, bir rüzgara benzer, bazen yok gibi düşünürsünüz , bazen de var olduğunu düşünmekle kalmaz, bir anlam yükler ve o rüzgara ‘yeşil rüzgar’ deyip canlandırırsınız... Gelecekteki nesillere güzel bir eğitimsel, bilimsel bir donanım ve tecrübelerin, acıların yarattığı sağlam temeller üzerine kurulu bir birikim vermesi umuduyla...

Uçsuz bucaksız bir dağ sırasını izledikleri bir tepede duran dört arkadaşın arkasında yeni dostları, önlerinde ise hiç bilmedikleri bir büyücü ve örümcek ağlarıyla çevrilmiş yollar vardı. Norsa, elindeki defterin sayfalarını karıştırıyor ve arada bir Beta’dan uyarı alıyordu. Defter Norsa’yı kötü etkilemeye başlamıştı ki Missa, onu sırayla taşımak gerektiğini söyledi.

Oğlunun yeni buluş pesindeyken hayatını kaybetmesi sonucu Cumhurbaşkanı olan babası yenilikleri yasaklayıp insanları yeni teknoloji olan gözlük ve kulaklıklarla hipnoz etmişti. Ama iyi yürekli insanlar kalmıştı tabii ki tanrinin gönderdiği meleklerle iş birliği yapıp cumhurbaşkanının yıllar önce kurduğu bankada büyük bir makinenin anahtarını bulduktan sonra onu yıkmayı ve aynı zamanda bankayı yıkmayı başardılar. Dışarıda artık insanlar normale dönmüş haldeydi. Tanrının rahmeti melekler de gökyüzünde yavaşça

"İhanet duygusunu anlatmaya yetmez belki de cümleler. Kelimeler ise teker teker boğazımıza takılır. Kini anımsatan yaşlar gözlerin kuyusundan taşar, Ardında bir kin bırakıp gider güvendiklerimiz her seferinde. Öfkeye bürünmüş kanlar ihanetle oluşan bulutlardan damlar, Ve biz buna rağmen özenle kalbimizde saklarız her ihanetin acısını. Çünkü her acının bir hatırı vardır, hatırı olan bütün acıların anısına..."

Video oyunlarına, dizilere, filmlere vs. kafayı takmış Geek olan üç insanın, bir şekilde, bir garajda paralel evrenler araştırması sonucunda Einstein gelip onlara, paralel evrenlere seyahat için, belgeler ve bir tür defter vermesiyle maceraları başlar. Kahramanlar önce defteri okuyup diğer evrenler hakkında bilgi alırlar. Daha sonra paralel evrenlere seyahat cihazını yaparlar. Bir kaç evren sonra evrenin mutlak hakimi olmak isteyen Fear'ı durdurmaya çalışırlar. Yaptıkları planlar sonucu gizli yerlere, zind

Hayatı boyunca hep üzüntü ve keder dolu yaşayan Deniz ailesi tam mutlu olduk derken çocuklarının kaçırılması ile dünya başlarına yıkılır. Bütün ömürlerini bebeklerini aramak için geçirirler... Yıllar hızla geçer Fethi büyür gerçek ise zamanla ortaya çıkar. Yıllar sonra ailesine kavuşur ve Deniz ailesine mutluluk çat kapı gelmiştir. Yıllar hızla geçse de mutluluk hep onlardaydı hüzün ve keder evlerine uğramamıştı ta ki Efsun dünyaya gelene denk... Efsun'un dünyaya gelmesi ile kara bulutlar Deniz ailesinin üz

"12 Nisan 2005 Öğrencim Oğuz'un 37'nci dili öğrendiği bir günün tarihini atmakla gurur duyuyorum. O hayatımda sahip olamadığım fakat olsaydı asla bırakmayacağım bir evladım gibiydi. Onun henüz okul hayatına yön vermeye başlamam gerekirken eşimden gizli olarak kendim eğitmem belki de Oğuz'a ve kocama bir saygısızlıktı. Neyse ki Oğuz bir çocuk ve kocam Oğuz'a olan sevgimi kıskanmayacak..."